OS 1 (Osbir)



Her  - Aşk
2013
imdb84
Şimdiden Top 250'de olan film
42W50N En iyi film dahil 5 Dalda Oscar Adayı

* Sentetik ilişkilerin başlangıcı olan yüzyılımızın geleceğinde bizleri neler bekliyoru iyi öngörmüş film.
Sonuçta sanal ilişkisi olan o kadar çok insan var ki şu an dünyada. Bu film konuya fütüristik yaklaşmış, ama seyirciye ciddi tokatlar atmayı başarabilmiş.  Gitgide yok olan iletişimsizliğe, robotlaşan insanlara iyi bir gönderme süper bir hiciv...

* Adam, başkalarının mektuplarını yazarak para kazanıyor (enteresan gıcır mesleklere sahip baş rol oyuncular) İşinde çok başarılı (genelde bu tür filmlerde baş rol oyuncusu yapabildikleri kadar looser yaparlar) Mektuplar da gerçekten etkileyici yazılmış, okuduklarında duygulanıyorsun.
Filmi çok güçlendirmiş, adam'ın böyle bir iş yapması. Senaryo bu bakımdan da etkileyici buldum.

Yapay Zeka Bilim Kurguları:
Düşük Ritimlileri:  Metropolis - 2001: A Space Odyssey - Moon
Yüksek Ritimliler: Terminatör - Matrix - Total Recall - Alien - Elysium - İ Robot - Robocop

Tek yerli Yapay Zeka filmi: Kemal Sunal ile Fatma Girik'in oynadıkları Japon İşi
(bu film ile de tematik bir bağı var)

Aşık Olunası Yapay Zekalar: Kadın (Her) Erkek (Kid) - Kara Şimşek -

Yönetmen:
Spike Jonze'nin
üç başyapıtından biri:
Being John Malkovich -
 Adaptation -
 Her





* Film suni aşk yaşayanları da derin uykusundan uyandıran bir anlatımı var.

X Lars And The Real Girl filminin tam tersi diyebiliriz.
İkisinin arasındaki fark: Lars And The Real Girl'de yapay bir beden vardı ama ruh yoktu.
Her'de ise yapay bir zeka var ama yapay bir beden yok...

= Bir Aşk bilim kurgusu olarak,
Sil Baştan - Eternal Sunshine of the Spotless Mind filmine çok benziyor
Spike Jonze ile Charlie Kaufman dirsek teması olan iki büyük üstat. Spike, Charlie'nin bu film ile önüne geçmiş gibi duruyor.

= Black Mirror ve Al Pacino's Simone Bu filme tematik olarak yakın filmler.

Spoiler:
Filmi izleyince fark ettim, benim bilgisayarda bana aşık olmuş olabilir. Tam karşısına oturuyorum, böyle bir yavaştan almalar... İnternette giricem kasılmalar falan...  Tabi ki bizimkisi Samantha değil, Kezban!

* Filmin en önemli keşfi, bir düşünür ile arkadaş olma üzerine de bir çalışma olduğu fikri.
Ya ben kimleri istemezdim öyle bir program geliştirseler, Freud'lar, Cemil Meriç'ler, Gündüz Vassaf'lar...
Süper bir fikir ya keşke yakın gelecekte böyle bir program yapılsa... Hayali bile müthiş.

Filmin diyalogları - monologları özenle yazılmış. Şiir gibiydi.
 "kalp, kapalı bir kutu gibi değildir; sen sevdikçe o da büyür."
"sanki hayatım boyunca hissedebileceğim her şeyi hissetmişim de artık hissedeceklerim sadece daha öncekilerin zayıf versiyonları olacakmış gibi geliyor"

Yönetmenin anlatımı güçlendiren keşifleri:
Theo ve Samantha'nın bir dağ evinde tartıştığı anda ocaktaki suyun kaynaması...

* Gelecek tasarımda kıyafet'in önemi. Bele kadar çekilmiş dede tipi pantolon modası!!!

* Joaquin Phoenix her geçen gün daha iyi filmlerde oynayarak bizi şaşırtıyor. Yalnız buradaki oyunculuğu Big Bang Theori'deki Leonarda çok yaklaşmış... Ama çapaksız süper bir oyunculuk performansı gösterdiği aşikar.

* Biraz eksi havası esecek ama filmin yapay zeka şirketinin adının OS1 olmasını çok manidar buldum.

Filmin Hatunu: Film beyaz perdenin en güzellerini kapılarını açmış. O seksi ses tabi ki Scarlett Johansson'a ait.

Bana bu kalemi sat!

The Wolf Of Wall Street
Para Avcısı
2013
imdb85

* Borsa Simsarı ve Spekülatörü Jordan Belfort Biyografisi.
Para içinde yüzen olmasa da para üzerinde sevişen birinin,
uyuştucu -fuhuş ve eğlence ile imtihanı.

* Martin Scorsese'nin gelmiş geçmin en +18 filmi diyebilirim.
Filmin Seks - Şiddet - Uyuşturucu İmdb Karnesi aha da budur:
http://www.imdb.com/title/tt0993846/parentalguide

=  Günümüz ergenlerin Basic İnstinct - Temel İçgüdüsü,
Sinemanyakların Boogie Nights - Ateşli geceleri.
Ya da American Hustler'ı (hem bi milyonerin biyografisi hem bir dava  hem de fuhuş açısından)

= Carlito's Way Filmindeki Al Pacino'nun yahudi avukatı Sean Penn (seks partilerinde coşuyordu) ile
Bu filmde di Caprio'nun yoldaşı Johan Hill hem oyunculuk hem tip değiştirme hem de karakterin pis oluşu konusunda birbiri ile örtüşmüş. (Bence çok da iyi bir oyunculuk çıkarmış)

X  Fight Club Filmindeki Plaza eleştirisi, çalışma dünyasını alt üst eden bir yaşam eleştirisi vardı.
Bir nesil Fight Club ile kendine çeki düzen verirken, bir nesil de bu film ile Amerikan Rüyasına tekrar kendini kaptıracak. (yanarın yanarım da ona yanarım)

= Di Caprio'nun Catch Me İf You Can'den daha öte bir oyunculuk sergilememiş genelde. Tabi ki uyuşturucu krizleri hariç. Oskarı alırsa onlarla alacağını düşünüyorum.

= Arkada dış sesle komple kitabın okunduğu uyarlamalar: (Scorse bunu seviyor = Casino + GoodFellas)

Güvenlik görevlilerinin gözlerinin bayram ettiği sahne çekimleri - Filmin önemli bir üçlüsü bir arada


* Filmdeki kadın oyuncuların giyinik sahnesi yok neredeyse. Uçakta, malikanede, şirkette ve otellerdeki partiler çok uçuk.

* Film akıcı ve eğlenceli, tek moral bozan tarafı gerçek olması...


* Jordan Belfort (hayatım film amk) bir tip zaten. 12 yaşında para kazanmaya başlamış, 16 yaşında dondurma satarak günde 400 dolar kaldırmış, 22 yaşında ilk spor arabasını almış, 23 yaşında ilk iflasını tatmış, tekrar milyorner olduğunda helikopter kazası, yat batırmayı falan başarmış, iddiasına göre 1000 fahişe, bi o kadar kadınla beraber olmuş, uyuşturucunun ve seks partilerinin zirvelerinde dolaşmış bir milyoner.

Filmde Borsa Simsarlığını çok güzel özetlemiş:
- Müşterinin kasasındaki parayı kendi cebine çekeceksin.
- Aynı zamanda müşteriye de para kazandıracaksın değil mi?
- Hayır.
Milyonerimiz'in hayatındaki en önemli hocası bu olmuş. Onun söylediklerini ve yaptıklarını tekrar ediyor çünkü.


* Filmde bu kadar zengin olmuş adamın küçük bir sırrı çok etkiledi. O da kimsenin işe almadığı tiplerle çalışma alışkanlığı. Bunu çok iyi keşfetmiş ve onlara hayal bile kuramayacağı ortamlar yaratmış ve onların kendilerini paralarcasına çalışıp patronlarını paraya boğmalarını sağlamış.

Filmin Hatunu Margot Robbie'nin en giyinik pozları:


Biyografi ile gerçek kişilerin mukayesesi:
http://www.historyvshollywood.com/reelfaces/the-wolf-of-wall-street.php

Film inanılmaz erotik sahnelere sahip:

2013 Gürcistan Sinemasından iki önemli eser.


Mandariinid
2013
imdb86
Film bana Kavkazskiy plennik (1996) - Kafkas Mahkumu
imdb77  Filmini hatırlatmıştır.
İki düşmanın masa muhabbetleri ise En İyi yabancı film oscar'ını da alan Tarafsız Bölge filmine benzettim.
Tarafsız Bölge - No Man's Land imdb80


Savaştan kaçan halk, Gürcistan - Çeçenistan savaşı orasında kalan iki yaşlı adam. Uzak durdukları savaş evlerinin ortasına kadar gelir. Gürcü ve Çeçen iki asker bi yaşlının evinde kalmak zorundadır.

Bilge İvo ikisine de söz verdirir, kendi hanesinde birbirlerine zarar vermeyeceklerdir.
İvo savaşın tüm zararlarını çekmiş biridir. "kimin savaşı" olayını kafada çözmüştür.
Bu iki düşmana savaşın anlamsızlığını pasif direnişi ile anlatabileceğine kesinkes inanır.
Kalın kafalı Ahmet bile bunu anlayacak ve finale doğru tırmanan gerilimde rolünü tamamen değiştirecektir.



Savaş karşıtı filmler:
Gürcü: Ben bir aktörüm
İvo: Savaş bitince Seni izlemeye Tiflis'e geliriz. Ahmet'de yanımda olur. Seni alkışlar.
(İvo'nun Ahmet'in alkışlama taklidi filmde tek gülümseyebildiğimiz sahnesi)

-Oğlunu gürcüler mi öldürdü?
-Evet, ama ne fark eder ki?
-Nasıl yani? oğlunun mezarının yanına bir gürcü gömdün.
-Ahmed, fark eder mi? Cevap ver!
-Hayır, fark etmez.
- Ben ölseydim, beni de oğlunun yanına gömer miydin?
- Evet, ama biraz daha uzağına (Gözler hüzne boğulurken, Ağzınızda bir gülümseme yaratıyor bu diyalog)

* En iyi yabancı film oskar'ına gönderilmeyi Bloom'a kaptırmaları çok yazık olmuş.
Çok daha evrensel ve çok daha dünyayı kucaklayan bir film oysa ki!



Grzeli nateli dgeebi - Bloom  - Çiçek
2013
imdb87
19W4N Asya ve Avrupada bir çok festivalden ödülle dönmüş.
Bizdeki Perihan Mağden'in "İki Genç Kız" filmini hatırlattı
Gürcüstan Filmi

* Gürcistanın 90'lardaki geçiş dönemindeki ağır travması iki dost kız üzerinden anlatılmış. İyi bir dram ama yerel bir sorunu dile getirdiği için yavan kalmış.
Gene de doğu bloku'nda yaşayan herkes için empati kurabileceği bir film.
İki kız filmi omuzlarında taşımış ve ödüller de onlara gelmiş zaten.


Waar - Bir Pakistan Kurtlar Vadisi Filmi -

Waar 2013
imdb94
Pakistan Filmi
20.000 bin oy almış durumda.
Pakistan'ın kurtlar vadisi olduğu fragmandan okunuyor.

Filmin Hatunları ile bile göz dolduruyor.
İmdb'de tabi ki Top'a girmesi zor çünkü kendi coğrafyasından aldığı oylarla bu yüksek puanlamaya ulaşmış. Lakin bizdeki Süt Kardeşler ve Hababam Sınıfları nasıl 70'lerin en iyi filmerine girdiyse bu da 2010'ların en iyi filmleri arasına mutlak girecektir imdb'de.

Urduca Waar kelimesi Saldırı manasına geliyor.

Ortalama 20 bin dolara film çekilen ülke de bu film için 2 milyon dolar harcanmış.
Pakistan'da gerçekten yaşanmış bir terör olayını anlattığı iddia eden film biraz abartı sahneleri ve karikatürize karakterleri ile realistikten uzak diye eleştirilmiş.
Film açılış haftasında 900 bin dolar hasilat elde etmiş. En önemlisi filmi 3 yılda çekmişler...




En büyük rakipleri hindistan'ın aksiyon sinemasını aştığını biliyoruz, Pakistan umarım bizim gibi Kurtlar Vadisi seviyesinde kalır...
Hint Uçuk aksiyon sineması





Bir başka örneği:


The Champ tadında film: Çelik Yumruklar

Real Steel
Çelik Yumruklar
2011
imdb:71

* Yılın Boks Filmi
* Yılın Baba - Oğul izlenmesi gereken Filmi
* Bir robot filmi değil:
Filmin merkezinde bir Baba-Oğul ilişkisi anlatılmakta. Sorunluluklardan kaçan bir baba ile onunla iletişim kurmaya çalışan ve özlem duyan bir babanın ilişkisi.
Robot'un kişiselleştiği tek bir an var, o da aynaya baktığı an.

= Şampiyon - The Champ 1979
imdb:67
70'lerin başında doğan herkesin efsane filmleri arasındadır.
Sinema izlemiş ve hüngür hüngür ağlamıştım.
- Bu filmde de duygusallığın tavan yaptığı sahneler mevcut -
Burada Faye Dunaway (zenginle evlenmiş anne)
yerine;
Çocuğun veraseti için büyük paralar verebilecek Hope Davis - Dunaway ile Aynı poker surat yalnız dikkat ederseniz - (zenginle evlenmiş teyze) var farklılık olarak. Tabi o kadar değil ama filmler bir çok yönü ile örtüşmekte.
Stallone filmleri arasında, Rocky (robotumuz önce dayak yiyor sonra coşuyor) benzerliği taşısa da aynı baba oğul konusunun işlendiği Over the top'a daha yakın gibi.

* Gönüllerin Şampiyonu kavramının geçtiği film.

* Robot filmleri bakımından - Trasformers'lardan kat be kat iyi bir film.

* Gölge Boksu...

* Filmin yapımcısı Spielberg olduğu için ve o da robot işini çok iyi becerdiği için filmin robot konusunda bir sıkıntısı olmamış. Tasarımları, dövüş sahneleri mükemmel.
Filmin robotları arasında filmin başındaki dana da var...



* İzleneybıl - Güzel Vakit geçireybıl - Hüzünlü Heyecanlı bir film.

* Çöplükten araba parçaları toparlayıp robot yapacakalar sandım, araba mezarlığına girdiklerinde.

* Uzun filmler. Filmin süresi 2 saati aşıyor. Lakin sürükleyiciliği ile kapatılmış bir zaman bu, nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.

* Lost'un güzeli Evangeline Lilly'de filmin oyuncuları arasında.

The Ramen Girl

The Ramen Girl
2008
imdb63

* Tam bir kadın başarı filmi
= avangart yapımı karate kid - çekirge olan filmler.
* Brittany Murphy'nin öldürülmeden önce çektiği son filmlerden.
Baş rol oynadığı belki de tek film.

Brittany Murphy:
Eminem'in 8 Mile filmi ile şöhret'in zirvesine oturan ablamız,
Ashton Kutcher'in Just Married filmi ile kendini çok sevdirmiştir.
Benim için en büyük kariyer başarısı Sin City gibi bir baş yapıtta oynamasıdır.

* Cinayete Kurban Giden Şöhret:
Annesi tarafından önce kendisi ardından eşi öldürülmüştür. Cani anne daha sonra mal varlığı kendine geçmesi için mahkemeye baş vurmuş.

The Ramen Girl filmini oyunucunun bir başka filmini izlemek için izledim.

Ramen:
Bir çorba türü. Japonya'da Sushi'den daha polüler ve çok daha fazla restoranı bulunmakta. Aslında bir çin yemeği ama japonlar daha çok sahip çıkmışlar. Bizim şehriye çorbası gibi içinde noodle bulunmakta. Bu yüzden et suyuna makarna çorbası diyebiliriz. Doğal monosodyum glukomat bulunan ispanat, yosun gibi yeşillikler de içine ekleniyor. Çok doyurucu, deniz mahsülleri, domuz partırması, dana etli, karidesli, tavuklu bol baharatlı türleri makbul.

Film vasatın çok çok altında bir konusu olduğu için hiç detaylandırmıyorum. Tamamen zaman kaybı.

Leon



Children Of Men

Children Of Men
Son Umut (2006)
imdb79

* Distopik Filmler.
Film dünyanın en genç insanı haberi ile başlıyor
- Filmin konusunu anlatan iyi bir başlangıç -
Demek di doğumlar durmuş ve gelecek çocuksuz bir dünya karanlığına gömülmüş.
* Soğuk İngiliz Bilim Kurgu'ları arasında bir başyapıt
* Kısa bir süre de olsa Top250'ye giren filmler.

* Film bir başyapıt, çünkü yönetmen filmi şiir gibi çekmiş Plan sekans sahneler sinema manyaklarından tam not alacak titizlikte planlanmış ve çekilmiş.

* Daha önce sinemada izlediğimde çok daha fazla bende hayranlık bırakmıştı.


Filmin iki unutulmaz sahnesi var, Birincisi sinema tarihinin en iyi motor taklası diyebilirim:
Çok emek verilmiş, çok iyi planlanmış plan sekans sahnesi:

Filmden çıkarımlar:
Yıl olmuş * 2027, hala daha ellerde kalaşnikoflar, Müslümanlar ortalık yerde "Allahu Ekber" nidalarıyla ortalıklarda geziyorlar.
* İngilizler (sanat eserlerinin başkentte toplanması) hala daha dünyanın efendisi, tek sömürgecicisi.
* Clive Owen, üzerindeki tişörtde London 2012 (2006'da vizyona giren filmde 2012 olimpiyatlarının reklamını yapıyorlar)

John Carter

John Carter: iki Dünya Arasında
2012
John Carter
imdb66

* yılın para olarak fiyaskosu.
çok para harcanmış ve karşılığını alamamış bir bilim-kurgudur.
arada kalmış bir filmdir, ne çocuk filmi de ne de aksiyon seven bir yetişkin.

= Star Gate tadında bilim kurgular

* film çok kötü değil, bir kült bile olabilir, ama klasik olamayacak kadar da vasat.

* zıplama olayı filmin akışıyla çok büyük boyutlara ulaşmış, bir cüneyt arkın fimi abartısı halini almıştır.

* Çok sevimli bir köpek tasarlamışlar film için:
= Gladyatör tadı yakalanan sahneler:

= Şu uzayda demokrasi yerie böyle krallar prensesler olan filmleri ayrı bir klasmanda toplamak zorunda kalacağız. Star Wars mı etkiledi bunları bu kadar acaba. 


Star Wars demişken filmin önemli yaratıkları da biraz Star Wars karakterlerinden birine benziyor:


Filmin Hatunu: Lynn Collins

Entrika

Arbitrage
Entrika
imdb:67

Filmin üç kritik oyuncusu da benzer filmlerindeki karakterlerini birebir oynamışlardır. Hele Richard Gere, bir de buradaki oyunculuğu ile Golden Globe'da en iyi oyuncu adayı gösterilmiş.
= İntersection filmi ile birebir aynı oyunculuğu sergilemiştir.
 imdb:51
(İntersection filminde Richard Gere abimiz ile Dönemin fora ablası Sharon Stone'un sevişme sahnesi unutulmazlar arasındadır - Bu filmdeki harcanan fransız aktrist ile öyle bir sevişme sahnesi çekememişler mesela ki fransız ressamı Laetitia Casta gibi dünyaca güzel bir ablamız oynamıştır... Filmin en büyük eksiği diyebilirim...)

Tim Roth, dedektif... hareketleri biraz değiştirseydin be baba!

Brit Marling: senaryosunu da yazdığı Another Earth filmindeki durulukta oynamış.
http://kilavuzkarga.blogspot.com.tr/2013/08/another-earth-2011-imdb69-filmin-ana.html

Film tam bir "Zenginin derdi beni gerdi" üzerine bir finansal, aşk üçgeni gerilim filmi.
Yalnız bunda ana hikaye dışında gerilimi arttıran yan hikayeler epey bir güçlü ve düğüm noktasında hepsi çözümleniyor.

Benzerleri çok, ancak türdeşlerini sevenler için vasatın üstünde bir sürükleyiciliği var, sadece türdeşlerinden hoşlananlara tavsiye edileybıl!

Man Zkt Vrouw

Man zkt vrouw
A Perfect Match
2007
imdb:65
Belçika Filmi
Komedi - Dram

* Muhafazakar bir yaşam süren, yeni okul müdürlüğünden emekli olmuş, eşini yıllar önce kaybetmiş yaşlı bir adam.
* Eşini kaybetmiş, hiç çocuğu olmadığı için kafayı ufolarla bozmuş ve buna yarenlik eden bir başka adam.
* Koşullar ve zorunluluktan bu yaşlı adamın evine sığınmış romanyalı bir genç kız.


* Filmin erkek oyuncusu JAn Decleir'i ben Ali Poyrazoğlu'na benzettim mimiklerini ve oyunculuğunu.
Kendisi hollanda sinemasının baş yapıtlarından en iyi yabancı film oskarını almış filmi
Karakter - Caracter filminin de başrol oyuncusu http://www.imdb.com/title/tt0119448/



* Komedi olarak yaşlı bir adamın evine sığınan genç güzel kadın filmi olarak aklımıza hemen
Woody Allen'ın Whatever Works (kim kiminle nerede) http://www.imdb.com/title/tt1178663/ 2009 filmi akla geliyor. O film çok çok komikti, bu ise eh gülümsettiği sahneler mevcut cinsinden.

* Filmin adı ve en komik olması gereken yeri, seri internetten tanıştığı yeni kadınlarla buluşma sahneleri çok gerçekçiydi ve hiç komik değildi.

* Kızın çok rahat cinsellik konuşabilmesi, adamı gaza getiriyor diyebilirim.
= Çok iyi telefon seksi gerçekleştirebilirim. (kulağında telefon varmış gibi yapıp orgazm sesleri çıkarması)
Direk Harry Sally ile tanışınca filmindeki Meg Ryan'ın Restorant Orgazm taklisi sahnesini hatırlattı:
http://www.imdb.com/title/tt0098635/

* Adamın bir ölü ağaç gravürüne takması, kendisi ile onu özdeşleştirmesi ve ağacın bahçenin tam ortasında olması... Film alegorisiydi.

Filmin Hatunu:
Maria Popistasu gerçekten romanyada doğmuş bir aktrist.



JOBS

Jobs
2013
imdb:59

* Steve Jobs Biyografisi -
Film olarak kötü, biyografi olarak berbat filmler.

= Sosyal Ağ - The Social Network - filmindeki Mark Zuckerberg muamelesi yapmışlar Steve Jobs'a
bir iki sahnede de bunu hak ettiğini anlıyorsun...

Casting karakterlere benzerme derecelerine göre seçilmiş ve bence başarılı bir yöntem izlenmiştir.

* Bill Gates'in şu an yaptığı dünya çapında bir rasyonel zeka ve empati örneğinin trilyonda birini yapmayacağını da anlıyorsun Steve Jobs'ın... Çünkü gerçekten çok bencil biri...
- eksicilerin dediği gibi adam tam bir pislik çıktı Rıza Baba!
Ayrıca Bill Gates vaktinde Apple hisselerine 150 milyon $ yedirip Apple'i ipten almaştır.
Steve Jobs'ın itin mabedine daha da sokmamak için anlatılmamıştır.
Büyük bir seyirci kaybına uğrar, fanları ayaklanır ve filmi sabote edebilir diye korkmuşlardır.

* Deha'lığının pazarlama ve iş kurma konusunda olduğunu, doğru kişileri bir araya getirdiğini ve aslında mucit olmadığını anlıyorsun. Steve Wozniak yani kişisel bilgisayarın bulunmasında en büyük rolü olan adamın (gerçi Steve Jobs'sız da bunu gerçekleştirmesi çok güç) ne kadar Steve tarafından sömürüldüğüne gözlerinle tanık oluyorsun. Ben Steve Jobs'ın işin vizyon ve pazarlama kısmında bir dahi olduğunu tahmin ediyor ama dile getiremiyordum, bu film benim için çok ideal bir anlatıma sahip oldu bu bakımdan.

Big Bang Teori'yi bir kere daha taktir ettim. Steve Jobs'ın gölgesinde kalan mucit Wozniak'ı ilk defa orada tanımıştık. Sezon 4 Bölüm 2 - Bunu dizi eleştirisinde yazmıştık:
http://kilavuzkarga.blogspot.com.tr/2013/08/the-big-bang-theory-4-sezon.html

* Steve Jobs girişimciliğin tanımını yeniden yazdığı için bu kadar paye verilmesine karşıyım, evet kafasındakileri dahiyane fikirleri gerçekleştirmesi övülebilir:
Bilgisayarın iki yanındaki hoparlörlere bakıp: bunlar dışarıda değil, ekranın iki yanına sabitlemelisin demek mi, onun çözümünü bulan mühendis mi?

* Filmde Steve Jobs için tek taktir edebileceğimiz şey, üst para babalarının kafalarına kafalarına vurması.
Yani çalışanlara aynı muameleyi yapan Pazarlama dehası Steve abimiz patronları da dövebildiği için alkış tutuyoruz kendisine... Belki de bu yüzden camia çok seviyor kendisini...

Film bize şunu öğretiyor ki ben bunu dediğim gibi tahmin ediyordum:
Jobs'un bir deha olmadığı, dehaları fark etme ve onları kullanabilme yeteneğine sahip olduğu.
Ya zaten kendini tanımayanlar için bu şok yetiyor adam...


Woz'a büyük tokat: Geliştirmeyi taahhüt ettiği bir oyundan 5000 dolar kazanacakken woz'a işin tüm teknik kısmını hallettirip ona 700 dolar alacağını söylemesi ve bunun yarısını woz'a vermesi dost kazığı teriminin vücut bulmuş hali olarak seyredilebilir.

Bir evlatlık olarak kendi çocuğunu red ediyor:
Yine woz'un herşeyi yaptığı, jobs'un hazıra konup sadece pazarlamada rol oynadığı ilk apple üretimi döneminde kız arkadaşının hamile kaldığını öğrendiğinde yaptıklarını hiçbir insan evladının yapabileceğini düşünmezdim. Evlatlık biri olarak kendi evladını sokağa atması bu adamın ''humanity switch off'' yaşayan bir vampirden farkı olmadığını hissettiriyor.

Şirketi beraber kurduğu arkadaşlarını aforoz etmesi (Facebook'un hikayesinden farksız)
Şirket olduktan sonra risk alıp apple'ın şirketleşmesinde katkısı bulunan insanlara tam bir vefasızlık örneği göstererek hissedarlardan çıkarması da ayrı bir kazığı olarak not düşülebilecek bir enstantaneydi.

Jobs'un estirdiği terör ve oportunist yaklaşımıyla işi bittikten sonra çevresindekileri paçavra gibi atması ve anlayış beklemesinin yanında, derin yalnızlığı da gözlemlenebilmektedir. Öyle ki, kendi adamları tarafından işine son verilmiş bir insandan bahsediliyor.


Bu belgeseli de izledim:

Adama saygım iyice yerlerde sürünmeye başladı, bu belgeselden sonra.
Belgesel çok iyi bitiyor
"o bir yazılımcı değildi
o bir iş adamı değildi
o bir donanımcı da değildi
o bir hayalciydi"

Pixar'a verdiği 50 milyon dolar yardım sayesinde bir milyar dolar kazanmış...
Evet paraya değer vermiyor diyorlar ama pixar ona her filminin sonunda teşekkür ediyor...
Para veren adama...
Yapmayın dostlar... Pixar, yerleri süpürenlerin çizim kursları düzenleyen Walt Disney'in temizlikçilerinden birinin kurduğu bir animasyon şirketi. Adam filmlerinin sonunda Walt Disney'e değil ona 50 milyon veren adama teşekkür ediyor. Karşılığında da milyar dolar kazandırmış üstelik. Pixar filmleri bittiğinde zilyon tane adamın ismi geçiyor ve en son Steve Jobs'a teşekkekkürler... Hem de kocaman... Yapma... Zilyon kişinin ismi geçiyor diyorum...

Japonya'ya gidiyor:
Dünyanın ilk iki disc çalarını hediye etmişler adam diye... Çinliler gibi hemen birini parçalamış... Kopyasını yapmak için... (Disc çalar'ı bulan adam için japonyanın Steve Jobs'ı diyorlar. Neyse günah çıkarmak için daha sonra Sonny'nin bir zımbırtısının dünya lansmanını yapmış... Ama adam bir hırsız kardeşim bu neyi değiştirir...)

Daha özgür ve sanata daha yatkın tasarımcıları sayesinde Sonny den daha iyi bir şey çıkarmış...
Asansörde çıktığı adamı kovan biri bu kadar da başarılı olsun... Bir kere korku saçıyor...
Japonlar mühendislerini bu kadar dövmüyordur...

Ben adamı yeteri kadar yerin dibine sokuyorum ki ama ortasını bulmak için adam tam bir kapitalist... Hatta kapitalizmin heykeli yapılsa ona benzetilmeli. Donanımcılar windows'u övme o hiç bir şey üretmiyor bir yazılımla zengin oldu diyorlar... Steve Jobs'ın elle tutulur bir sanat eseri ortaya koyduğu için tapıyorlar... Bakın bunlara aşırı sert cevaplarım yok lakin Steve Jobs ta gördüğün net bir şey var:
Rasyonel düşünce ve empati yoksunu biri...

İşine odaklanmış ve mükemmeliyetçiliği kılıfıyla insanları etkilemiş...
Karşılığını gani gani aldığı bir şey... (para cinsellik yaşam kalitesi - adam sevdiği müzisyenlerle çıkmış, düşünebiliyor musunuz... mankenlerle olmak zorunda değil, iyi müzisyenlerle birlikte olmak istemiş ve bunu başarmış - Joanna Hoffman - John Baez...)
Onun özgür kıldığı çalışanlar, onu özgür kılan sistemin açtığı bir kapı...
Zaten uyuşturucu için sevgilisini aldattığı hem kitabında hem de biyografık bu filminde konu edilmiş.
kaynak: http://en.wikipedia.org/wiki/Steve_Jobs

Ama onu özgür kılan şeye diyetini ödememiş, onun özgür kıldığı insanlar ise fazlasıyla ona tapıyor...

Hep birilerinin icatlarını parçalayıp daha iyilerini yapmaya çalışan birinin bu kadar kapalı kutu, kimse açmasın şeklinde tasarımlar yapması hayranlarını daha fazla etkiliyor olabilir, benim için anlamı, benimkisini çalmasınlar diye düşünen hırsızlığı bilen birinin davranışı gibi duruyor. Windows eğer bir şeyini çaldı ise, ve bundan dolayı bu kadar öfkeli ise, o kadar çaldığı şeye yorsun bi zahmet...

Bir de mouse bulan adam zannediyordum. O gene teknolojiyi nasıl geliştiririz üniversite oturumlarında tartışılan bir uzaktan kumandayı almış modifiye ettirmiş (tabi bunu da kendi yapmıyor) bir adam. Sadece bileşenleri bir araya getiriyor. Biri çıkıp bunları söylemeliydi.

Sonuç olarak eğer biz bir çocuğa dünyanın en dahi en başarılı adamı budur diye Steve Job'ın hayatını anlatır, biyografilerini  izlettirecek olursak, başarılı olmak için diğer insanların sırtlarını basamak olarak kullanıp onların başarılarını çalarak kendininmiş gibi pazarlaman gerektiği gibi bir sonuca varır o çocuk. Yanlış mıyım?

SON OLARAK