L i f e



Life
imdb69
2017

* Yılın bilim kurgu filmleri arasında.
* Yılın gerçekçi bilim kurgu filmi olarak gösteriliyor. Ama bence öyle değil.
Gerçekçi bilim kurgular Moon - Arrival - Marslı - İnterstaller gibi filmler ile anılabilecek ne bir senaryosu ne de yaratıcılık mevcut.




Neredeyse seyircinin Marslı yaratığı tutmaya başladığı abuk bir film.
LA BU MARSLI SiZE NE ETTi
Ama uzay istasyonundakiler ona etmediğini bırakmadı... Koter ile yaktı, havasız bıraktı, alev ile yaktı... Valla Marslı bunlara az bile yaptı...



* Film hakkında ağır bir eleştiri olarak eksi sözlük yazısını çok beğendim.



* Ryan reynolds , Deadpool dakine benzer karakteriyle gavurun comic relief dediği filmin soytarısı
olma misyonunu keşke bu filmde hiç üstlenmeseymiş.  diğer karakterler mizah duygularını herhalde atmosferi geçerken düşürmüş olduğundan esprileri donuk karşılıklar alıyor.  ilk ölenin gözlüklü, şişman veya azınlık olmaması güzel hoş da rory ile birlikte filmin izlenebilirliği de ölüyor.

Jake Gyllenhaal artık doktor mudur, pilot mudur, uzayda ne yapmaktadır bilemiyorum, zira tam açıklanmıyor.  arada bir kez uzayda en uzun kalan insan olma rekorunu kıracak deniyor, adam iki melankolik bakış atıp suriye çok bok diyor, sonrası meh.  madem araya sosyal duyarlılık olsun diye insanlıkölmüşağbibenarşaçıkıyorum mesajı sokacaktınız, bu borefest in birkaç dakikasını şu adamın karakterini geliştirmeye verseydiniz de özdeşim kuracak 1 (yazıyla bir) karakter olsaydı.  doğrusu kimsenin ölümüne üzülmedim, pofuduk fare kardeş dışında.



Paraplejik dayının laylon eldiveniyle uzaylıya dokanıp dokanıp tıp ve diğer tüm pozitif bilimleri satmasına ne diyebilirim?  ortam sıcaklığı yükseltilip bir damla glukoz verildiğinde metabolizması çalışan, tek hücreden kendi kendine çoğalmaya başlayan ve tüm hücreleri hem kas hem sinir hem göz olan (evet filmde bunu söylüyorlar) bir mars canlısı değil eldivenle, nükleer başlıkla bile sevilmez!  yaşıyor mu diye bakmak için marslıyı elektrik şokuyla dürtmek nedir kardeş?  ufoya taş atan köylülerden mi esinlendiniz?  robotların captcha ları geçebildiği bir zamanda yaşıyoruz, ama bu senaryo windows 98'i görememiş.  hadi modern bilimi, teknolojiyi de geçtim, alien diye bir film var, izlediniz mi???

Japon abiyi yeterince japon olamayıp duygularının tesiri altında kaldığı için huzurunuzda kınıyorum.
kaynak: dünyadaki tüm animeler
stereotipik bir japon, uluslararası uzay istasyonunda çalışacak kadar zeki olması da gerekmeden, ben kızımı görecem laaa diye tüm dünyadaki canlıların sonunu getirmeyi göze almaz. 


Filmin kadınlarına da diyecek söz yok, çünkü varlıkları bir şey katmıyor gibi filme.  kaptan kumandan abla ekipteki kafası basan tek kişiydi galiba, hemen harcandı.  güya ocd olan cdc kontrolörü abla yine ecnebi lafıyla eye candy olarak konulmuş belli ki, karantina da karantina diye tutturup, onu da beceremeyip dünyanın sonunu getiriyor.  peki.

Battle Of The Sexes

Battle Of The Sexes
imdb69
2017

* Yılın biyografileri arasında.
* Yılın kadın filmi.
* Yılın spor filmleri arasında.








Atatürk Türkiye Cumhuriyetinde kadın haklarına dair çok önemli yasal düzenlemeleri yapmasına rağmen kadınların haklarını bu kadar çabuk teslim etmelerini eleştirenler hep aynı şeyi söylüyorlar:
"Kadınlar kendi haklarını mücadele ederek almadıkları için... Tepeden inme olduğu için... "

Batı'da kadınların haklarını alma mücadelesine dair filmlerden biri Battle Of The Sexes. Başarılı bir kadın tenisçinin kadınların 10'da bir para ödülü verilmesi ile mücadelesi ile başlıyor film.
= Suffragette (Diren!)

Elit bir kesimin tekelinde olan sanat ve spor dalları hakkında öğrendiğim her şey beni şaşırtmıştır. Mesela Bale İtalya'da çıkış hikayesi: Halkın eğlencesi sokak tiyatrolarında yani Commedia Dell'Arte de zengin ve fakiri oyuncular kıyafetlerle anlatamayacak kadar bütçeleri zayıf olduğu için zengin birini parmaklarının ucunda yürümesi ile tasvir ederlermiş. Bale böyle bir zengin hicvinden çıkmış ama elitlerin tekelinde olan bir sanata dönüşmüş.



Tenis'in de kökleri Ortaçağ Fransasına dayanıyor, 1800'lerde İngiliz aristokrasinin oyunu olarak serüvenine devam ediyor. Bir spor olarak Elit , Beyaz zenginlerin etkileri günümüze kadar uzanmış. Hala daha Wimbledon Grand Slam'i sırasında Şampanya içiliyor Çilek ve Pasta yeniyor...

Bu elit zengin kesime ait sporun sporcularında da farklı cinsel tercihler, ufak tefek şımarıklıklar görülmesi muhtemeldi elbet. Dertlerinin her birine bir "Derdini Xkeyim butonu" yerleştirmek gerekir ama biz gene de bu mücadelenin ileride tabana da yayılacağı düşüncesiyle desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Burada bunun en iyi örneğini Steve Carrel canlandırmış. İddia sahneleri sinema tarihinde bir iki defa tekrarlanan Rat Race filmini hatırlatmıştır.

Bobby Riggs kendine zengin bir aile kızı bulmuş ve bohem bir hayata adımını atmıştır. Rolce Royce'una iddiaya girdiği kumar oynadığı ve bundan dolayı eşi ile sık kavga ettiğini öğreniyoruz filmden. Hatta meşhur çıplak fotoğrafı da çektirmiş...


Bu bana istemsiz Şener Şen'in Çıplak Vatandaş filmi afişindeki pozunu hatırlattı.










Ben olsam tabi ki olimpiyatlarda erkeklere rağmen maraton koşan kadının hikayesini anlatırdım.
















Bu ırkçı ve cinsiyetçi sporun ördüğü duvarlara ilk darbeyi vuranlardan biri Billie Jean King. Önce sadece kadınlardan oluşan bir Tenis Turnuvası yapması... Amerika'da şehir şehir gezerek derdini tenis turnuvaları yaparak anlatmış. Olayı sessiz protestolardan birine dönüştürmüş. Ama en önemlisi 3 Grans Slam kazanmış bir erkek tenisçi ile iddiaya girip yenerek tüm dünyaya derdini anlatabilmiş. Film işte bu kadının mücadelesi ve Erkek tenisçinin kumar düşkünü renkli bir sporcu olmasının ışığından faydalanmış. Emma Stone bile bu renkli karakterlerden öyle etkilenmiş ki "La La Land'ın" başarılı olamayacığını düşünerek bu film teklifini de kabul etmiş ve üst üste iki filmde oynamış. 




Kendisi hem kadın tenisçilerin haklarını elde etmede hem de bilinen ilk lezbiyen Tenisçi olması babında diğer kadın tenisçilere örnek olmuş. Şaka bir yana benim bildiğim kendisinin Lezbiyen olduğunu bildiren tenisçi Navratilova'ydı. Prad doğumlu sporcu da Amerika'ya göç ettiğinde Hetereseksüeller konusundaki göçmen bürosunun maddesine takılmış ve 16 yıl cinsel tercihi konusunda sessiz kalmış.

Tenisin Jessy Owens'ı da William's kardeşlerdir. Onlar da tenisteki ırkçılığı bilek gücüyle yıkmışlardır. Bir gün onların da yaşadıklarının filmi çekilir umuduyla.



Ağır Spoiler:

Filmi sonu tahmin edilebilir bir şekilde Bobby Riggs'in yenilgisi ile sonuçlanıyor:
Bobby Riggs: Ben nasıl yenilirim. Ben kadınların kralıyım. Ben bir numarayım. Ben şampiyonum.
Billie Jean King: Dinazorlar tenis oynayamaz Bob... Ondan yenildin... 

Benim için ilk ona girebilecek bir Biyografi değildir.
Biyografileri sevmeme rağmen çok fazla beğendiğimi söyleyemem...
Ama eğlencelik izleneybıl bir film olduğunu düşünüyorum.

Click


Click
imdb64
2006

* Yılın pek çok komedisi arasında dikkat çeken bir yapıttır.
Stranger Than Fiction imdb:79
idiocracy- Ahmaklar imdb:64
Borat imdb:76
Click imdb:64
Clerks II imdb:77
The Holiday imdb:69

* imdb puanı 60-70 arası olan süper komik filmler BKNZ
den mi bence değil. Hatta idiocracy de bu tatta komik bir bilim kurgu... Daha iyi diyebilirim.

* Filmin gelecek tasarımındaki haberler güldürmüştür:
- Kendisini ilk defa klonlayan ünlü Michael Jackson klonu kendisini Michael Jackson'ın taciz ettiğini söyledi.
- Dış ses olarak James Earl Jones çıkıyor. Epik Mizah: Bi çeneni kapat James Jones... Darth Vader'i de seslendiren üstat...

Devamlılık esprileri: Köpeğin ördeğe sürekli tecavüz etmesi.
Para sihirbazlığı
Kızına söz vediği "200 yıl yaşayacaksın" vaadi...

* Şişman TV izleyen oğluna: Oolm burada şişmanlayıp samanyolu tv mi izleyeceksin... diyor.. Altyazı sürprizi...


- Ağır Spoiler -
Bu tip filmlerde çözümleme anında (rüyadan kalkıyor)

Filmin Gözeli Vampir Fenemoni: Underground Serisinde de oynayan Kate Beckinsale




Beyond Skyline


Beyond Skyline
2017
imdb56

* Yılın vasatın da altında bilim kurgu filmlerinden biri.

* Skyline filminin paralel zamanda çekilmiş hali gibi duruyor. Ondan daha kötü bir film yapmayı başarabilmişler..

* Blu Box'ım var. Film çekeyim mottosu...

* Filmi kimseye tavsiye edemem....

Kong Skull Island

Kong Skull Island
2017
imdb:67

* Yılın King Kong filmi
Evet yılın King Kong filmi... Çünkü Hollywood'un başı belli sonu belli bu filmi 5 - 10 kere daha çekti... Kayıp dünya'lar falan hariç...  Bilindik ana temasından ise üç tane daha var. 
Hatta Peter Jackson en mükemmelini çekeceğim noktayı da koyacağım dedi ona da izin verdiler ilk filmin birebir aynısını daha iyi efektlerle vizyona çıkardı.

* Apocalypse Now filmine gönderme yüzleri gülümsetmiştir...
"Helikopter hoparlörlarından Wagner çalmak"


* Bu filmin tek farklılığı King Kong'un yer altında tutmayı başardığı cehennem canavarları. Dev yak
çok uzun ayaklı örümcek de yeni ada canlılarımız arasında.

*  Filmin klişelerini eksi'de güzel derlemişler:
 - canavarla duygusal bağ kuran, aslında bir kalbi ispatlamaya çalışıyor portakal memeli, güzel, iyimser, bluz giyen ablamız.
(Bu konuda Jasica Lange fora yapmıştır ama Naomi Watts çok seksi bir şekilde oynamıştır.... En kötüsü buydu bu bağlamda...)
 - Bu ablamıza filmin başından beri yazan, ilk yaralanma durumunda hemen yanına koşup sarılma fırsatını tepmeyen yetenekli yakışıklı abimiz.
 -filmin sonlarında, "beni bırakın gidin" diyerek canavara saldıran kahraman amarigan askerimiz.
 - adada uzun yıllardır yaşayan, yerlilerle misafirlerin iletişimini yaptır şakacı, sakallı amcamız.
 - iyi canavar ve kötü canavarın final kapışması.



Evet aynen bunlar filmde var...
Bu tür fantastik filmlerde bize sunulan bir akıl dışı tablo vardır ve biz bunu kabul ederiz. Bu filmde de bu adanın bilinmeme sebebi etrafında fırtına dolanması... İyi de bu insanlar nasıl gün batınını izliyor...  Ya da King Kong bileğine kadar yürüdüğü suda nasıl oluyor da bir dev ahtapot saldırırır... Sığ suda böylesine dev bir ahtapot.... Tutarsızlık...


Better Watch Out

Better Watch Out
2016
imdb:66

* Yılın Korku - komedi filmi...

* Bu türde filmler çok nadir çekiliyor. Bu da türünün nadir örneklerinden biri o yüzden filmi beğendim. Hem eğlenceli hem kendi çapında sürprizleri olan hem de yer yer geren korku klasiklerine alışmış seyirciyi şaşırtmayı başaran filmlerden...


* Korku filminin tüm klişelerini içinde barındıran yer yer bunlarla ti geçen ve nihayetinde en olmadık karakterlere olmadık işler yüklenmesi ile seyircide şaşkınlık ve gülme arası hisler barındıran filmler bunlar.


Bu tür'ün baş yapıtı: Tucker And Dale vs Evil
BKNZ

Bu film ile The Babysitter filmi biraz

Sinema Tarihinin en iyi Korku Ti Fimleri:
1 Shaun Of The Dead (Edgar Wright)
2 Tucker and Dale vs Evil
3 Young Frankenstein (Mel Brooks)
4 Scary Movie serisi
5 From Dusk Till Down (Tarantino)

Eksi Sözlükte bu film ile aşağıdaki filmler bağdaştırılmış... Ben çok büyük bir örtüşme olmadığını düşünüyorum:
1 You're Next
2 Get Out
3 The Final Girls
4 The Gerald's Game






Filmin güzeli Olivia Dejonge Ashley daha küçük göstermesine rağmen 19 yaşındaymış.



Aile Arasında


Aile Arasında
2017
imdb82

* Yılın en iyi yerli komedi filmi

* Yılın en iyi ikinci yerli filmi






* Avam Türk komedileri çok çekiliyor.  Senaryosu zekice yazılmış - çalışılmış - ciddi mesai harcanmış - detayları düşünülmüş nadir iyi Türk komedileri arasında yerini almış bir baş yapıt derdim ama çok fazla tesadüf yazmışsın be ablacığım...
- Avizecinin, babanın, Fikret'i hiç sevmeyen eşinin ne işi var aynı düğünde allasen :)
Komedilerde böyle şeylere çok da takmamak lazım ama bunda yüksek doz bir tesadüf var...

* Ağızlar lehçeler de arada kaymış... Bir de film çok zekice olmasında oyuncularında oyunculukla
kattıklarının çok fazla olduğu kanısındayım.

* Bu tip filmlerde skeç skeç ilerleme genelde en büyük sorunlardandır. Lakin senaryonun akıcılığı iyi bir yönetim ile filme de yansımış. Planlar arası kopuk değildi -  bağlantılıydı (Tema'nın dışına çıkmamalarından da biraz kaynaklanmış gibi duruyor) Bu filmin bence en büyük başarısı bu...

* Türk sinemasının düğün temalı komedi filmleri: Düğün Dernek -
Eyvah Eyvah 2 - Hokkabaz...

Ben dünya sinemasının bu kadar düğüne takıntılı olduğunu görmedim. Sineması biraz ülkenin aynası gibi... Bilim adamların - başarı hikayelerinin biyografiler, Onur - Hakkaniyet - Adalet duygusunu vermeye çalışan dramalara, insanı dünyayı tanımaya iten yol filmleri ile dolu dünya sineması... Ama bizde iyi filmlere bir bakın mutlak bir düğün sahnesi vardır...
Bir laf var:
"Türklerin mükemmeliyetçi oldukları yegane konu düğün dernek işleridir. Lakin evliliğe düğündeki pasta kadar değer vermezler"

Bu sefer dünürler hem tezat hem de çok dirsek teması olan karşıt ailelerden seçilmiş.
Adanalı erkeklerin pavyon düşkünlüğünü herkes bilir:
Adanalı görgüsüz zengin aile X Pavyon şarkıcısı çalgısı aile

Türk melodramlarında çok olur... Kız zenginmiş gibi anlatır kendini. Aile de konuyu toparlar.
Biraz da tema olarak bu kullanılmış. Hani köşk falan kullanılır. Tüm mahalleli buna konsantre olur...

Filmde meşhur Tarık Akan'ın yola "Seni Seviyorum" yazmasının kliplerde de kullanılan türevini almışlar:







Bu filmi Hollywood'un meşhur karşıt dünürler temalı filmleri kadar komik olmasının bir nedeni de Pavyon şarkıcısı ablamızın pavyon çalışanı transseksüel arkadaşı ve konsomatristen bozma güzellik uzmanı komşusu... Karşıt dünürler konusunda filmlerini çok sevdiğim versiyonu senarist yönetmen Francis Veber'in La Cage Aux Follet ya da Hollywood versiyonu Birdcage filmidir. Onlarca versiyonu var ama en çok tutulanı Meet The Fockers olabilir.

Tiyatro eğitiminde oyun çalışmalarından biri de "Yanlış Anlama"dır.
Bu filmde biri klasik "Seks konusunda yanlış anlama" - ki zilyon tane versiyonu vardır -, iyi bulunmuş Avukat ile Kör buluşma yanlış anlaşılması sahnesi fena değildi...
Ama ikinci yanlış anlama parodisi "Ampul" çok çok zekice yazılmış ve çok güldüren bir yanlış anlama sahnesiydi.

Filmin kelime esprilerini de beğendim:
- Ya benimsin ya da Toprağım!
- "Topağın" demek istedin herhalde...
- Yok yani ya benimsin ya da bundan sonra kanka oluruz... Sana toprağım derim...

Ya da şu espriye çok güldüm. Erol Günaydın'ın Trans ablaya:
- Sesiniz çok güzel. Ama keşke o kadar sigara içmeseydiniz... Fazla kalınlaşmış...
- Ne sigarası ayol... Ben hiç sigara içmem !...

* Sinema'da karakter tanıtımına çok önem veririm. Hele de karakterler oturduktan sonra karakterin tamamen değişmesi filmi benim gözümde başyapıta taşır.  Bunda en başarılı filmlerden biri olan John Ford'un Posta Arabası filmi. Bu filmin finalinde kasıntı ev hanımının orospuluk yaptığının ortaya çıkması Pavyon kadının iyiliksever ve namuslu tavırları içinde güzel bir karakter değişimi olgusuna dönüşmüştür.
Karakterlerden Trans karakterin en sağduyulu ve oturaklı olarak çizilmesi sinemamız adına gayet güzel bir ilerleme. Trans karakterinin tam karşısında yer alan, Sünni - Türk ve Muhafazakar karakterler ise içten pazarlıklı ve yer yer iki yüzlü olmaları da iyi tanımlanmış. İkisini mukayese ettiğimizde çok doğru bir analiz yapıldığını düşünüyorum senaryoda...


Logan Lucky


Logan Lucky - Şanslı Logan
imdb:71
2017

* Yılın soygun filmi

* Oyuncu kadrosu geniş ve etkileyici filmler:
- Bir ara Tim Burton'ın Batman'leri böyleydi... Soderberg'in soygun filmleri de böyle olmaya başladı.


Filmin mizahı da fena değildi. Bu bağlamda Komedi Aksiyon sınıfına da girebilir:
* Bond'umuzun kimya dersi izlemeye değer bir sahne mesela...
* Ormanda ayı verecek size malzemeyi diyor... Gerçekten ayı postunda bir adam getiriyor...
* Tuz Tiradı da Tarantino tadındaydı... Soyulmuş iki yumurta ve tuz...




* Ocean's Eleven'ın zıttı karakterler çizmiş Soderberg: Zengin yetenekli zeki değil bu sefer - Sakat güneyli küfürbaz hafif sıyırmış tiplerin yaptığı bir soygun filmi çekmiş...



Sosyal Medya Eleştirisi:
Filmde tek olmayan kardeşle dalga geçen ingiliz pilot'un:
"La oolm tek kollu barmen mi olurmuş" deyip. Tek elle kokteyl yaptığını gördüğünde:
"Bir daha yap videoya çekicem seni şöhret edicem" demesi ve sonrasında esas oğlan gelip kardeşinle dalga geçenlere gereken (bar kavgası) dersi vermesi...




Spoiler:
* Eleman aslında paranın tamamını FBI 'ya geri vermiyor.  Ne kadar para çalındığı anlaşılamıyor çünkü elektrik sistemini bozdukları için kredi kartları geçmiyor.  Herkes her şeyi nakit olarak almak zorunda kalıyor.  Dolayısıyla "göz boyama" amaçlı bir miktar para "bulanacak şekilde" bırakılıyor.  Olaydan bir süre geçtikten sonra esas çalınan para toprak altından çıkarılıyor ve pay sahiplerine dağıtılıyor.  İşte orada bu işin peşini bırakmayan ajan teyze beliriyor.  bu filmin ikincisi yolda diyebiliriz.

* Game Of Thrones göndermeleri de filmin neşelerindendi...

* Hapishane müdürü isyanı raporlamamasının cezasını çekiyor.. Böyle temiz kalmak isteyen bürokratlara ders verilmeli hep demişimdir... Doğruları söylememek ne kadar büyük bir sorun doğuruyor kendisi için. Güzel bir alengir yapmışlar bu sahnede...

Filmin bomba üzerine monolog'da komikti. Tansiyon hastası olduğundan potasyum tuzu kullanan kasa hırsızımız bu konudaki bilgisini konuşturur:

Patlamayı yaratmak için potasyum klorat gerekiyor. Beyazlatıcı kalemlerde saf sodyum klorat vardır. Potasyum klorat ve çakma tuz olunca iyonları eşit derecede dağıtmaya başladık.
Şeker artı potasyum klorat eşittir iki gaz ve bir katı madde.
Buna biraz ısı katarsan, enerji elde edersin.
Enerji, ışık, patlama ya da benim sevdiğim kelimeyle Joe "bang" demektir.
- Ne?
- Dinamit falan kullanacağımı mı sandınız?
- Evet, biraz öyle sandım.
- Evet, ben de. Kalın çelik duvarları geçmek için bolca dinamit kullanacağını sandım.




Çerezlik Vakit geçirmelik İzleneybıl

Mother!



Mother!
imdb:70
2017

* Yılın bağımsız filmi

* Sinema tarihinin en önemli metaforik - simgesel anlatım filmlerinden biri.
2012 yılında Holly Motors - 2014 yılında Frank bu filme bu bağlamda en yakın filmler.



* Bergman'da Tarkovsky'de parça parça pek çok simgesel anlatım var...
Örneğin Bergman'ın Yaban Çiçekleri filminde yaban çiçekleri İsveç halkını simgeliyormuş... BKNZ... Fakat bu filmin tamamı metafor ya da simgesel bir anlatım diyebilirim.

* Kitap kulübünde Gabriel Garcia Marquez'in meşhur "Yüzyıllık Yalnızlık" eserini irdelerken hepimiz romanın kendimize ait hoşumuza giden yanlarını anlatmıştık. Daha sonra bir dost: "Arkadaşlar kitap tam bir metafor... Burada peygamberler tarihinin bir özeti söz konusu" demişti.
Bir çok çeviri yapmış yabancı kaynaklardan kitabı araştırmış. Verdiği örnekler sayesinde kitabı çok daha iyi anlamıştık. Bu film de böyle...

- Eksi Sözlükte filme dair güzel tespitler var -

- Eksi- Sözlükte filmin metaforlarını okuduktan sonra ya da beraber izlerseniz belki sürprizi kaçar ama etkileyiciği kesinlikle azalmaz...
Filmin OyuncularıBaba (Tanrı): Javier Bardem

Kutsal Ruh - Tabiat Ana - Tanrının Özü: Jennifer Lawrence
Oğul (peygamber): Doğan Bebek
Adem: Ed Harris
Havva: Michelle Pfeiffer
Kabil : Büyük Oğul
Habil : Küçük Oğul
Ev: Dünya
Misafirler: İnsanoğlu

* 3 katlı bir kır evinde geçiyor.  Üst katta adamın (tanrının) odası var.  Elmasa benzer bir taş
göreceksiniz.  Film onunla başlıyor ve o sevgiyi temsil ediyor. (Elmas - Yasak Elma olma ihtimali yüksek: Hristiyanlıkta yasak elma sadece sevgiyi değil bilgiyi de temsil ediyor. Yasak elmayı yemeden önce Adem ile Havva cinselliklerinin farkında değil. Bu nedenle filmde doğa ana, yasak elma kırıldıktan sonra Adem ile Havva'yı sevişirken görüyor...


* Başlangıçta görünür hiçbir sorun yoktu.  Dünya kusurlarıyla olsa da yaratılmıştı fakat bu Tanrıya yeterli gelmiyordu.  Adem ve Havva'yı yarattı ama kutsal ruh karşı çıktı.  Böyle bir şeye neden ihtiyaç duyuluyordu ki?  Her şeye zaten sahiptiler.  Fakat tanrı övülmek, takdir edilmek ve daha çok sevilmek istiyordu.  Kendisinin ne kadar harika olduğunu dillendirmesi için insanı yarattı ve onlara dünyayı bahşetti.  Onlara kendilerini anlatan harika şiirler (tevrat ), (incil ) gönderdi.

* Filmdeki ıskalanabilecek metaforlardan biri de:
"Adem kusarken annenin tuvalete gelince ademdeki yarayı görmesi. O yara muhtemelen kaburganın alındığı kısım. o kaburgadan da havva yaratılmış."

*  Doğa Ana da aynı anda evi "kalbini" dinler.  Kalp, her çatışmada kararır.

Bu ara Doğa Ana Tanrı'ya ilişki yaşamadıklarına dair serzenişte bulunur... Tanrı Doğa ana ile ilişkiye girer ve bir bebek dünyaya gelir...

