Mustang


Mustang
2015
imdb76
2016 yılı oscar yabancı dil adayı.
2016 golden globe yabancı dil adayı.
2016'da Cannes'ten ödülle dönmüş.
2016 cesar'larını silip süpürmüş.

Bol ödüllü - Konusu ve yönetmeninin kökeni itibariyle bakılırsa bir Türk Filmi!





=
* Öncelikle yabancı dilde oscara yaklaşmayı bırak bu ödülü evine götürmüş bu derece Türkiye veya Türk filmi diyebileceğimiz bir film var.
Reise Der Hoffnung - Umuda Yolculuk
1990
imdb77
Bu iki avrupa filmi birbirine hem üzerine çektiği tepkiler hem de bir memleket eleştirisi olma babında çok benziyor:
* Mustang'ın Sernayosunu Deniz Gamze Ergüven ile birlikte bir Fransız yazmış
Journey Of Hope - Umuda Yolculuk filminin de senaryosunu Feride Çiçekoğlu ile birlikte bir İsviçreli yazmıştı. Bu film en iyi yabancı dil Oscar'ını da kazanmıştır.
* Mustang gibi tamamen Türk Oyunculardan oluşmuştur. Yani Mustang'tan daha yerli bir film Oscar'ı almıştır.
* Mustang Türkiye'de kadın olmanın zorluklarını anlatırken.
Umuda Yolculuk iş için başka ülkelere doğru uzun ve acı dolu bir yolculuğun filmidir.

Umuda Yolculuk:
Filmin konusu Maraşlı Alevi bir ailenin sadece kartpostallarda gördükleri İsviçreye yasadışı göç etmelerinin hikayesidir.





Mustang Filminde verilmek istenen sosyal mesaj iyi - veriş yöntemi aslından çok uzaktır.
Türkiye'de kadınların ve kızların başına bundan çok daha kötü olayların geldiğini hepimiz bilmekteyiz. Bu film ülkemizdeki kızların sorunlarının altını çizmektedir.
Bu yönüyle de gerekli taktiri hem bir çok yerden aldığı ödülle hem de gişede almıştır ve almaktadır.

Lakin, yönetmen ve diyalogları yazan ekibin o coğrafyada hitap şekilleri, konuşma üsluplarını hiç iplemeden yazmaları filmin en büyük handikabı olmuştur.
Filmin bu kısmı için iyi bir gözlem ve araştırma yapılmamıştır.

Ben bu yaşanan sanatsal başarısızlığın "İlber Ortaylı'ın Orhan Pamuk'a Ayarı" sendromu ile açıklanabileceğini düşünüyorum.

Önce bu olayı hatırlamaya çalışalım:
Orhan pamuk un bir kitabında "İmam ikindi namazı saatinde caminin balkonuna çıkarak ikindi ezanını okudu" şeklinde cümlesini cımbızla çeken İlber Ortaylı hocam bakın nasıl detaylı bir Türkçe serzenişinde bulunmuştur:

1. Namazın saati olmaz vakti olur. Saat ve vakit ayrı kavramlardır.
2. Minarenin balkonu olmaz Şerefesi olur. Üstelik ezan şerefeye çıkarak değil içeriden okunur.
3. Ezanı imam değil müezzin okur.

Sinemasal babda buna bir güzel örnek de "Annemi Trenden Nasıl Atabilirim" filminde verilmektedir.
Yazar olmak isteyenler için akşam kursunda ders veren Billy Cristal'a biri bir hikayesini verir. Denizcilikle ilgili bu hikayede belki hayatında hiç gemiye bile binmemiş, gemicilikle hiç bir alakası olmayan kadın her terim için "şey" kelimesini kullanmıştır. Billy Cristal epey bir aşağılar kadını.

Konumuza dönmek gerekirse,
Bu İlber Hodja'nın öfkeyle söylediği şey bu filmin neredeyse tamamı için geçerlidir.
Örneğin filmde kızlar hakkında dedikodu yapan komşu'ya öfkeyle koşan kız "Figen Hanım" demez.
Trabzon'da kim kime "Hanım" diye seslenir ki... Bu kızları Paris'ten toplayıp getirmediler di mi Trabzon'a...
Bir çok buna benzer diyalog felaketi yaşanmıştır. Bahçe sahibinin diyalogları da anlamsız ve hollywood polisi tadında...
O Trabzon - TT Arena karmaşası nedir ya? Hele Burak'ın golüne sevinmeleri bi acayip. Bu ligde çeyrek final mi var?


Toplumun kültürü ve alışkanlıklarından bir haber bir kadronun bu filmi çektiği sadece diyaloglarla da anlaşılmıyor...

* Keşke filmin babaannesini oynayan ve sinematografisinde "Masumiyet" - "Çoğunluk" gibi başyapıtları bulunan Nihal Koldaş'ı diyalog danışmanı yapsalarmış. Daha başarılı sonuçlar alabilirlermiş.



Teknik olarak kurguda ve olay örgülerinde de bu ve benzeri hatalar görülmüştür.

Filmdeki karakterlerin hiç biri Anadolu insanını yansıtmamıştır.

* Zeki Demirkubuz, Nuri Bilge Ceylan gibi yetenekli yönetmenlerimizin değeri daha da anlaşıldığını düşünüyorum bu tür eserler ortaya konulmaya çalışıldıkça...



Hiç yorum yok: