Comedy Central Roast Charlie Sheen




Charlie Sheen

Oyunculuğunun zirvesi bir komedi dizisi olan Hollywood'da oyuncu ailelerden Sheen ailesinin uslu kardeşleri Reene ve Emilio Estevaz gibi uslu değildir... Martin Sheen'in yaramaz oğludur...

Two And A Half Men Komedi Dizisinin daha önce Charlie Sheen'in en iyi oynadığı sezonlarının değerlendirmesini yapmıştık:
Birinci Sezon 
İkinci Sezon 
Üçüncü Sezon 
BKNZ 

Beşinci Sezon BKNZ
Altıncı Sezon BKNZ


Comedy Central Roast adında bir program var. TED'in sesi olan Seth Macfarlane sunuyor...
(TED1  ve TED2 BKNZ kendi yıllarının en komik filmlerinden)
Ünlüleri kırmızı koltuğa otutturup dalga geçiyorlar – verip veriştiriyorlar. İzlediğim bölümde Charlie Sheen vardı…

 Charlie Sheen gelmiş geçmiş en fazla kazanan dizi oyuncusu unvanını kazandığı “Two and a Half Men” dizisinden yeni daha kovulmuş. Üstelik patronuna “Pis Yahudi” diyerek… Adam da medya gücünü kullanarak Charlie Sheen’in tüm kirli çamaşırlarını medya’ya servis etmiş… Bir otel odasında bir hayat kadınına bıçak çektiği – Hayat kadınlarına kişi başına 30 bin dolar verdiği… İki hayat kadını ile beraber yaşadığı… Uyuşturucu kullanımında zirve yaptığı deşifre olmuş...  Düşünün bu adam bölüm başına 1,25 milyon dolar alıyor.. Senelerce kadınlara şiddet uyguluyor - fuhuş ve uyuşturucu hayatında gırla gidiyor... Ama bir yahudiye yahudi pisliksin diyince işine son veriyorlar... Tam amerikanvari bir olay olmuş... 

Oyuncuların yüksek maaşları da bir reklam malzemesi olarak kullanılıyor... Asıl paranın Gepetto'lar üzerinden döndüğünü düşünüyorum. Bu program Gepettoların yapımcıların oyuncak gibi oynadığı ama bir şekilde kötü alışkanlıkların batağına saplanmış şöhretlerin gladyo arenası gibi... Son bir yumruk... 

Charlie Sheen mizah üslubunu gene de konuşturmuş bence. Zaten Jay Leno'ya çıktığında da "Bir kez daha Two And A Half Man'e çağrılacağımı geri döneceğimi düşünüyorum - baksana sen bile döndün Jay..." demişti...  




Sunucu 
"Two and a Half Men"de Charlie'nin senaryo icabı cenaze töreni yayınlanacak. İster inanın ister inanmayın. Ancak kanal değiştirmenize gerek yok. Birkaç ay bekleyin. Gerçeğini görürsünüz herhalde.
Ona bir Ölüm ilanı hazırladım: 
"Uyuşturucu ve alkol problemlerinden dolayı boyalı basının oyuncağı haline gelen Charlie Sheen dairesinde ölü bulundu."
Aslında ne yaptım, biliyor musunuz? Amy Winehouse'un vefat ilanını kopyaladım. Ama metinde üç şeyi değiştirmem gerekti. Vefat edenin cinsiyetini, ölü bulunduğu yeri ve Charlie Sheen için sonunu değiştirdim: "Büyük bir yetenek kaybı değil yokluğu anlaşılmaz " dedim..

Charlie, damarlarında kaplan kanı dolaştığını iddia ediyorsun. Ama beraber olduğun onca hayat kadınından sonra olsa olsa Tiger Woods'un kanıdır o kanında dolanan... (Tiger Woods seks bağımlığından kurtulmak için Budizm'e yöneleceğini söylemişti...)





Charlie'nin Plaza Oteli'nde bir hayat kadınını ağlattığı söyleniyor. Ama bana sorarsan, Charlie, kadın yalan söylüyor. Çünkü "Wall Street"te tutuklandığın sahneyi izledim. Sen kendi kendini bile rol icabı ağlatamıyorsun dostum.

Şimdi Saturday Night Live’dan Joh Lovitz geliyor: “Eleştirmenler onun için “En kötüsü o değil” demişlerdi…
Amy Schumer’ın burada ne işi var… (Buraya gelmek için kiminle yattın)
Steve-O ile bu sabah konuştum. "Günün nasıl geçiyor?" dedim. O da "Harika geçiyor. Uyandım, tuvaletimi yaptım. Sonra yataktan kalktım…  "
Charlie Sheen’in evine kızlar geliyor ve ertesi sabah çıkıp gidiyorlar (orospular) Adam gerçekten delinin teki olmalı (halbuki gelenler orospu olduğu için gidiyorlar)… Bi gün beni de çağırdı… bir sürü hatun vardı evde… Ve içlerinden birini tanıyordum… Benim eski sevgilim… Hayatımda ilk defa sevinçten ağlayarak bir partiden ayrıldım…
Charlie için ledal uyuşturucu dozu nedir : “Two and a half man” kadar… 8 torba uyuşturucu nedir?.. Günün en önemli öğünü...
Sonra dönüyor İron lakaplı Mike Tyson’a … Hapishanede ütüden (iron) sorumluyken en işe yarayan işi yapmıştın dostum… Mike Tyson (bıraktım o işi dostum) … Bırakmak zorunda kaldın moron musun… Hapisten çıkınca o iş de bitti işte… 
Menopoza merdiven dayamış güzel ve yetenekli Kate Walsh geliyor… Kendisi 2002 (15 yıl geçmiş)’in en seksi kadını seçilmişti…  Koca bir alkış lütfen.
Bir sağlık neferi olarak bir hekim olarak sanat hayatında hiç duymadığın bir şeyi söyleyeceğim sana “her şey pozitif çıktı”
Sana acı gerçeği söyleyeceğim dostum: Meyveli gazoz bir meyve değildir…
İnanılmaz bir tıbbi mucize gibisin dostum. Tüm iç organların iflas etmiş olmasına rağmen sadece çocuklarını aldırmışsın… (bir kadına laf sokmak için daha iyi bir malzeme)
Arkana ikinci bir delik açacağım…
Charlie'nin çöküşü o kadar kötü oldu ki duyduğuma göre Al Gore belgeselini çekecekmiş.
Charlie’nin stand up’ı Larry Flynt’in (adnan hoca)nın komedyenliğine benzer…
Babası – Annesi – kardeşi – eşi ve çocukları da gelecekti ama ailevi bir işleri varmış… Onlar katılmadı…
Slash o şapkayı hiç çıkarmıyorsun Rock'n'Roll'un Abraham Lincoln'ı gibisin.
Çok fazla hayat kadını ile birlikte oldun dostum… Hayatımın kadınları diye kitap yazmalısın….
Kuliste Kate Walsh'a grileşmeye başlamış anatomisini gösteriyordu.
(bu grileşmeye başlamış yani kıçının kılları PUBiK kıllarından bahsediyorlar… bir kere daha kullanmışlar stand up’ta)
Amy Schumer da Kate Walsh’un dizisine Grace Anatomy değil Grileşen Anatomy olmalı adı, diye laf sokuyor…
Mike Tyson berbattı…
Ama sunucunun Mike Tyson’ı daveti komikti:

Pekâlâ. Sıradaki taşlamacımız
Mike Tyson: Tyson'ın başından üç evlilik geçti. İlk ikisi nakavtla sonuçlandı. Mike’ın cevabı:  “O işlere havlu attım ben.”
Lütfen öldürme beni! Bu öyle bir adam ki... Öyle bir adam ki maç yaptığı tüm rakiplerini dövdü. "S." harfi dışında. (Mike Tyson S’leri söyliyemiyor… Seda Sayan gibi… Seda Sayan’a içinde “S” olmayan bir şarkı yazmışlardı… Onun gibi… )
Kate Walsh’u sürekli dul kadınlara ya da mutsuz kadınlara hitap eden bir dizi kahramanı olmakla dalga geçiyorlar:
İsmini taşıyan parfüm çıkarmışsın… Çok güldüm: Parfümün sloganı “Çok da umrumdaydı” olmalı…

Steve-O biliyorum bunalımdaydın ve bir de şansını Stand Up’da denemek istedin… Seni izledim dostum… Bence intihar işini elden bırakma…
Patrice O ‘nail’in şişmanlığından dem vurmuşlar: “Tanrım öyle şişmansın ki tırnaklarını bile kemirmeden önce fritöze soktuğunu duydum”
Mike Tyson’ın dövmeleri ile çok dalga geçiyorlar: “Aynaya her baktığında İslam’ı seçmenin hayatında en aptalca yaptığı ikinci şey olduğunu söylüyordur”
Amy Schumer’da güzel laf sokuyor:

Mike, sana hiç duymayacağın bir şey diyeyim. Dövmen harika!
Kadınların sezaryen izlerini kapattıkları dövmelere benziyor…
Charlie neden Tanrı’ya şükretmiyor musun? Sonuçta Tanrı Michael J. Fox'tan nefret ediyor olmasaydı... Sen TV'ye bile çıkamayacaktın. Senin kürtaja ikna ettiğin kadınların sayısı doğum öncesi Down sendromu testi yaptıran kadınlardan fazla…




Ve, Charlie, bence senin en deli tarafın patronuna "Pis Yahudi" dedikten sonra TV dizine geri dönebileceğini düşünmendi. Patronuna "Pis Yahudi" dedikten sonra işten atılmayacağını bilse bunu herkes yapardı, Charlie.
Bilinen ilk Kaptan Körk William Shatner’i çağırıyorlar sonra:

Uzay Yolu, bir avuç gey adamın çalıştığı bir bilgisayarcı dükkânı gibi görünmezden evvel Kaptan Kirk'ü canlandırmıştı o.



Peki, Charlie. Çok üzülme dostum. Ben 86 yaşımdayım ama seninle aynı liseye gitmiş gibiyiz. Biraz kendini topla…  Demek işsiz kaldın. Üzülme. Hayat kadınlarına nazik davranıp 12 zavallıyla fink atan ve Yahudiler tarafından çarmıha gerilen birini daha tanıyorum. O da senin kadar meşhurdu… İnsanlar ona tapıyordu… Hayat kadınları çok paraya mal olur, Charlie. Aktrislerse seninle bedava beraber Olur dostum, kimse söylemedi mi sana? Hollywood'a giriş dersinde okuturlar bunu adama. Oolm para kazanmanın bir sürü yolu var. Geçen böbrek taşımı ünlülerin kullandıkları mezatında 75 bin dolara sattım… Yani idrar kesemde kalsiyum sentezleyip bir daire satın alabildim dostum…

Ve Charlie Sheen’in savunması:
Bu geceye kadar bu kadar berbat olduğumun farkında değildim… Sadece biraz eğleniyorum sanmıştım…
Yıllar içinde birçok karanlık tiple hukukum oldu. Başarısızlar, müptelalar, torbacılar, ümitsiz ev kadınları. Ama hepinizi birden aynı gece burada görünce çok duygulandım.
Önce sunucu Seth MacFarlane’e giydiriyor: Oolm Bronzlaştırılmış tenin ağdalı kaşların implant dudakların halojen dişlerin tıraşlanmış kıçını silinmiş cilt lekelerin… Çok parlıyorsun dostum… Ama tekneler dolu paraya ve üç TV programı sunmana rağmen hala sokakta seni kimsenin tanımaması zor değil mi?
Kate Walsh. Senin dizini seyreden kimseyi tanımıyorum. Çünkü ben hala regl olan kadınlarla çıkıyorum.
En büyük lafı şişman zenciye gömüyor: Patrice'i sahnede görünce herkes gibi ben de ilk şöyle dedim: “Mike Tyson'ın annesinin burada işi ne?”
Amy Schumer. Harikaydın. Beni acayip heyecanlandırdın. Tanımadığım insanlarla beraber olmaya hep bayılmışımdır. Ve herhalde burada Amy Schumer kadar tanınmamış biri daha yoktur. Ben Charlie Sheen. Ta Mars'ta tanırlar beni. Seni bu salonda bile tanımıyorlar.
Dostlar BANA ZARAR VEREMEZSiNiZ
BEN BiLE KENDiME ZARAR VEREMiYORUM…
Uyuşturucu öldüremedi beni.
Kadınlar öldüremedi.
Basın öldüremedi.
"Two and a Half Men" öldüremedi.

"Müfreze"den, "Wall Street"ten ve "Major League"den sonra TV'deki en yüksek ücretli aktör olarak yola devam ettim. Kulağa harika geliyor, değil mi? Öyleydi de Hayır, gerçekten. Hem de nasıl harikaydı. Porno yıldızlarıyla beraber oldum. Uyuşturucu kullandım. Kendi televizyon dizim vardı. Sonra Amerika'da herkesin yapabilmeyi arzuladığı şeyi yaptım. Kendi patronuma defolup gitmesini söyledim… Sonra her şey bitti.
Olay tüm aleviyle kamuoyuna yansıdı ve ben ancak duman dağıldıktan sonra ne kadar şanslı olduğumu fark edebildim. Çünkü hala beni seven bir ailem var. Zaten o yüzden bu gece buraya gelmediler ya. Evet. Beni hapiste gördüler. Son anda yetiştirildiğim acil servislerde gördüler.
Yaka paça çıkarıldığım mahkemelerde gördüler.
               Ama kablolu televizyonun standart paketinde görürlerse yıkılırlar.
               Ama biliyorum ki ailem daima bana destek olacak.
               Demek istediğim, bundan böyle "Kazanıyorum" demeyeceğim.
               Çünkü zaten kazanmışım.
               Bu taşlama bitti ama benim adım Charlie Sheen.








Hiç yorum yok: