Sinemaya dair baba kelamlar

"Kendinizi eleştiren filmler yapıp korkmadan dünyaya gösterin
yoksa "midnight express" gibi filmleri başkaları yapar ve siz üzülürsünüz"

Anthony Quinn

Persepolis

Persepolis: İran'a gitme planları yaptığımız bi dönemde bir persepolistir gidiyor... Sonu n'olcak bakalım... Önce Denizli gitti Persepolis adlı takımın başına teknik direktör oldu... Sonra ben İran'da gezilcek yerleri araştırdığımda bu büyük pers kentini keşfettim... Şimdi de bir İran animasyon filmi izledim... Adı Persepolis!
imdb:80 (2500-2500-2500)
z902580025

Persepolis’in filmekimi galasındaki gösteriminden çıkarken bundan 10 yıl önce İstanbul Film Festivalinde ilk izlediğim İran filmi Ayneh ‘AYNA’ (1997) ile aynı duyguları taşıyordum… Yine bir kız çoğuyla özdeşleşip dünyayı, yaşamı sorguladım… (yauv özdeşleştik dediysek yanlış anlaşılasım bööle bi fantasi falan diil... karakteri içselleştirmek :)

"La öptürtmeyin ‘Lö Fransız İhtilalinizi’, dünya tarihinin gördüğü en büyük devrim aslında ‘İran Devrimidir’" gibi bişii demiş Cengiz Çandar… Halbuki dünyadaki tüm sol aydınlar; kasım ayında kutladıkları! Lenin’in “Ekim Devriminin” hastasıdır.. Ankara’da Ekim Devrimini kutlayan Türk sol aydınlarına sormak lazım ‘Gerçek bi ekim devrimi var mı?' diye… Ve cevabını vermek lazım: 'Evet!.. 29 Ekim tarihli Atatürk’ün Cumhuriyeti ilan ettiği bi devrim var'...

Ya bööle gaza geldim... Ama gerçekten... Bööle... Film, İran Devrimi ve sonrasını anlatıyor, hemi de Atatürk devrimine küçük bir övgüyle…
Filmi izlerken gurur duydum... Tüylerim tiken tiken oldu… Gölge Oyunu tarzında Şah “Atatürk gibi bir cumhuriyet kurmak istiyorum” der… İngiliz Subay Hacivat gibi kafasını çeler: “N’apacaksın Cumhuriyeti, gel sen Şah ol… Ülke sonsuza kadar senin olsun… Petrolünü de bize sat… Biz sana yardımcı olucaz…”


Filmde batı eleştirisi güzel, Batının doğuya bakış eleştirisi fena diil…
Bunun dışında kızın hayal dünyası, bazı kavramları getirdiği tanımlamalar ve yaşadıkları animasyonu gayet neşeli izlememizi sağlıyor… Bruce Lee hayranlığına büyükannenin “ya bu Japonlar ya Godzillayla dövüşüyorlar ya da kendileriyle sıkılmadın mı” demesi komik…
Zaten Büyükanne başlıbaşına şirin ötesi ve güzel nasihatleri var: “Kendine dürüst ol”

Filmde en çok güldüğüm anlarsa: Güzel sanatlar akademisine giden Marji’nin yaşadıkları: Floransa’da orjinalinin karşısında uzun bi süre güldüğüm Botticelli’nin Venüs Doğuşu tablosu bir kere daha beni bu filmde koparttı… Derste gösterilen tablonun yarısından çoğu karalanarak sansürlenmiş… İnsan anatomisi çalıştıkları atölyede çıplak bir kadın yerine kara çarşaflı bi hatun koymaları ve Marji’nin: “Ne bu yaa sadece burnuna odaklanabiliyoruz” gibin bi eleştiri getirmesi…
Marjinin hayali arkadaşı Allah ve Marks arasındaki diyaloglar da insanı güldürüyor… Allah göz süzerek “Püh .. Hıh hı tabi ki devrim” falan diyor Marks'a …


Filmin kendine münhasır bir acısı da var... Marji aslında çok şımarık ve asi bir kız... Bedelini çok ağır ödüyeceği bir özgürlük düşkünlüğü var... Yer yer gurbet acısını, marjinal olmanın çilesini de yüksek dozda yaşamakta... Ama beni en çok Babası "Seni o kadar seviyoruz ki gitmeni istiyoruz" diyerek onu uğurladığı ve annesinin bayıldığı sahne etkiledi...

Son olarak Marjane Satrapi'nin bu Otobiyografik çizgifomanından aktarılan filmi Fransa adına oscar'a aday gösterilmiş... Almasını canı gönülden isterim...

Dt Cihangir Bayburtluoğlu

Zodiac

Zodiac
imdb:79 (10 000- 10 000 - 15 000)
z710075150
Filmi sinema izleyenler pişman DVD de izleyenler bin pişman diicemi sandınız diil mi... yok yok DVD de izleyenler filmi beğenmiş... Ben de DVD de izledim ve Davit Finçer'in eski filmlerindeki tadı kalmadığını söylesem de bunu Panic Room'dan biraz daha beğendim...

Filmin içinde de gönderme yapılan zodiac ait ilk filme biraz sinirlenmiş gibi Fincher...
Yani biraz o tür gerilim ve aksiyon sevenlere de karşı bi duruşu var gibi filmde...

Gönderme yapılan kirli henri filmi
http://www.imdb.com/title/tt0066999/

Filmin başrol oyuncuları sanki film içinde birbirlerin el veriyorlar gibiydi... Aha şimsi sen başrol oyuncususun yarım saat sonra düdüğü ben elime alıcam gibin...

Amet abiyi bööle bi manisa akıl hastanesinde yatan seri katillerimizin peşinde düşünüyorumda.. hani karikatürist bi abi takıyor ya bu filmde seri katile... amet abi zaten çok tırsak... Epten ölürdü... hele o evin bodrum sahnesinde çok komik olabilirdi...

ama bunu dev bütçeli bir film çekmek yerine discavirideki adli dedektiflerin bi bölümü gibin bişii olarak çekseydi de hem kısa sürseydi hem de TV ye bi katkısı olsaydı daa iyi olurdu diye de düşünmüyorum diil...

Evde Film izlemeye dair

* Eğer iki kişi izliyorsanız filmi ve siz sızmışsanız... mutlak en iyi yerinde uykuya dalmışsınızdır...

* eer lisedeyseniz ve çok komik bi filmi izlemişseniz yarın onları anlatmak için kolunuza bile esprileri not alırsınız..

herses "bi de şu vardı" falan diip diip kahkahayı kopartırlar...

Oolm Satıcısın Sen... Bizi Sattın...

The LAST TİME
imdb:61 (100- 50 -100)

Satıcılar ve reprezantlar dünya'da çok geniş yelpazeye sahip iş alanlarından... Ama sadece hollywood bunları bu kadar ipliyor... Bi çok bööle satıcı filmi çekiyor... Bu film bana vertigo'yu anımsatan bir final filmi olsa da kendi çapında farklılıklara sahip... Gene de çok işlenen karakter tipleri ve işlenmiş konusu ile bi klişe olduğundan ciddi bir raiting tutturamamış imdb'de...,,

Koku filminde "Amber gibi koktuunu" anladığımız Amber Valetta ablamız, bu filmde de sadelikten vamplığa doğru gidişini ilgiyle izliyoruz...

Benzer Filmler:
Vertigo: Kadının satması baabında

içerden çökertmeye dair filmler

Filmlerde iyi hayvan taklitleri

Hayvan Dedektifi 1
Jim Carry'nin bir maymun gibi çekirdek çitlediği sahne

The Shaggy Dog
Tim Allen arada dublörünün de katkısıyla süper köpek taklitleri çıkartıyor...

Dump And Dumper
Yine Jim Carry... Rüya sahnesinde çok kaliteli bi fil yürüyüşü yapıyor...