 - Bebeği ister insanoğlu ( bebek burada masumiyet ve isa demek) ve tanrı kendi eliyle onlara verir.  annenin o anda yanında bir şeftali ve üzüm var arta kalan açtır gecelerdir çünkü.  yediği yer de girilmesi yasak olan "cennet" odasıdır.  ( eski yunanca'da şeftaliye de eriğe de elmaya da hepsine "elma" denir. hatta bazı kaynaklar ademle havva'nın elma değil şeftali yediği için kovulduğunu söyler - Üzüm ise cenneti temsil eden meyvedir...
 - Neyse bebek insanların elinde canice ölür.  burada incil'e atıf var: ("böylece oğlumu haşladık ve yedik. ertesi gün ona dedim ki, oğlunuzu verin onu yiyelim, o da oğlunu sakladı." ) ve anne yani doğa en sert tepkisini verir ve alttaki kazanı ateşler.  ( çakmağın üzerinde yanılmıyorsam balık figürü vardı. balık isa'nın çağı demek. tam da isa'yı yediklerinde o çakmakla evi havaya uçurur ) herkes yok olur.  sadece kendisi ve eşi kalır.  eşinde en ufak zarar yoktur ama kendisi "yanmış" ama yok olmamıştır.  insanların kendini yok oluşa götürdüğü sahnedir.  tüketim çılgınlığı, küresel ısınma, tanrı adına savaşlar ve sömürünün sonu budur filme göre.
 - Sonra adam "yeniden deneyeceğim- ne verdiysek yetmiyor" diyor ( yani bu insan evladı aç gözü aç. egosu kibrini doyurmaya yetmiyor hiçbir şey. diyor. sağlam kalan tek şey "sevgidir" ( sevgi burada doğa anadır. karşılıksız verir ona zarar versen de ) tanrı doğa anayı, yani karısını, anneyi öldürerek içinden o kırılan sevgi elmasının yenisini çıkarır.
 - Yeniden başlar.. anne uyanır yeniden yatağından.  ( bu da daha önce kıyamet 6 kere koptu diyen mitolojiye ve kutsal kitaplara atıftır. sümer mitoloji ve hikayelerinde benzerleri çoktur )



Justice League


Justice League
2017
imdb:72

* Bu film ile süperkahramanlar ve yarı tanrılar işte atlantisliler amazonlar falan derken bu dünyada insan olmadığını bunlar birbirlerine girdiklerinde de sağa sola kaçışan bir alt sosyal yaşam formu olduğumuzu anladım... Fena olmadı...

* Yahu şu suda dalga yaratma kadehte dalga yaratma nasıl bir fenomen oldu Jurassic Park'tan sonra T-Rex mi geliyor Süpermen mi geliyor anlamadık ...

* Yıllarca yapılan geyik filmde repliğe dönüşmüş.
- Peki senin süper güçlerin nedir?
Batman: Ben zenginim...

* Marvel'in Avangers'ı ile rekabetten doğan film:
Lakin Justice League çok daha fazla Titanlar "Alien"lar (Süpermen bile bir Alien) olduğundan daha zor sahnelere sahip... Avangers daha insani boyutta olan ve çekilen süpergüçlüler filmi... Thor'u bile son filminde ellerinden geldiğince insanlaştırmışlardı...

* Batman sinema tarihinde ilk defa bu kadar espritüel...
Aquaman'a hafif tutsuz deli bekir - Racon kesen delikanlı hafası vermişler...
Thor'a yaklaştırılmış...
Flash süperkahramanların komiği... Avangers'te bu rolü örümcekadama vermişlerdi.
(Cıvık ve neşeli)
Wonder Women asil ve azimli...

* Süperman'i tekrar yaşatmak nedir arkadaşım... (Hayvan Mezarlığı filmine gönderme vardı)
(Bu süperman'e bıyıklı diyorlar... Oyuncunun filmleri çakıştığı için bıyıklar kamufle edilmeye çalışılmış)

 Eğlencelik...

Ayla .


Ayla
2017
imdb92

* 2017 yılının en iyi yerli filmi

* Türk sinemasının ağır dramları...

* Filmin gerçek hikayesi: ONEDiO'da iyi anlatılmış. 


* Bu tür filmlere ıskalanan mesele Savaş Karşıtı bir temayı vatan millet sakarya'ya çevirmek.
Kore'lilerin dünya sinemalarında da gösterilen savaşa dair çektikleri bir başyapıt var mesela:
Welkkeom tu Dongmagol 2005 Welcome to Dongmakgol - Dongmakgol'a Hoşgeldiniz
Film bir amerikan askeri - kuzey koreli bir birlik - güney koreli bir birlik ile savaştan hiç haberi olmayan bir dağ köyünde karşılaşmalarının komik hikayesi. Yani tam bir savaş karşıtı film.

* Film bir kaç iyi Hollywood filminden de iyi anlamda izler içeriyordu.
Jerry Lewis'in bir japon çocukla ilgili bir filmi vardı mesela...

*  Filmin bana göre en önemli repliği:
Bu dünya Hazreti Süleyman'a kalmadı diyorlar. Ayla'da kendi babalığı Süleyman'a kalmadı anlıyor. Komünist yüzbaşı düzeltiyor:
Onlar dini masallar ayla benzeri bir şey söylüyor. Film de en aydın en okumuş birden fazla dil bilen kişinin dinlere inanmaması hiç bir şeyi değiştirmiyor tabi ki...


Sinemayı şöyle bir klasmanda da değerlendirebiliriz:
1 Gerçek olayları gerçek kişiler üzerinden anlatan filmler: Örnek "Biyografiler"
2 Gerçek olayları kurgu karakterler üzerinden anlatan filmler: Örnek "Tarihe ışık tutan filmler"
3 Hayal ürünü olayları hayal ürünü karakterler üzerinden anlatan filmler: Sinemanın büyük bir kısmı

    Ayla ile ilgili en büyük tartışma konusu işte bu birinci ve ikinci klasmana dair mukayeseler. Bir
grup gerçek karakterlerin anlatıldığı bu filmden gerçekleri de halka anlatılmasını tarihe ışık tutulması gerekliğinden dem vurmuş ve filmi emparyel güçlerin propagandası olmakla suçlamış...

    Halbuki Ayla filmi tarihe ışık tutmak isteyen yapımcılar - sponsorlar ve sanat ekibine sahip değil. Artı yapımcıların olayın gerçek karakterlerini hırpalamaları konusundaki eleştirilerini de okuyorum... İyi de yapımcılar tabi ki bu projeden maksimum karla çıkmayı düşünen kapitalist düzenin piyonları. Ülkemizde, sinema - dizi ve reklamcıların bulunduğu büyük paraların döndüğü dev bir sektör var. Bunlar böyle olaylarda tabi ki bireyleri çok fazla düşünmezler. Film hakkında medya da



Kore savaşı ikinci dünya savaşı sonrası Doğu bloku ile Batı bloku arasında çok önemli bir gerilim. Japonya'nın sömürgesi olan bölge yıllarca Japonlardan büyük zulüm görmüş. Batı'nın cetvelle çizdiği sınırların arkası önü hep karışmıştır bu da böyle Suriye'de böyle Afrika'daki pek çok ülke de böyle... Güney Kore ile Kuzey Kore'de 38. Paralel olarak ikiye bölünmüş. Kuzey ve Güney Kore savaşı çıktığında ki iki ülke hala barış imzalamadığı için savaş halinde gözüküyor, Kuzey'i sadece Çin destekliyor... Sovyetler'in girmediği bir savaş Kore savaşı.

Film Amerika'yı bir kurtarıcı gibi gösterse de Amerika çok ciddi bir sivil katliamı da yapıyor bu savaşta... Çok ciddi miktarda bomba atıyor ve pek çok şehri sivillerinde öleceği şekilde bombalıyor.
Bu savaştan Japonya çok karlı çıkıyor... Amerika'nın İkinci Dünya Savaşının hemen sonrasındaki bu savaşta gövde gösterisi yapması Japonya'yı üs olarak kullanması Japonya'yı çok ciddi kalkındırıyor.

Bu savaşa Tugay ile binlerce asker gönderen ve cephenin en ön saflarında savaşan ülke Türkiye. Lakin Amerika'nın kore savaşı belgesellerinde bile adını anmaktan imtina etmişler. Binlerce şehit vermişiz...

Peki Menderes'in meclise sormadan gönderdiği askerler ülke için gerekli miydi?
İkinci dünya savaşına girmese de Türkiye el altından Almanlara destek vermiştir.
Savaş sonrası 12 adaların Yunanistan'a verilmesinin sebebi de budur.

Bundan güç alan Ruslar doğu illerimizi ve boğazlardan savaş geçirme hakkını Türkiye'ye bildirir. Türkiye için Birleşmiş Milletler üyesi olması yeterli olamayacağı anlaşılınca acilen NATO'ya girme mücadelesi başlar... 200 yıl boyunca tampon bir imparatorluk olarak ne zaman Ruslar saldırsa İngiltere'nin desteklediği Osmanlı İngiliz ve Fransızların İstanbul'u işgali sonrasında yeni Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Atatürk'ü ciddi desteklemiştir. Her iki tarafın çekiştirdiği bir ülke olmaktan çıkmanın yolu ülkenin iyi yönetilmesinden geçer.

Film bu bağlamda Kuzey Kore'yi ve onun askerlerini kötü gösterdi demek çok da doğru değil. Bu savaşta yetim öksüz kalan sadece Ayla değil. Sırf bu savaştan Türk Birlikleri tarafından bulunan yetim ve öksüzler için Ankara isimli yetimhane bile kurulmuş. Ve bu yetimhane yıkıldıktan sonra da oraya Ankara Parkı demişler.


Filmin Kusurları:
* Çetin Tekindor'un Süleyman'ın gençliğini oynayan İsmail Hacıoğlu'na benzememesi... Çetin Tekindor'un at kuyruğunu filmin çekimleri sırasında kesmemesi.
* Filmin yakın savaş sahnelerinin mantıksızlığı, kötü efektlerle bu sahnelerin sıvanması...