Devrin Arabaları


Devrim Arabaları
imdb:85

* senin bildiğin kadarını biz unuttuk evlat!

Biz kendi sanayiimize, bilimimize dair bir film yapabilecek miyiz şeklinde bir bakışla izlemeye başladım filmi... Filmi beğenmeye yüztutmuşken bu sefer de:
"Biz iyi bir film çeksek de iyi bir yan hikayeleri olan bir film çekebilecek miyiz?"
düşünseli beni aldı götürdü...

Aslında filmin ritmiyle yazdışım eleştirinin ritmini bir tutarak epik bir şey patlatmak istedim, vaz caydım... Hani araba yapamayız ile film yapamayız muhabbetini paralel yürütmek hoş bir oyun olabilirdi...

Evet film güzel olmuş... O devrin devrim arabası kadar güzel... Dönemin en iyi oyuncuları taçlandırmıştı filmi... Bla bla...

Film bizim sinema tarihimizin Titaniği gibi... Sonunu herkes biliyor ama gene de bir heyecam var...

Klişe:
Klasik başarı hikayelerinde erkekler bir yola koyulduklarında mutlak çocuğu olmayan bir çift ve hamile bir kadın olur, genelde de astronot filmlerinde...

Batı apoletli kahramanların hikayelerinde yeni yeni sıyrıldığı bir döneme girmiştik... Gravatlı kahramanların hikayeleri de anlatılmalıydı... Amerikalılar, kuzey güney dışında tarihi olmadığından bi ara böyle bilim hikayelerini çekmeye başlamışlardı... Nükleer Bomba yapan mühendis kadrosu onların çanakkale zaferi gibi bir kadro, deli kayıp vermişler, filmi de süper olmuştu... Kan çıkacak, petrol mühendisliği için nasıl teknik ekip harcadıklarını anlatan güzel bir film...

*
Filmde beylik laflar çok boldu:
Amerikalı 1: Bence yapamayacaklar.
Amerikalı 2 : Yapacaklarına inanmaları yapmalarından daha önemli

Bu iş bitince hapse mi atarsınız emekliye mi ayırırsınız sürer misiniz ne yaparsanız yapın ama bitene kadar bizi rahat bırakın

Hiçbir başarı cezasız kalmaz...

Devrim durduğunda halk onu sırtlar demiştim.

Zaten adı devrim olan bir otomobilin sokaklarda dolaşmasına izin vermezlerdi.



* Filmde kullanılan Beyaz Devrim arabası Odtü Teknoloji Müzesinde sergilenmekteymiş...

* Beni en çok etkileyen sahne göstergelerdeki türkçe kelimeler oldu...
"Yağ - hararet -hız" gibi kelimeri görünce "bunlar da türkçe ne iyi gitti" demeleri hoş bir seda idi....

* iyi mizansen: araba bir duvarın arkasından gider gider gider duvarı geçince, mühendislerin arabayı ittiğini görürüz!

* iyi espri:
- üstelik büyük bir avantajımız var, kimse yapacağımıza inanmıyor...

* Filmin en güzel yan hikayesi:
Teknik çizer bişii çizer,
Biri bir resim getirir, "biraz daha buna benzesin" der.
digeri gelir,
"türk ailelerinde 3-4 çocuk olur, arkası biraz daha geniş olsun." der.
tekrardan çizim yapılır.
Motor mühendisi gelir: "önü biraz daha delikli olsun, motor daha kolay soğur" der.
Baştan çizilir o delikler.
"Farlar biraz daha büyük olsun, bizim yollarımız karanlıktır." der başkası.
en sonunda tam bitti derken, Ali düşenkalkar çizimlere bir bakış atar: "yaa diyorum ki acaba..."
cümlesini tamamlayamadan mühendis ona küfreder gibi bakar...

- ama 5 dk durdu araba!. o da benzini yok diye. diğer araba ile nasıl gitti ama paşa?. bu niye görmezden geliyorlar?
- ama bundan 50 yıl sonra devrim denince '' aa şu yolda kalan araba mı'' diyecekler.

ekşiden iyi tespit:

bu filmde türkiye, uğur polat'ın canlandırdığı karakterdir..

Arabanın adı 1960 darbesinden ötürü "devrim", ve görünürde gazetelerin saldırdığı da bu araba üstünden dönemin darbeci yönetimi. ama aslında bu araba atatürk önderliğinde başlatılmış olan devrim'in simgesidir. kösteklenen, değeri bilinmeyen, unutulan, hurdaya çıkan da asıl bu devrimdir maalesef. devrim projesinin açığa alınmasıyla, atatürk zamanında açılan uçak fabrikasının tüm başarısına, hatta yurt dışından sipariş alır hale gelmesine rağmen akıl almaz bir şekilde kapatılması aynı zihniyetin ürünüdür. devrim'in tökezlemesinini, yolda kalmasının sebebi de bu zihniyettir asıl...


Filmde hata: proje kelimesi kullanılmıyordur o zaman bi de konuşma sırasında onu bulucam...

* filmin sonunda Necip'in "benzin var mı" sorusu türk sinemasının en "peeee" sahnesidir kardeşim... Ben uzun bir süre "peeee" ledim...
* keşke haluk bilginer sonunda gitseydi gitseydi sonra girişe çarpsaydı... çok komik olurdu... biz ama hala o kadar pespayeleşemedik kardeşim...
* Filmin yönetmeni görsem: "sen paşa oğlu musun kardeşim?" diye bir sorum var ironik olarak...

Hiç yorum yok: