Fences


Fences  2016
imdb73

2016 yılının edebiyat sinema buluşması.

Çok iyi bir tiyatro aktarımı

* August Wilson'ın Pulitzer ödüllü 1950'lerde geçen oyunun beyazperdeye aktarılması... Broadway'deki tiyatro oyunundaki oyuncular değişmemiş. Yani bu Oscar Ödüllü oyuncular böylesine uzun tiratların olduğu bir oyunu yıllarca oynamaları taktiri şayan...



Sinemaya dair iki tane blog derlemem var. Biri etiketlerin içinden gelen "Diyalog Başyapıtları"
Bir diğeri Tiyatro Sinema buluşmalarını toparladığım:
 Tiyatro - Sinema Buluşması: BKNZ 

Bu film hakkında hiç bir şey okumadan izlemeye başladım. İlk dakkasından itibaren bir tiyatro oyunun beyaz perdeye aktarıldığı bir eser olduğunu anlıyorsunuz. Yani bence bu film bir tiyatro - sinema buluşması olarak sağlam bir diyalog başyapıtıdır...



Filmin en önemli tradı Troy'un itirafının hemen ardından başlıyor:
Filmin en büyük zıplama noktası bu an ve Hithcock'a inat 2 saat 20 dakkalık filmin 1 saat 20. dakkadında gerçekleşiyor...



I HAVE STANDiNG WiTH YOU

"Ben de seninle beraber duruyorum! Ben de yanındaydım Troy! Benim de bir hayatım var. Hayatımın 18 yılını seninle aynı yerde durmaya verdim! Hiç başka şeyler istemedim mi sanıyorsun? Benim de hayallerim, umutlarım yok muydu sanıyorsun? Peki ya benim hayatım? Peki ya ben? Başka erkekler tanımak istediğim hiç aklımdan geçmedi mi sanıyorsun? Bir yerlerde yatıp bütün sorumluluklarımı unutmak? Kendimi iyi hissedeyim diye beni güldürecek birini istemedim mi? İstek ve ihtiyaçları olan
bir tek sen değilsin. Ama sana tutundum Troy. Bütün duygularımı, isteklerimi, ihtiyaçlarımı ve hayallerimi alıp senin içine gömdüm. Bir tohum ektim, onu izledim, onun için dua ettim. Kendimi senin içine ektim ve çiçek açmasını bekledim! Ve o toprağın ne kadar sert ve kayalık olduğunu görmem 18 sene bile sürmedi, o çiçeğin asla açmayacağını anladım! Ama yine de sana tutundum Troy. Sana daha sıkı sarıldım. Sen benim kocamdın. Sahip olduğum her şeyi sana borçluydum. Her şeyimi sana vermeye çalıştım. Ve yukarıdaki o yatak odasında, karanlık üzerime çökerken, senin dünyanın en iyi adamı olmadığınla ilgili şüphelerimi beynimden silip atmak için her şeyimi verdim. Nereye gidersen git, ben de senin yanında gelecektim çünkü sen benim kocamdın. Çünkü eşin olarak
ancak böyle devam edebilirdim. Sürekli verdiklerinden ve veremeyeceklerinden bahsediyorsun. Ama aynı zamanda alıyorsun Troy. Kimin ne verdiğini bile bilmeden sadece alıyorsun. Ben alırım ve vermem, diyorsun. Troy, canımı yakıyorsun."

Denzel Washinton ve Viola Davis yani iki oscarlık oyuncu en üst performanslarını göstermişler.
Denzel Washinton ilkeleri olan ama bir o kadar da kusurları olan bir baba. Zencilerin üzerindeki baskıları ailesine yansıtmamak için elinden geleni yapmaya çalışıyor. Küçük oğlu ile üç kere çok yüksek gerilimli an yaşıyorlar. Her seferinde "ıskaladın ve bu iki etti üçüncüsü olmayacak" şeklinde tehdit yiyor oğlu... Fakirlik - Eve sahip olmaları bile büyük travma sonucunda olmuş. Kardeşi kafasında çok büyük bir plaka ile özürlü olmuş askerde...

Filmin bir muhteşem oyunculuğu da işte o özürlü kardeş oluş...

Film ülkemizin çomar adı ile anılan fakir muhafazakar Türk erkeği ile çok fazla örtüşmesi beni en
Adam ahlaklı değil ama AHLAKÇI...
Öğüt verir ama verdiği öğüdü kendi yapmaz.
etkileyen kısım oldu.
Ahlak dersleri bitmek bilmez ama kendisi her boku yer.
Kendisi başarısız oldu diye oğlunu engeller - karısını aldatır.. üstüne aldattığı kadından çocuk yapar...
Sorsan onan ahlaklısı - ondan görmüş geçirmişi yoktur....

Gene de Denzel Washinton ile özdeşleşmemizi sağlayan anlattığı o şiddet dolu acı hikayeler.
Babasının sevdiği yaşı da küçük kız arkadaşına tecavüz etmeye çalıştığı hikaye büyük travma örneği..

Film 2016 yılının en iyi filmleri arasında. Bir gün Broadway'e gidersem sahnede de izlemek isterim.
İzleyin ve izlettirin...



Hiç yorum yok: