BOLLYWOOD'dan
Kalıplarının dışında,
Şaşırtıcı,
Coğrafyasına dair, siyasi, komedi bir film:
KABUL EXPRESS
Bu filmle beraber
"mizahi dile sahip savaş karşıtı filmler"
dosyamızı açıyoruz
Kalıplarının dışında,
Şaşırtıcı,
Coğrafyasına dair, siyasi, komedi bir film:
KABUL EXPRESS
Bu filmle beraber
"mizahi dile sahip savaş karşıtı filmler"
dosyamızı açıyoruz
Klasik fıkra girizgahıdır bi ingiliz, bi fransız, bi alman...
(Temel nerde ulan demiş?...)
Fransızı, ingilizi baydı diyorsanız size iki farklı kombinasyon söliim de izliin:
Kabul Express: İki hintli, Bir Afgan, Bir Pakistanlı, bir Amerikalı; 11 Eylül sonrası Amerikanın müdehale ettiği ve Taliban'ı devirdiği anda Afganistan- Pakistan sınırında; bir yol, savaş, komedi filmine konu olurlar...
Welcome to Donkmakgol: 'da ise 2 kuzey koreli, 3 güney koreli, uçağı düşen bir Amerikalı; Amerika'nın müdehale ettiği Kore savaşında; Dongmakgol köyünde bir süre beraber yaşamak zorunda kalarak savaş karşıtı komik bir filme malzeme olurlar... Filmde hiç asker görmemiş köylülerden ilk gören "Kafasında kabak olan iki yabancı geliyor" demesine çok gülmüştüm...
Bu sefer de amerikalılar maydanoz olmuş diil mi?... Tıpkı savaş karşıtı komedi'lerin en oskarlısı Hayat Güzeldir'in son sahnesinde tankla gelen Yanki'yi gördüğünüz andaki gibi tadınız kaçtı eminim... Size tavsiyem sabah aç karına Akdeniz filmini izlemeniz... Akşam yatmadan önce de bir Tarafsız Bölge yapmanız... Bööle bağırsaklarınızı midenizi falan amerikancıklıktan temizliyecektir bu lahana turşulu perhiz... Çünkü bu iki film de amerikalı yoktur lakin ikisi de, Yabancı Film Oscar'ını götürmüştür...
Bi de bu muhabbetin neresine yerleştirebileceğimi bilemediğim; çok güldüğüm; savaş karşıtlığından çok, filmin ana karakterlerinin savaşı iplememesi ve antimilitarist olmasına dair süper bir komedi olan MASH var... Dizisi de çok iidi bilgi ve ilginize...
KABUL EXPRESS
Dünyada Hollywood'dan daha fazla film üreten tek ülke sineması olan Bollywood: "yoksa sınırlarını mı zorluyor; sınırdışı harekatlar mı yapıyor?" şeklinde dumurun dibine dibine vurdurdu... Kurtlar Vadisi Irak filminin ekibini "bölgene dair politik bir film yapacaksan aha da size örneği" diyerek zorla izlettirilmesi elzem niteliğine sahip üstelik...
Film 11 Eylül sonrası Amerikanın Afganistan'da Taliban'a müdahale ettiği dönemde geçiyor.
Hindistandan savaş muhabiri olarak gelen iki çömez gazeteci (John Abraham ve Arshad Warsi) Taliban avının tam ortasında buluyorlar kendilerini... Bir çok badere atlattıktan sonra bi amerikalı gazeteci , bi afgan rehper ve terörist muamelesi yaptıkları pakistan kökenli bi taliban ile bi cipin içinde mahsur kalıyorlar... Film bundan sonra gerilimli ama bi o kadarda komik bir yol filmine dönüşüyor...
Sürekli ortamdan şikayetçi olan John Abraham üst üste espriler patlatıyor:
Adam hindistanın ünlü kriket oyuncularını, Bolluwood'un ünlü aktörlerini sayınca:
Lan adam erkeklerden mi hoşlanıyor nedir?
İnsanlar cep telefonu taşır gibi kalaşnikof taşıyorlar abi burda!
Hotel Kabil'in görüntüsü geçekten ironikti: 5 yıldızlı...
Helikopter bunları sınıra bırakır:
Kabile gitmek istiyoruz der... Adam telsizle birini çağırır...
Lönk diye tank gelir:
Hmm burada taksi tank mı? der...
Filmin iç karakterlerine gönderme de var.. Hollywood'a kaptırdıkları son aktris olan frikiği ve fiziği güzel aktris amerikalı gasteciyi oynuyor
adam eski bi oyuncularını soruyor... avam bi espri var...
Afgan ve Pakistanlının silah üstünlükleri birbirlerine geçtiklerindeki hal ve davranışları tıpkı No Man's Land'deki kadar komik... O anlarda iki ülke arasındaki temel sorunları da anlıyorsun:
Taliban'ın Pakistan'ın desteklediği bir siyasi grup olduğu ve askerlerinin çoğunun Pakistan'dan geldiğini ve Afgan yerel halkın Taliban'dan bundan dolayı nefret ettiğini anlıyorsun...
Paralel kurguda Radyodaki yüzlerce Taliban'ın öldürüldüğü haberi Afganistan'da büyük bir coşkuyla kutlanırkıen, Pakistan sınırındaki askerler arkadaşlarının öldürülmesine matem tutuyorlar...
Afgan ABD'nin pakistandan kalkan bombardıman uçakları haberine tepkisini şöyle dile getiriyor:
Kalleş Pakistan, Talibanı bu ülkeye onlar getirdiler... Şimdi ABD onları yok etmesi için ABD'ye yardım ediyorlar...
İki acemi gazetecinin beceriksizlikleri de ayrı bir mizah konusu...
Bana MAdhuri Dixit'i verin, Keşmir'i alın
Bu kola... HAyır kesinlikle diil... NAsı ya kola işte.. BU pepsi
saçmalıyorsun ikiside aynı şey kola işte..
PEpsi ile kola aynı olur mu
Taliban: ABD hep kola ve pepsi satmak için savaş çıkarır zaten
HErşey pepsi için
Pakistan Hindistan arasındaki kriket savaşları ilginçtir Afganlılar cirit oynuyorlar...
Amerikalı sabah kebap akşam kebap.. atıştırmak için bile kebap getiriyorlar
Dram sahnesi: Şehir merkezinde kalcakları otel bombalanmış kenarında smekik gel beraber spor yalpalım diyor çcuuua çocuk koltuk değnekliymiş...
Imran Khan Afridi: My name is Imran Khan Afridi
Jai Kapoor: That's a pretty powerful name, "Imran Khan". You play cricket?
Imran Khan Afridi: Is every Indian named 'Sachin' a batsman?
Imran Khan Afridi: Suhel Khan, You're a Muslim, aren't you? Aren't you gonna offer 'namaz'? Hell, you're an Indian Muslim, what do you know about Islam?
Suhel Khan: Indeed! It's you guys who're the pillars of Islam: offering 'namaz' with an AK-56 at your side.
Khyber: You needn't worry, though. they've pulled this scam so many times, there're no donkeys alive now
Imran Khan Afridi: [deadpan, looking straight at Khyber] Some of them are. They're now drivers.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder