Comedy Central Roast Charlie Sheen




Charlie Sheen

Oyunculuğunun zirvesi bir komedi dizisi olan Hollywood'da oyuncu ailelerden Sheen ailesinin uslu kardeşleri Reene ve Emilio Estevaz gibi uslu değildir... Martin Sheen'in yaramaz oğludur...

Two And A Half Men Komedi Dizisinin daha önce Charlie Sheen'in en iyi oynadığı sezonlarının değerlendirmesini yapmıştık:
Birinci Sezon 
İkinci Sezon 
Üçüncü Sezon 
BKNZ 

Beşinci Sezon BKNZ
Altıncı Sezon BKNZ


Comedy Central Roast adında bir program var. TED'in sesi olan Seth Macfarlane sunuyor...
(TED1  ve TED2 BKNZ kendi yıllarının en komik filmlerinden)
Ünlüleri kırmızı koltuğa otutturup dalga geçiyorlar – verip veriştiriyorlar. İzlediğim bölümde Charlie Sheen vardı…

 Charlie Sheen gelmiş geçmiş en fazla kazanan dizi oyuncusu unvanını kazandığı “Two and a Half Men” dizisinden yeni daha kovulmuş. Üstelik patronuna “Pis Yahudi” diyerek… Adam da medya gücünü kullanarak Charlie Sheen’in tüm kirli çamaşırlarını medya’ya servis etmiş… Bir otel odasında bir hayat kadınına bıçak çektiği – Hayat kadınlarına kişi başına 30 bin dolar verdiği… İki hayat kadını ile beraber yaşadığı… Uyuşturucu kullanımında zirve yaptığı deşifre olmuş...  Düşünün bu adam bölüm başına 1,25 milyon dolar alıyor.. Senelerce kadınlara şiddet uyguluyor - fuhuş ve uyuşturucu hayatında gırla gidiyor... Ama bir yahudiye yahudi pisliksin diyince işine son veriyorlar... Tam amerikanvari bir olay olmuş... 

Oyuncuların yüksek maaşları da bir reklam malzemesi olarak kullanılıyor... Asıl paranın Gepetto'lar üzerinden döndüğünü düşünüyorum. Bu program Gepettoların yapımcıların oyuncak gibi oynadığı ama bir şekilde kötü alışkanlıkların batağına saplanmış şöhretlerin gladyo arenası gibi... Son bir yumruk... 

Charlie Sheen mizah üslubunu gene de konuşturmuş bence. Zaten Jay Leno'ya çıktığında da "Bir kez daha Two And A Half Man'e çağrılacağımı geri döneceğimi düşünüyorum - baksana sen bile döndün Jay..." demişti...  




Sunucu 
"Two and a Half Men"de Charlie'nin senaryo icabı cenaze töreni yayınlanacak. İster inanın ister inanmayın. Ancak kanal değiştirmenize gerek yok. Birkaç ay bekleyin. Gerçeğini görürsünüz herhalde.
Ona bir Ölüm ilanı hazırladım: 
"Uyuşturucu ve alkol problemlerinden dolayı boyalı basının oyuncağı haline gelen Charlie Sheen dairesinde ölü bulundu."
Aslında ne yaptım, biliyor musunuz? Amy Winehouse'un vefat ilanını kopyaladım. Ama metinde üç şeyi değiştirmem gerekti. Vefat edenin cinsiyetini, ölü bulunduğu yeri ve Charlie Sheen için sonunu değiştirdim: "Büyük bir yetenek kaybı değil yokluğu anlaşılmaz " dedim..

Charlie, damarlarında kaplan kanı dolaştığını iddia ediyorsun. Ama beraber olduğun onca hayat kadınından sonra olsa olsa Tiger Woods'un kanıdır o kanında dolanan... (Tiger Woods seks bağımlığından kurtulmak için Budizm'e yöneleceğini söylemişti...)





Charlie'nin Plaza Oteli'nde bir hayat kadınını ağlattığı söyleniyor. Ama bana sorarsan, Charlie, kadın yalan söylüyor. Çünkü "Wall Street"te tutuklandığın sahneyi izledim. Sen kendi kendini bile rol icabı ağlatamıyorsun dostum.

Şimdi Saturday Night Live’dan Joh Lovitz geliyor: “Eleştirmenler onun için “En kötüsü o değil” demişlerdi…
Amy Schumer’ın burada ne işi var… (Buraya gelmek için kiminle yattın)
Steve-O ile bu sabah konuştum. "Günün nasıl geçiyor?" dedim. O da "Harika geçiyor. Uyandım, tuvaletimi yaptım. Sonra yataktan kalktım…  "
Charlie Sheen’in evine kızlar geliyor ve ertesi sabah çıkıp gidiyorlar (orospular) Adam gerçekten delinin teki olmalı (halbuki gelenler orospu olduğu için gidiyorlar)… Bi gün beni de çağırdı… bir sürü hatun vardı evde… Ve içlerinden birini tanıyordum… Benim eski sevgilim… Hayatımda ilk defa sevinçten ağlayarak bir partiden ayrıldım…
Charlie için ledal uyuşturucu dozu nedir : “Two and a half man” kadar… 8 torba uyuşturucu nedir?.. Günün en önemli öğünü...
Sonra dönüyor İron lakaplı Mike Tyson’a … Hapishanede ütüden (iron) sorumluyken en işe yarayan işi yapmıştın dostum… Mike Tyson (bıraktım o işi dostum) … Bırakmak zorunda kaldın moron musun… Hapisten çıkınca o iş de bitti işte… 
Menopoza merdiven dayamış güzel ve yetenekli Kate Walsh geliyor… Kendisi 2002 (15 yıl geçmiş)’in en seksi kadını seçilmişti…  Koca bir alkış lütfen.
Bir sağlık neferi olarak bir hekim olarak sanat hayatında hiç duymadığın bir şeyi söyleyeceğim sana “her şey pozitif çıktı”
Sana acı gerçeği söyleyeceğim dostum: Meyveli gazoz bir meyve değildir…
İnanılmaz bir tıbbi mucize gibisin dostum. Tüm iç organların iflas etmiş olmasına rağmen sadece çocuklarını aldırmışsın… (bir kadına laf sokmak için daha iyi bir malzeme)
Arkana ikinci bir delik açacağım…
Charlie'nin çöküşü o kadar kötü oldu ki duyduğuma göre Al Gore belgeselini çekecekmiş.
Charlie’nin stand up’ı Larry Flynt’in (adnan hoca)nın komedyenliğine benzer…
Babası – Annesi – kardeşi – eşi ve çocukları da gelecekti ama ailevi bir işleri varmış… Onlar katılmadı…
Slash o şapkayı hiç çıkarmıyorsun Rock'n'Roll'un Abraham Lincoln'ı gibisin.
Çok fazla hayat kadını ile birlikte oldun dostum… Hayatımın kadınları diye kitap yazmalısın….
Kuliste Kate Walsh'a grileşmeye başlamış anatomisini gösteriyordu.
(bu grileşmeye başlamış yani kıçının kılları PUBiK kıllarından bahsediyorlar… bir kere daha kullanmışlar stand up’ta)
Amy Schumer da Kate Walsh’un dizisine Grace Anatomy değil Grileşen Anatomy olmalı adı, diye laf sokuyor…
Mike Tyson berbattı…
Ama sunucunun Mike Tyson’ı daveti komikti:

Pekâlâ. Sıradaki taşlamacımız
Mike Tyson: Tyson'ın başından üç evlilik geçti. İlk ikisi nakavtla sonuçlandı. Mike’ın cevabı:  “O işlere havlu attım ben.”
Lütfen öldürme beni! Bu öyle bir adam ki... Öyle bir adam ki maç yaptığı tüm rakiplerini dövdü. "S." harfi dışında. (Mike Tyson S’leri söyliyemiyor… Seda Sayan gibi… Seda Sayan’a içinde “S” olmayan bir şarkı yazmışlardı… Onun gibi… )
Kate Walsh’u sürekli dul kadınlara ya da mutsuz kadınlara hitap eden bir dizi kahramanı olmakla dalga geçiyorlar:
İsmini taşıyan parfüm çıkarmışsın… Çok güldüm: Parfümün sloganı “Çok da umrumdaydı” olmalı…

Steve-O biliyorum bunalımdaydın ve bir de şansını Stand Up’da denemek istedin… Seni izledim dostum… Bence intihar işini elden bırakma…
Patrice O ‘nail’in şişmanlığından dem vurmuşlar: “Tanrım öyle şişmansın ki tırnaklarını bile kemirmeden önce fritöze soktuğunu duydum”
Mike Tyson’ın dövmeleri ile çok dalga geçiyorlar: “Aynaya her baktığında İslam’ı seçmenin hayatında en aptalca yaptığı ikinci şey olduğunu söylüyordur”
Amy Schumer’da güzel laf sokuyor:

Mike, sana hiç duymayacağın bir şey diyeyim. Dövmen harika!
Kadınların sezaryen izlerini kapattıkları dövmelere benziyor…
Charlie neden Tanrı’ya şükretmiyor musun? Sonuçta Tanrı Michael J. Fox'tan nefret ediyor olmasaydı... Sen TV'ye bile çıkamayacaktın. Senin kürtaja ikna ettiğin kadınların sayısı doğum öncesi Down sendromu testi yaptıran kadınlardan fazla…




Ve, Charlie, bence senin en deli tarafın patronuna "Pis Yahudi" dedikten sonra TV dizine geri dönebileceğini düşünmendi. Patronuna "Pis Yahudi" dedikten sonra işten atılmayacağını bilse bunu herkes yapardı, Charlie.
Bilinen ilk Kaptan Körk William Shatner’i çağırıyorlar sonra:

Uzay Yolu, bir avuç gey adamın çalıştığı bir bilgisayarcı dükkânı gibi görünmezden evvel Kaptan Kirk'ü canlandırmıştı o.



Peki, Charlie. Çok üzülme dostum. Ben 86 yaşımdayım ama seninle aynı liseye gitmiş gibiyiz. Biraz kendini topla…  Demek işsiz kaldın. Üzülme. Hayat kadınlarına nazik davranıp 12 zavallıyla fink atan ve Yahudiler tarafından çarmıha gerilen birini daha tanıyorum. O da senin kadar meşhurdu… İnsanlar ona tapıyordu… Hayat kadınları çok paraya mal olur, Charlie. Aktrislerse seninle bedava beraber Olur dostum, kimse söylemedi mi sana? Hollywood'a giriş dersinde okuturlar bunu adama. Oolm para kazanmanın bir sürü yolu var. Geçen böbrek taşımı ünlülerin kullandıkları mezatında 75 bin dolara sattım… Yani idrar kesemde kalsiyum sentezleyip bir daire satın alabildim dostum…

Ve Charlie Sheen’in savunması:
Bu geceye kadar bu kadar berbat olduğumun farkında değildim… Sadece biraz eğleniyorum sanmıştım…
Yıllar içinde birçok karanlık tiple hukukum oldu. Başarısızlar, müptelalar, torbacılar, ümitsiz ev kadınları. Ama hepinizi birden aynı gece burada görünce çok duygulandım.
Önce sunucu Seth MacFarlane’e giydiriyor: Oolm Bronzlaştırılmış tenin ağdalı kaşların implant dudakların halojen dişlerin tıraşlanmış kıçını silinmiş cilt lekelerin… Çok parlıyorsun dostum… Ama tekneler dolu paraya ve üç TV programı sunmana rağmen hala sokakta seni kimsenin tanımaması zor değil mi?
Kate Walsh. Senin dizini seyreden kimseyi tanımıyorum. Çünkü ben hala regl olan kadınlarla çıkıyorum.
En büyük lafı şişman zenciye gömüyor: Patrice'i sahnede görünce herkes gibi ben de ilk şöyle dedim: “Mike Tyson'ın annesinin burada işi ne?”
Amy Schumer. Harikaydın. Beni acayip heyecanlandırdın. Tanımadığım insanlarla beraber olmaya hep bayılmışımdır. Ve herhalde burada Amy Schumer kadar tanınmamış biri daha yoktur. Ben Charlie Sheen. Ta Mars'ta tanırlar beni. Seni bu salonda bile tanımıyorlar.
Dostlar BANA ZARAR VEREMEZSiNiZ
BEN BiLE KENDiME ZARAR VEREMiYORUM…
Uyuşturucu öldüremedi beni.
Kadınlar öldüremedi.
Basın öldüremedi.
"Two and a Half Men" öldüremedi.

"Müfreze"den, "Wall Street"ten ve "Major League"den sonra TV'deki en yüksek ücretli aktör olarak yola devam ettim. Kulağa harika geliyor, değil mi? Öyleydi de Hayır, gerçekten. Hem de nasıl harikaydı. Porno yıldızlarıyla beraber oldum. Uyuşturucu kullandım. Kendi televizyon dizim vardı. Sonra Amerika'da herkesin yapabilmeyi arzuladığı şeyi yaptım. Kendi patronuma defolup gitmesini söyledim… Sonra her şey bitti.
Olay tüm aleviyle kamuoyuna yansıdı ve ben ancak duman dağıldıktan sonra ne kadar şanslı olduğumu fark edebildim. Çünkü hala beni seven bir ailem var. Zaten o yüzden bu gece buraya gelmediler ya. Evet. Beni hapiste gördüler. Son anda yetiştirildiğim acil servislerde gördüler.
Yaka paça çıkarıldığım mahkemelerde gördüler.
               Ama kablolu televizyonun standart paketinde görürlerse yıkılırlar.
               Ama biliyorum ki ailem daima bana destek olacak.
               Demek istediğim, bundan böyle "Kazanıyorum" demeyeceğim.
               Çünkü zaten kazanmışım.
               Bu taşlama bitti ama benim adım Charlie Sheen.








Rocky Serisi Hakkında

Yedi Filmlik bir seri:


Rocky 1976
Rocky II 1979
Rocky III 1982
Rocky IV 1985
Rocky V 1990
Rocky Balboa 2006
Creed 2015 
Creed 2 2018








Rocky serisi gerçekten bizim dincilerin de çok sevdiği şehir efsanesinde dem vurulduğu gibi:
Hem Müslüman, hem sistemle sorunları olan, istenmeyen boks yıldızı Muhammed Ali'nin şöhretini unutturma (gölgesinde bırakma) meselesi midir? (Hollywood böyle şeyleri sever... Braveheart mesela Cesur Yürek isimli bir Kızılderili şefinin ismini hafızalardan silme projesidir aynı zamanda)





Bunu söyleyenlerin ilk filmi izlediklerinden şüphe ederim. Ya da izlediyseler X8 falan izlemişlerdir.
Lakin Rocky serisi amerikanın küçük bir mahallesinin fotoğrafını detaylandıran bir başyapıttan Amerikan Rüyası filmine devşirilmesi sistematik ve bilinçli bir dönüşüm değişim olabilir.
Rocky bir başyapıttan nasıl ve kim tarafından Amerikancık bir seriye dönüşmüş ve sistemin parçası haline getirilmiş bilmiyorum. Neredeyse hiçbir sinemaseverin en favori sinema serisi olmayan bu filmlerin en büyük defekti de bu zaten. Rocky serisi kesinlikle Rocky I Rocky II ve Rocky Balboa olarak izlenmelidir. Böyle izlendiğinde tadından yenmeyen bir sinema serisi olarak göz dolduruyor.

Rocky amerikanın ya da batı varoşlarının gerçek hayatını gözler önüne serdiği ilk filmi ve hafif Amerikan Rüyası ile dalga geçer gibi olan ikinci filmden sonra çok ciddi bir bozulma yaşıyor... İşte Rocky serisini kirleten şey de bu...

Serinin ilk filmi mutlak izlenmesi gereken başyapıtlar arasında:

Rocky Balbao bizde de mantar gibi türeyen karate salonlarının bulunduğu varoştaki  spor salonu odaklı yaşayan bir aylaktır. Tıpkı Sylvester Stallone gibi. Stallone annesine hamile iken yapılan iğneden ötürü 9 kusurla dünyaya gelmiş. Çocukluğu sorunludur, sürekli okul değiştirmiştir, okulda yapılan ankette sonuda elektrikli sandalyeye gidecek adam seçilmiştir. Babasın da kaybedince annesi ve abisiyle kalır. Yıllar geçer 30 yaşına gelir. 30 yaşına gelmiş parasızlıktan köpeğini satacak durumda bir adam, evde boks maçı izler

Acaba Ranging Bull (Kızgın Boğa) olabilir mi? 

Bundan etkilenir 3 gün evden çıkmaz Rocky'yi yazar gider film şirketlerine filmi beğenmezler. Filmi beğenenler büyük para tekli ederler... Stallone bu filmde kendi oynaması konusunda ısrarcıdır.  Film şirketlerine kapıyı gösterirler. Sadece 1 film şirketi şartları kabul eder ama bu sefer de para kısmını kısarlar. Stallone 35 bin civarı bir para verirler. Stallone aldığı paranın ciddi bir kısmını 15 bin dolar köpeğini geri almakta kullanır. 

Rocky filmi sinema tarihinin gerçekten en iyi filmlerinden.

Hikayesi de bizden hiç uzak değil - belki de evrensel... 
Etrafındaki insanlar da çok gerçekçi.

Küçük dünyalarında insanlar iyilik yaparak sosyalleşmeye çalışırlar.  

Rocky de o küçük mahallede sevilen biri olmaya çalışır. 

Yaşı küçük kızı mahalle delikanlısı gibi uyarısını yapar. Evine kadar götürür. 
Bir arkadaşının kızkardeşine tutulur. Sevgisi gerçektir. Ve kadın, ona olan bu sevgiyi gerçekçi bulunca Rocky için her şeyi göze alabilecek bir aşkla bağlanır. 

Enişte Rocky'deki ışığı gördükçe ona yapışır... Hani hep gelen kaynağı eriten bir asalak olur ya işte Enişte Rocky'nin asalığıdır. 
Bir de Rocky'de ışığı görüp de onun bunu harcamasından dolayı dışlayan ama bir fırsat geçince onun antrenörü olmak isteyen Mickey vardır... Uyanık adamdır Mickey... Rocky'ye kah paspas yaptırıp, kah örümcek ağlarını aldırdıp, kah su taşıtıp bir de üzerine "asıl idman bunlar oolm" falan diyen biriydi.  Bazen hayatta size tekme tokat giren birileri sizinle çalıştığında başka olabiliyor döngüsüne iyi örnektir Mickey'in yaptıkları.

Rocky'nin en iyi dostu  
Hem mahallenin hem mahalle pederinin (bir çok bölümde de dua almaya gider) tekmil dualarını alarak maça gider Rocky...

Bizde de olur bu tip mahalle delikanlısına destek olan bir ağır abi vardır. İşte Rocky'nin de gerçek
dostu tefeci Tony Gazzo'dur. Herkes meşhur olduktan sonra Rocky'ye adam muamelesi yaparlar ama Gazzo herkesin mahallede çok istediği bir işi Rocky'ye vermiş ve işi layığıyla yapmadığında da sadece babacan fırçalar atmıştır. "Bak akşam kızla buluşacaksın" diye cebine 50 dolar koydu. Hatta Appolon Creed ile maça çıkacağını duyunca antrenmanlarda ihtiyacın olur diyerek 500 dolar verdi. Daha da önemlisi eniştesi sürekli bu mafyanın içinde olmak istiyordu... Büyük ihtimalle orada ona iş bulur... Yani Rocky'nin seri boyunda en iyi dostudur Gazzo... Ki daha sonra Rocky 5'te gördüğümüz gibi bu tür işleri nakite çevirmek isteyen açgözlü insanların olduğu bir sektörün sporcusudur.


O gün gelir. 
Apollo Creed vs. The Italian Stallion (İtalyan Aygırı)
Apollo'nun dediği gibi kulağa kahrolası bir canavar ismi gibi geliyor...
Apollo Creed bir amerkan idolü olarak sahneye çıkar. Rocky alaycıl ama şakın bir şekilde izler. Tek bir şeyi sorun etmiştir. O zamanlar dev çıktı makineleri olmadığından büyük bezlere resimler yapılarak poster hazırlandığından kendi posterindeki şort renginde bir şortunun olmadığını görmüş ve bunu dile getirmiştir. 



Rocky'nin tarzı gard almadan suratına gelen darbeleri de kafasını arkaya atarak yumuşatarak karşısındaki boksörü yormak ve son raunda kadar dayanmak yapabilirse son raunda her şeyi lehine çevirmek üzerinedir. Ama ilk bölümde bu işe yaramasına rağmen Hakemler - Federasyon devreye girer. Rocky sadece gönüllerin şampiyonu olabilir... 
Bu film bu babda çok değerlidir. Sonrası ise bunun ekmeğini yiyen Hollywood senaryolarıdır.


Rocky 1976
imdb81
Top250/219
3 Oscar Winner - Golden Globe Winner - Bafta N
19Win21N








Filmin kendine göre bir naif mizahı da var:
Yerleri süpüren adam: Rocky şöhret mi olacaksın?
Rocky: Hayır bu sadece bir boks maçı?
Adam: Ne
Rocky: Sağır mısın?
Adam: Hayır kısayım.

Spiker: Neden sana İtalyan Aygırı diyorlar.
Rocky: Bu lakap bir akşam yemeği yerken aklıma geldi.

Maç öncesi:
Adrian: (soyunma odasında) Seni burada bekleyeceğim...
Rocky: Neden sen dövüşmüyorsun... Ve ben burada beklemiyorum...

En son Rocky: Sakın buradan kaçayım deme...

Filmin en unutulmaz repliği tabi ki Rocky'nin maç sonrası Edriuoaaaan! şeklinde BÖĞÜRMESİdir:

Maçtan öncesi son gece Rocky'nin konuşması:
Hadi ama Adrian, bu doğru. Ben kimseydim. Ama bunun bir önemi yok, biliyor musun? Çünkü düşündüm ki, bu dövüşümü kaybetsem de önemli değil. Bu adamın başımı açıp açmadığı önemli değil. Çünkü tek yapmak istediğim son raunda kadar dayanmak. Kimse Creed'le uzaklaşmadı ve eğer o mesafeye gidebilirsem, anlarsın ve çan sesi çalar ve hala duruyorum, hayatımda ilk kez öğreneceğim, bakın ki, mahalleden başka bir serseri.



Rocky II 1979
imdb72


* Rocky I sanatsal olarak müzik ne kadar etkili olmuşsa bence Rocky II'de Leroy Neiman'ın Rocky tabloları o derece filme estetik ve güzellik katmıştır.
= Alien vs Giger ilişkisi kadar olmasa da Rocky II'yi daha çok bu tablo ile hatırlayacağım.

* Bu dahil üst üste sonu belli Rocky filmleri çekilir.




* İlk filmde amacı son raund'a kadar dayanabilmek olan Rocky orada bir şey öğrenmiştir. Kontrollü dayak yiyerek rakibini yormak ve solunu koruyup son darbeyi indirmek... Bu film bu kalıbın ilk filmidir ve seri boyunca bu tekrarlanacaktır (sonu belli olan filmler)

- Neden bu pislikleri giyiyorsun...
- Bana şans getirir diye...
- Bunlar anca sinek getirir...

- Aha bu Apollo
- Kimi bekliyordun

İlk filmde şampiyon Creed ünvan müsabakasına çıkacak olan rakibi sakatlanınca "bu sefer halktan biri ile dövüşeyim" şenlik olur diyerek sırf lakabını beğendiği İtalyan Aygırı Rocky ile maç yapar ve antrenörünün tüm "La oolm bu adam solak ters gelmesin sağa" şeklindeki tüm uyarılarına rağmen hakem kararı ile anca yener.
İkinci filmde iki hastanelik olmuş boksör aynı hastanedir. Rocky bir ara Creed'in odasına girer ve "oolm tam asıldın mı" diye sorar. Creed "evet" der:
- Hey, Apollo?
- Kim o?
- Sadece ben, Rocky. dinle! bir şey sorabilir miyim?
- Evet, tabii.
- Elinden gelenin en iyisini yaptın mı?
- Evet.
- teşekkürler.
Rocky hastaneden çıkınca evlenir.
Hatırlarsınız, ilk filmde Gazzo'nun sürekli Rocky ile alay eden şoförü Rocky'e adrian'ı hayvanat bahçesine götürmesini önerir. Peşinden de, "gerizekalılar hayvanat bahçelerini çok sever" der. Rocky de dellenir o sıra. bu filmde Rocky Adrian'a hayvanat bahçesinde evlilik teklif eder.
Kazandığı parayı hemen çar çur eder. Reklam filmlerinde yamuk ağzından iş yapamaz. Paralar suyunu çeker. Çocuk geliyor haberi onları ekonomik olarak daha da gerer. Adrian karnı burnunda pet-shop'taki iğrenç işine geri döner. Rocky okumadığına bin pişman olur. En son eniştesinin çalıştığı asılı hayvanları Rocky1 de yumrukladığı mezbahada iş bulur. Ama orada da çok kısa sonra işten çıkarılır. Yani dövüşmek zorundadır.
Creed ise "senden bir cacık olmaz" "Rocky seni madara etti" diye mesaj yağmaktadır. Creed'in tek tesellisi "yok ayağım kaydı" "yok elim fırttı" şans oolm 1000 kere oynasak bir kere nakavt edemezdim o da ona denk geldi... diye diye kendini şişirir...
Antrenör'ü "la oolm puanla da olsa yendin... adam zaten solak... girme" dese de hırs yapar ve bir maç teklifinde daha bulunur.
Hem de Rocky'nin evinde Philadelphia'da yapılacaktır müsabaka:
Rocky'yi tüm Filedelfiya destekler ve arkasından koşar...
Creed'de buna motorlarla bir gönderme yapılmış mevzu kepaze edilmiştir....
Rocky'nin bu filmde çocukları da peşine takıp South Philly'deki evinden sanat müzesinin basamaklarına doğru yaptığı efsanevi koşusu, geçtiği yerler vesaireler de hesaplandığında yaklaşık 48.6 km'ye denk gelmektedir. Yani Rocky bir günde maraton koşucusundan 6.4 kilometre daha fazla koşmuştur. Bu koşuda Rocky'nin peşine takılması için de yerel okullardan 800 öğrenci toplamışlar.





Ortam oluşur... Rocky antrenmanlara başlar ama bir türlü konsantre olamaz. Ta ki Adrian hastaneye kaldırılıp zor da olsa çocuğu doğuruncaya kadar. Bebeği eline veren Adian Rocky'ye o en önemli zilin selini fısıldar: KAZAN
Maç başlar Apollo ille nakavt etmek istemektedir. Rocky bu sefer sağı güçlendirmiştir. 14 raund dayanır. Son Raund gene antrenör Apollo'ya "uzak dur puanla kazandın bu yeterli" demesine rağmen Apollo son raund'da nakavt için Rocky'ye yaklaşır ve seri yumrukları yer ve nakavt olur.... 


Rocky en son: "Evde kalan karıma bir şey söylemek istiyorum. Adrian BAŞARDIK!..." der...

Hemşire ağzı yüzü dağılmış Rocky'ye sorar: Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Rocky: Yakışıklı...


Rocky III 1982
imdb68

* Gıgır dergisinde sinema eleştirileri yazan üstat tadında filmin hikayesini yazmış bir suser eksi'de çok beğendim:

Gazeteci:  Bu müsabakadan sonra nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?
MrT: Ağrı

Rocky'nin  ilk temasını Film müziklerinde en büyük iki üstattan biri olan John Williams'ın orkestralaştırdığı hali yıllarca Beko reklam müziği olarak kullanıldığı için kulağımıza çok pelesenk olmuştur.


Rocky'nin müziğinden sonra en popüler Rocky şarkısı "Eyes Of The Tiger" bu filmin unutulmazlarından.


"Apolla Creed ile 2 maç yaptıktan sonra parayla oynamaya başlayan RAKi çok şımarmıştır. Her gördüğünü almakta, etrafa para saçmaktadır. Hali hazırda kolay dövüşlerle ününü pekiştiren RAKi, "Yıllarca boşa yaşamışız lan" sersemliği içinde "Haaa abi maçmı var, taam döveriz" diyerek gösteri maçlarında kazanıyormuş gibi yapar. Bi ara bunu HULK HOGAN zorladıysa da RAKi onunla güreşerek Hulk'u devirmeyi başarır...
Olacak bellidir. KARABOĞA diye bir tane adam çıkıp: "Senin maçların düzmece oolm, erkeksen gel de beni ye" diyerek RAKi'yi tartaklar. RAKi buna bozulur ama belli etmez, zaten kafasından sorunu vardır. Boks yapmak istemez. Karısı da engellemeye başlar... Tam heykelinin açılışı sırasında karaboğa "Oolm varya senin karıyı kucağımda öttürürüm" diyiverir... Bu laf RAKi'nin gururunu zedeler. Onurunu parça pinçikler. Ve RAKi "Adriyin biliyorsun!!!" der... Adriyın da klasik karı modeli: "Bir kez de benim için dövüşsün, görelim" diye düşünür ve fazla ses çıkarmaz... Lakin bu karaboğa tam bir "kapalı kara kutu"dur. Kimde hakkında bir şey bilmiyordur...
"Apullo" ile çok iyi arkadaş olan RAKi, Mickey 'i de sallamaz, gezmeye eğlenceye bakar... Karaboğa da hayvan gibi çalışmaktadır, maç günü bu imansız, şehrin gülü RAKi'nin dimağını Xker... O ara sinirinden ölen Mickey için çok üzülen RAKi tekrar çalışacak, öcünü alacak-kemeri takacaktır....

Aynı yıl ZAZ'ın komedi serisi Uçak 2 - Airplane 2 filminde serinin hiç bitmeyeceğinin izlenimi uyandırılmış ve doğru bir tahminde bulundukları görülmüştür :)









Apollo Creed'in Rocky ile sahilde idman için giydiği ayrodinemiği harika ama bir o kadar da kepaze
üst tişört de filmin dikkat çeken kostümleri arasındadır. Yakışıyor mu ibiş kıyafet korkoca ağır siklet boks şampiyonuna arkadaş :)

Filmin sonunda Creed ile Rocky kapalı kapılar arkasında üçüncü bir maç yapar:
Apollo Creed : Biliyor musun aygır? Yaşlanmak zorunda kalmamız çok kötü, değil mi?
Rocky Balboa : Ah, sadece sen morukladın, Apollo ... Zili çalmak ister misin?
Apollo Creed : Tamamdır ... Ding Ding.
(2015 yılında Creed filminde Rocky bu müsabakayı kaybettiğini söyleyecektir)

Rocky IV
1985
imdb68

" if he dies - he dies "

Ucuz Amerikancık Propagandist Rocky filmidir.
Kominizm bireyselcidir der ama kapitalizmi çok çalışan kazanır'a bağlar...

Rocky I deki Rocky asla böyle bir karşılaşmaya çıkmazdı.
Filmin mesajı da afillidir:
"Beni sevmediniz. Ben de sizi sevmedim. Şimdi sizi seviyorum. Ben değiştim siz de değişebilirsiniz... - yoksa ağzınızı yüzünüzü kırarım - "

Ben onu bunu bilmem benim yaşıtların sırf bu film yüzünden çok kişi ile kavga etmiş kafa göz yarmıştır. Bizim dönemimizin efsane filmlerindendir. Ama sonra büyüdük ve bu filmin hiç de öyle masumane bir film olmadığını anladık.
Normal şartlarda İvan reis Rocky'nin yedi ceddini salıncakta sallardı da... neyse (şimdi o çocuk halim gelse bunları okusa en çok bunu beğenirdi... Ne geyikler dönmüştü film sonrası mahallelerde...)
ivan drago oolm ivan dragon değil (o zamanlar Dragon demeyen tek bir kişi yoktu bizim nesilden)

Filmin müzik konusunda ve gerilimi müzikle tırmandırma konusunda ciddi bir başarısı olduğu da sık sık dile getirilir.

Filmin unutulmaz repliği: "Acı yok Rocky - Acı yok"

Filmde analog idman ile teknolojiyi kullanan arasındaki mücadeleye de dikkat çekilmiştir.
Rocky teknolojiyi sevmez. Hatta Rocky 3'te de Creed onu tavuk kovalamasını hatırlatır.
Creed filminin benim açımdan başarısız olmasının bir nedeni de Stallone'nin bu teknoloji özürlüğüne gönderme yapmasıdır. Antreman programını cebine kaydeden Genç Creed'e ya cep telefonun kırılırsa diye sorar. O da buluta kaydettim der. Stallone'de "Bulun ne oolm" diye bakınır...

Filmin en xtirtezekten sahneleri ise, Rus güvenlik görevlisini satrançta yenmeleri - telefon görüşmelerinde ki yanlış saat hesaplamaları... Rus marşından Lenin ve Kominizm laflarının çıkartılarak söyletilmesi.... falan filan...Film hakkında en esaslı yazı Ekşi şeyler'de bulunmaktadır: Rocky'deki Ivan Drago'nun her şeyi ile tam bir sporcu oldğunun altı çizilmiştir.

rocky iv filminde dolph lundgren’in canlandırdığı rus boksör ivan drago’yu herhalde herkes hatırlar. kendisinin hollywood yapımcıları tarafından “şeytanın yeryüzündeki gölgesi” niteliğinde bir anti-hero olarak tasarlandığı ve kitleler tarafından bugün bile böyle hatırlandığı da açıktır. peki, acaba kendisi gerçekten çok kötü, gaddar bir insan mıydı, yoksa sadece işini yapmaya çalışan başarılı bir sporcu mu? ben ikinci önermenin doğru olduğunu düşünüyor ve şu tespitlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

1. öncelikle ivan drago gerçekten çok başarılı bir sporcudur

amatörde dünya ağır siklet boks şampiyonudur ve bu kulvarda yaptığı maçların tümünü kazanmıştır. artı yumruk gücü en ileri düzeydedir. rakam vermek gerekirse, ortalama bir ağır sikletin yumruk gücü 700 psi (pound force per square inch) seviyesinde iken kendisinde bu değer 1800 psi'ye tekabül etmektedir.

2. kendisi tam bir sporcu gibi yaşamaktadır

alkolü, sigarayı geçtim, dikkat edin film boyunca ivan drago'nun fazla kalorili bir şey yediğine ya da idmanlarını azıcık aksattığına bile şahit olamazsınız. eş seçimi de drago'nun sporcu yaşam konusundaki hassasiyetini gösteriyor, zira kendisi yüzme dalında olimpiyat şampiyonu olan ludmilla vobet drago ile evlidir.

3. ivan drago efendi bir kişilik ve centilmen bir sporcudur

film boyunca en ufak bir lakayıtlığı yoktur, türkiye'de olsa "adam gibi adam" diye anılacak birisidir. aynı zamanda kendisi rakiplerine de asla saygısızlık yapmamakta, onları aşağılayacak hareketlerde bulunmamaktadır. apollo creed'in bütün tahriklerine karşı ne ona ne de azgın amerikan seyircisine karşı hiçbir centilmenlik dışı harekette bulunmamıştır.

4. burada tabi apollo'nun ölümüne yol açan o elim maç akıllara gelebilir

ancak burada da drago'nun bir suçu yoktur. fair-play'in birinci kuralı "kazanmak için oyna"dır ve o da bunu yerine getirmeye çalışmıştır. burada suç, çok güçlü yumruklar almasına rağmen maçı bırakmayan ya da kendisini yere atmayan apollo'nun ve duke'un ısrarlı bağırışlarına rağmen ringe havluyu atıp maçı durdurmayan rocky'nindir.

5. drago hocalarına karşı da çok saygılıdır

gerçek bir sporcuya yakışır şekilde onların bir dediğini iki etmemekte ve onları bir yol arkadaşı olarak görmektedir. dikkat edilirse film boyunca onlara en ufak bir saygısızlığı ya da itimatsızlığı olmadığı gibi, kendi yerine onların konuşmasına da asla ses çıkarmamaktadır. oysa boksörlerin büyük ego sahibi oldukları ve hep göz önünde olmak istedikleri bilinir.

6. ivan drago'yu kötü gösterenler büyük oranda sovyet politbüro üyeleri olmuştur

onun başarısından siyasi malzeme çıkarmaya çalışan bu insanlar işin spor boyutundan çıkıp politik kavga haline gelmesine sebep olmuşlardır. drago ise bu kişilere rocky ile maçının son raundu öncesinde gereken mesajı verecek ve sporun siyasi mücadele için değil, dostluk için olduğunu adeta haykıracaktır.
işte gerçekler bu yönde. ivan drago tam atatürk'ün istediği gibi zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklı bir karakter. bakalım ortaya koyduğumuz bu realitelerden sonra hala bu gerçek sporcuya hakaretler, nefret söylemleri devam edecek mi?


Rocky V
1990
imdb52

* Serinin tartışmasız en kötü filmi...
Filmin tek faydası Rocky serisine böyle bir kepazelikle sonlandırmak istemeyen Stallone, Rocky Balboa'yu çeker. Rocky Balboa serinin en iyi ikinci filmi olmaya namzettir.



* Hayatını karizma dışında para ve güç olarak tamamen resetleyen Rocky bir çömezin oyununa gelir. Filmin sonunda da onu bir sokak arenasında paspas yapar...

* Filmde Rocky'nin oğlunun da gereksiz bir kıskançlık gerilimi konmuş...

***********************************************************

Rocky Balboa
2006
imdb72

* Rocky'nin ilk filmde ona kimse inanmıyor.
İkinci filmde hocası
Üçüncü filmde kendisi
Dördüncü filmde eşi
Beşinci filmde doktorlar
Bu filmde ise oğlu onan inanmıyor...


* Finalinde ağlatan filmler...
* Sevenlere saygı duruşu olan filmler...

Rocky tarihinin en iyi tiratlarından biri:

Buna inanmayacaksın, ama bir zamanlar buraya sığardın. Seni kaldırıp annene şöyle derdim: "Bu çocuk dünyadaki en iyi çocuk olacak. Bu çocuk bilinen herkesten daha iyi birisi olacak." Büyüyüp iyi, harika birisi oldun. Seni büyürken izlemek muhteşemdi, her gün sanki bir ayrıcalıktı. Sonra kendi ayakların üzerinde durup hayata atılma vaktin geldi yaptın da. Ama bu esnada bir şekilde, değiştin.
Kendin olmaktan vazgeçtin. İnsanlara seni parmakla gösterip iyi olmadığını söylemelerine izin veriyorsun. İşler zorlaşınca da suçlayacak bir şeyler aramaya başlıyorsun koca bir gölge gibi. Zaten bildiğin bir şey söyleyeyim sana. Dünya sandığın gibi güllük gülistanlık değil. Çok acımasız ve pis bir yer. Ne kadar güçlü olursan ol izin verdiğin sürece seni ayakları altına alıp orada tutacaktır. Sen, ben ya da bir başkası, kimse hayat kadar sert vuramaz. Ama önemli olan ne kadar sert vurduğun
değil, aldığın ağır darbelere rağmen yoluna devam edebilmendir. Tüm o darbelere rağmen yoluna devam edebilmendir. Ancak böyle kazanabilirsin! Neye layık olduğunu biliyorsan, git ve bunu elde et. Ama yoluna çıkanlar, o ağır darbeler olacak, sana doğrulmuş, onun ya da bir başkasının sayesinde orada olduğunu söyleyen parmaklar değil! Bunu korkaklar yapar, ve sen korkak değilsin! Sen bundan daha iyisin! Ne olursa olsun seni hep seveceğim. Ne olursa olsun. Sen benim oğlumsun, benim kanımdansın. Sen hayatımdaki en iyi şeysin. Ama kendine inanmadığın sürece kendine ait bir hayatın olmaz.
Anneni ziyaret etmeyi unutma.

Filmde doğru yere doğru kişilere göndermeler var. Mesela Rocky'nin karakter tanıtımında bir kıza yardımcı olmuştu... Serserilerle sokakta gece duramayacak kadar yaşın küçük diyerek onu eve götürmüştü. İşte o kıza burada da yardımcı oluyor...



Creed
2015
imdb76

Rocky Balboa'dan sonra yakışmamış filmdir...

Tıpkı Star Wars'ın ilk filminin kopya senaryo ile son üçlemeye başlaması gibi Rocky filmin benzer bir kopya sernayosu ile Creed'i çekmişler...

Bence gereksiz bir Rocky filmi...

* Rocky gibi tribünleri görmeyip sadece rakibini görmesi.
* Rocky'nin çocuklarla olan efsane koşusunu Adonis'in motorcularla yapması …
* Meşhur basamakları tırmanması...


Sonuç: Apollo'nun meşhur Amerikan Bayraklı şortu sonunda doğru kişiye geçmiş oldu. Bu ara Adonis tabi ki babasından çok Rocky'nin kopyası.

Film Adonis'in babası için ona ne söylemek isterdin sorusuna: "Onu Sevdiğimi" sözünün güzelliği ile sona eriyor.


Creed II

 2018

imdb72

Creed 2'yi beğendim. Ama keşke DRAGO hikayesi olsaydı bu.
DRAGO ukraynalıymış bu ara.
Drago'nun oğlu - Rocky'nin yetiştirdiği Apollo'nun oğlu Creed'e karşı iyi bir senaryo fikri...

Ivan DRAGO Rocky'ye karşı RUSYA'da kaybettikten sonra çok şeyini kaybetmiş. Totaliter rejimlerde bu böyledir. Bugün varsın yarın yoksun. (Ne kadar YALAKA olursanız olun... )

DRAGO Rocky'nin Edriüüüün isimli :) barından içeri girer.
Senin yüzünden her şeyi kaybettim... ÜLKEMİ SAYGIMI..
Hiç Ukrayna'da başıboş köpekler gördünüz mü? AÇ SEFİL günlerce yollarda sürünürler. İnsanlar onları hor görür, tekmeler...
Ben de böyle bir aç köpek var.. der.

Rocky ne der: Bara köpekleri almıyoruz!

Rocky'i Creed'i uyarır... Onun kaybedecek hiç bir şeyi yok. Kaybedecek hiç bir şeyi olmayan birine karşı kesinlikle kaybedersin... der.

Keşke filmin konusu paralel bir şekilde DRAGO'nun hikayesi de olsaydı. Keşke daha az amerikancık olsaydı.. Asıl seyircinin merak ettiği DRAGON'ların hikayesidir. Adonis'ti Rocky'iydi bunlar kabak tadı veren bir serüven. Aynı şeyleri sunup duruyor...

Bütün filmlerin özeti gibi, Yiğit Özgür'den: