Patron Mutlu Son İstiyor


Patron Mutlu Son İstiyor
imdb66
2014

* Kültür ve Turizm bakanlığı bu sene Sinema ve Kapadokya'yı sinemada çok iyi birleştirdi.
Önce Patron Mutlu Son İstiyor filminde muhteşem bir Kapadokya platosu üzerine çekilmiş bir film, ardından Nuri Bilge Ceylan kadrajlarından Kış Görüntüleri içinde bir Kapadokya manzarası.
Kışın kapadokyanın tüm yaz güzelliği, Yazın ise kapadokyanın tüm karlar içindeki güzelliği asa'sı yüksek, kaliteli filmlerden görmek sinemada bize farklı tatlar yaşattı.

* Yılmaz Erdoğan "bir filmi sevmişsen onun şarkısını mırıldanarak çıkarsın salondan" sözünü yerine getirme adına çok mücadele ediyor:
 'altın, gümüş, pırlanta zümrüt, sedef, yakutla kim mutlu olmuş dünyada bir tek içten gülüş bir tatlı söz, bir öpüş sevdalı bir tek bakış yeter bana' iyi bir seçim.

* Romantik komediler türk sinemasını çok bozdu. Bakın bu kadar melodram geçmişi olan bir sinemanın Romantik Komedileri bu kadar mizahtan yoksun olacağı aklıma gelmezdi. Film, sanat yönetimi olarak bir baş yapıt bile diyebilirim. Çekimler muhteşem. Oyunculuk "daha ne yapabilirler ki" seviyesinde. Lakin senaryonun klişeliği ve sahnelerin güçlü olmaması işi çok bozmuş. Bi ara "kahramanımız" üzerinden Yılmaz Erdoğan gene bu kelimeyi kaşıyarak yapacak yapacağını dedim, orası da olmadı. Gene de emeğe saygı duyuyorum, gerçekten sanat yönetimi ve görüntü yönetimi olarak çok çok iyi bir film çıkarılmış.

* Teknik olarak iyi, Senaryo olarak zayıf kalan fimler.

* Slapstik komedi yapacaksak, sakarlık ya da salaklık üzerine çevireceksen önceden çok çalışılmış ve orjinal çalışmalar gerekiyor, yoksa klişe düşmeler güldürmüyor.

* Tolga Çeviğin aynı zamanda patronunu oynadığı film yalnız Man On The Moon filmindeki Toni Clifton karakterine çok benzemiş o çalışma...

Bizim Büyük Çaresizliğimiz

Bizim Büyük Çaresizliğimiz
2011
imdb69
5W2N Altın Ayı'da yarışmıştır.

* Fillm bana plaza insanlarının halktan kopuk yaşantısını anlatan filmlerden biri izlenimi vermişti izlemeden önce... izledikten sonra öyle samimi, öyle gerçekçi, öyle duru öyle biz olduğunu gördüm oradaki karakterlerin. tematik olarak yukarıdaki tanıma yakın gibi dursa da bu ön yargımı darmadağan ettiğini söyleyebilirim.


= Tutunamayanlar
Filmin başlangıcı o kadar etkiledi ki beni. Muhteşemdi. Selim ile Turgut'un kavgalarını ve dostluğunu gördüm başlangıçta. Film salt bu dostluk ve cevresi ile sorunları anlatsaydı baş yapıt olabilirdi.
= Fareler ve İnsanlar

* Ankara'yı sevdiren filmler.


* * Peynirle reçel yemek - Bulaşık makinasından çıkan bardakların yumurta gibi kokması - iyi yemek su katılmadan yapılırlar...  beni delirtti, aşkla bağlandım bunlar konuşulduğunda filme...
Şunun geyiğinin yapılmadığı ev neredeyse yoktur: "Peynirin üzerine reçek mi sürülür!"





* Hemen hemen her cümleinin sonu "Hatırlıyor musun" diye bitecek kadar güzel şeyler yaşamış dostların filmleri.



* Kız bir çeşit "Şeker Kız Candy" değil miydi?

* Aşka dair büyük ahkamların kesildiği filmler:
"En büyük ahlaksızlık bir aşkı yaşamamaktır. Hayatı mümkün olan en geniş haliyle yaşamak gerekir."
"Aşk eşitler arasında yaşanır."

* Çetinikisalakenderdört!


"Uç bakalım ender, uç! Sözcüklerden kendine kanat yapanları çok gördük biz!"
"Kötü olduğumuzda en fazla susarız biz, birbirimize bakmayız. Karpuz yeriz."

Filmde en sevdiğim monolog sahnesi:




The Grand Budapest Hotel


The Grand Budapest Hotel
imdb83
Top250'ye kafadan giren filmler
Muhteşem bir kadroya sahip filmler = Eskiden Tim Burton Batman'leri böyleydi, o an gündemde en üstlerde yer alan ünlülerin tümü oynarlardı. Bununla ilgili bi sitkom'da şöyle bir espri vardı:
- E ödül törenine hiç bir ünlü gelmemiş
- Büyük ihtimalle Batman çekiyorlardır
Bu filmin şöhretlerden oluşan figüran ordusu bunu hatırlatmıştır.

Film yönetmenlik, sanat yönetmenliği, oyunculuk, makyaj, kostüm olarak son on yılın değil belki sinema tarihinin en iyi filmi.
Filmin handikapı, klişe konusu, bilindik esprileri ve tahmin edilebilir sarmal öyküsü.
Yine de sevilen karakter, sevilen tema seçilmiş. Arka plandaki o muhteşem çalışma kafa karıştıran orjinal bir tema ile boğulmak istenmemiştir. Film tam bir baş yapıttır.




Kadro gerçekten muhteşem, her biri karede gözüktüğünde tipine gülmemek için zor tutuyor insan kendini.
Filmin dekorları öyle bir simetri ama jilet gibi simetri (Adrien Brody'nin burnu hariç) ve düzenliki insanın delirmemesi içten değil.
Renkler ve doku insanın filmin içine girip yaşama isteği uyandırıyor.

Bu baraj Atatürk Barajından daha pahalı esprisi vardır ya,
Bu filmin de kadrosu sinema tarihinin en pahalı kadrosu olabilir.

* Bir tiyatro manyağı olarak, sanat yönetmenini ekstradan kutlamam gerekiyor. Dekor filmi baş yapıt yapmış ve tam bir tiyatro havası ambiansı yaratmıştır



Beyaz Perdede en sevilen karakter şu değil midir, hafif hovarda, yaşamayı bilen ve maksimum zevk almaya çalışan, işinde disiplinli, işini çok çok çok iyi yapan, işinde profesyonelce yaklaşan (kiralık katil ya da ülkenin kontra gerillası bile olsa), entellektüel, muhabbeti iyi, her gittiği yerde kendini sevdiren ve en önemlisi askerden, faşizmden, ötekileştirmeden, ayrımcılıktan nefret eden.
İşte bu filmin ana karakteri aynen böyle biridir.
Filmde seyirciye zevk veren de ana karakterimiz başı sıkıştığında o kadar çok seveni olduğunu anlıyorsunuz ki, düşman çatlatıyor. = Sinema tarihinde böyle filmler var, hatta türk filmleri vardır, mahallenin tümü esas oğlana karşı esas kızın prenses olduğu izlenimi vermeye çalışırlar, organize olurlar falan.

* Duru bir anlatım, gösterişli dekorlar, her biri kendi filmlerinde başrol oynayan figüran ordusu, çapaksız, tertemiz kadrajlar uzun yıllar listelerden düşmeyecek bir Wes Anderson filmi.
Bence Wes Anderson'un en iyi filmi.

* Wes Anderson filmlerini sevmeyenler sıkılanlar için bile muhteşem film.

* Filmin senaryosu Stefan Zweig'e dayandırılıyor. Stefan Zweig ikinci dünya savaşının karamsarlığını Satranç eseri ile anlatmış ünlü bir yazardır. Bir muhabir olarak gittiği Rio Festivalinde 1942'de intihar etmiştir.
İntihar mektubunda Almanların yarattığı kaostan memnun olmadığı anlaşılıyor:
"kendi isteğimle ve bilinçli olarak hayattan ayrılmadan önce son bir görevi yerine getirmeye kendimi mecbur hissediyorum. bana ve çalışmalarıma böyle iyi ve konuksever şekilde kucak açan harikulade ülke brezilya'ya içtenlikle teşekkür etmeliyim. her geçen gün bu ülkeyi daha çok sevmeyi öğrendim. benim lisanımın konuşulduğu dünya bana göre mahvolduktan ve manevi yurdum avrupa'nın kendi kendisini yoketmesinden sonra hayatımı yeni baştan kurmayı daha fazla isteyebileceğim bir yer daha yoktu.
ama hayata 60 yaşından sonra yeni baştan başlamak için özel güçlere ihtiyaç var. benim gücüm ise uzun yıllar süren yurtsuzluğum sırasında tükendi. böylece ruhsal çalışması her zaman en büyük sevinci ve bireysel özgürlüğü bu dünyanın en büyük nimeti olan bu hayatı, zamanında ve dimdik sona erdirmek bana daha doğru görünüyor.
bütün dostlarımı selamlarım! umarım uzun gecenin ardından gelecek olan sabah kızıllığını görebilirler! ben, çok sabırsız olan ben, onların önünden gidiyorum."

Sinemanın çok sevdiği materyaller çok estetik bir biçimde sunulmuştur:
Tren - Sigara - Akıl Hocası - Eski tip asansörler - Bir tepede duran otal malikane ...






Tsubaki Sanjuro

Tsubaki Sanjuro
imdb82
1962
Yojimbo II
Akira Kurusawa Başyapıtlarından
Sinema otoriteleri taradından Yojimbo'nun devamı olarak değerlendirilir.
Toşiro Mifune üstat gene omzunu seyirte seyirte kötü adamları haklar.

* Akira Kurusawa'nın en çok "Yedi Samuray" filminde gördüğümüz mizah bu filmde de yer yer kendini gösterir.

* Akira Kurusawa Kovboy sinemasından etkilendiği ve yön verdiği bir başka filmidir.
* Toşiro Mifure'nin Yojimbo'da olduğu gibi yanlız, soğukkanlı, sert mizacının altında iyilik sever, kötülere karşı acımasız, çok zeki, çok yetenkli samuray (Ronin) karakterini burada devam ettirir.



* Filmin mizahı, 9 kişi valiyi kurtarmaya kendilerini adarlar. Sanjuro bunlara yardım etmektedir. 9'u da çok becekrizdir. Sanjuro bunlara yardım edeyim derken tüm işi yapar, 9'u da sadece onun ayağına dolanmakla kalır. Bu bile başlı başına filmin temasında mizah olarak yükselir.
9'u kendi aralarında konuşurken "bu dokuzumuzun onur savaşıdır" türü her cümle kurguklarında asıl onur mücadelesini veren Sanjuro, "bunu dokuzumuz beraber olursak becerebiliriz" dedikçe de tüm işi yapan Sanjuro haklı olarak hep "On" olarak cümleyi düzeltmeye çalışır.
Filmin ortasına doğru o dokuz kişiye valinin eşi, Sanjuro'nun adını o dokuz kişiye sorduğunda bakışlar da çok komiktir. Çünkü adını bile bilmemektedirler.

* Akira Kurusawa elbette bu filmde kovboy sinemasından etkilenmiştir,
Ama bu filmlerinden sonrada kovboy filmlerinin de değişmesini sağlamıştır.
Özellikle yukarıdaki gibi bi mizah, kendisinden sonraki kovboy hatta spagetti vestern filmlerinde çok sık görülmeye başlar.

Film +12'dir çünkü kılıç sahneleri çok kanlıdır.

* salt iyi salt kötü filmlerini çok sevmesemde, kötünün gerekçesinin iyi olmasına çok değer versem de dönem olarak değerlendirirsek çok çok iyi bir filmdir.

* Film matematiğine Kurusawa çok iyi uyduğunu gördüğümüz bir filmdir. Yojimbo'nun devamı bir film çekse de giriş sahnesinde mükemmel bir karakter tanıtımı yapılmıştır. Filmin hızlı başlaması, süpriz çıkışları da artıları arasındadır.

* Kılıcı Kınından çıkaran değil
Kılıcı Kınında tutabilen ustadır, erdemlidir mesajı filmden çıkanlarda bırakılmak istenmış.
Hem de son monologta... Akira baba büyüksün diyorum!

Yojimbo - Silah Bulundu Mertlik Bozuldu -

Yojimbo 1961
imdb84
Top250/105
OscarN VendikW

* Çok büyük ustalıkla çekilmiş ve bir çok filme avangart olmuş baş yapıt.

* Akira Kurusawa kendinden önceki Kovboy sinemasından çok etkilenmiş,
Kendi kültürüne ait bir konu ile harmanlamış ve kendinden sonra çekilecek
Kovboy sinemasının temasına yön vermiştir.

* Kovboy filmleri Yojimbo öncesi ve Yojimbo sonrası olarak ikiye ayrıldığı söylenebilir.

* İyi bir sinema sorusu, İmdb'de Top250'de hem kendi hem de Hollywood replikası Top250'de olan film hangisidir.

= Hollywood bu temayı birebir çok tekralamıştır.
Bir Avuç Dolar 1964
A Fistful of Dollars
Per un pugno di dollari
imdb81
Top250/234

* Samuray filmi
* Kovboy yorumu
* Mafya yorumu olan filmdir.

= Last Man Standing 1996
Son Adam
imdb64

Lucky Number Sleven
Şanslı Slevin
2006
Avangartı Yojimbo olan filmdir.
imdb78

* Bu filmlerden A Fistful Of Dollars Akira Kurusawa'nın filminden hemen sonra çekilmiş, Başlarda iki büyük üstat Sergio Leone ile Akira Kurusawa arasında gerilimlere yol açmış baş yapıtlardır.
* Last Man Standing gene Yojimbo'nun birebir replikası Mafya yorumu olarak çekilmiş versiyondur.
Orta Batı amerikasından 20-30 larda geçer konusu.
* Lucky Number Sleven'da da benzer bir tema göze çarpmaktadır.

Bu filmin bir de yerli versiyonu çekilmiştir:
Dağ 2 2016
imdb99








Yojimbo'nun geçen tarihte Japonya.
* 19yy ortalarında Japonya'da Feodal yapı yıkılmış ve Burjuva yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır.
* Bu dönemde efendilerinden özgürlüklerini elde eden RONİN'ler ülkede başıboş dolaşmaya başlarlar.
* Yojimbo koruma - fedai manasına gelen bir kelimedir. Roninler aslında Burjuva fedaisi olmak istemezler.
Bunu kendilerine yediremezler. İşte burada sanki Akira Kurusawa geçmişe özlem olarak bam başka bir Ronin karakteri ortaya koymaktadır.

* Sinema'da sert, kuvvetli, yenilmez olup acımasız gibi görünüp, altın gibi kalbi olan yalnız adam karakterini oturturmuştur, Kurusawa Yojimbo filmi ile...
Yojimbo, sinema tarihinde çok önemli bir yere sahip ve baş yapıtlarının Sergio Leone'nin çektiği, Spagetti Western türünün başlangıcında büyük önderlik etmiş bir filmdir. Hatta Ret Kid gibi kasabaya girer sorunu çözer ve güneşin batışına doğru yalnız yoluna devam eden klişe temanın ilk eseridir.

* Filmin en önemli

* Ciddi bir burjuva eleştirisi de vardır filmde. Soylu aileler ironik olarak anlatılmış alay edilircesine tipler komik çizilmiştir. Fedailer saç tıraşları, kötü giyimleri ile Ronin karakterimizle ayrıştırılmıştır.




-Spoiler-

Silah Bulundu Mertlik Bozuldu:
Filmde silahı samuray kılıçlarıın çarpıştığı ortama batıdan getiren burjuva delikanlısıının saç kesimlerinin Elvis tipli olması da bence Akira Kurusawa'nın özellikle istediği bir şey diye düşünüyorum.

* Toshiro Mifune ile Clint Eastwood arasında, Toshiro Mifune özellikle filmin sonunda o asil yürüyüşü, omuz seğitişi  ile çok daha ön plana çıkmıştır. Toshiro'nun şansızlığı karşısındaki kötü adamlar o kadar iyi karakter çizememiş olmaları.

* Bir Avuç Dolar filminde Clint Eastwood göğsünden çıkardığı Soba Plakası ile bir fark yaratmış gibi duruyor. Düellolar silah olduğu için daha çabuk bitiyor. Toshiro ise yüzüne doğrultulan silahı soğuk kanlı bir şekilde beklemesi Yojimbo'yu güçlendirmiştir.

Rashomon -Sinemanın güneşi gördüğü film-

Rashomon
1950
imdb84
Baş Yapıt
Top250/92
Venedik Film Festivali'nin gururudur
51'in en iyi filmi seçilmiştir
52'de oscar'da onur ödülünü almıştır
53'de en iyi yabancı oscar'ı ve Bafta ödülüne aday olmuştur.
Akira Kurusawa'nın çıkış yaptığı filmdir.


Sinema Tarihinin en iyi hukuk-mahkeme filmlerinden biridir.
= 12 Öfkeli adam
Bir kaç iyi adam
To Kill a Mockingbird


Toshiro Mifune'nin çıkış yaptığı filmdir.
Kurusawa'nın en iyi oyuncusu ve
Shogun'un Toranaga'sı
Spielberg'ün 1941 filminin amirali

Akira Kurusawa'nın tüm başyapıtlarının başrol oyuncusu:
Rashomon 1950
Yedi Samuray 1954
Yojimbo 1954
Kumonosu - Jo 1957
















* Sinema Tarihinde ilk defa güneş'in gözüktüğü filmdir.
Evet inanılmaz ama gerçek, Georges Melies sayesinde Ay'a bile seyahet eden (1902) sinema, Güneş'i ancak ve ancak 1950 yılında büyük üstat Akira Kurusawa sayesinde görmüştür.
Bu da bayrağında güneş olan bir ülkenin sinemasının gerçekleştirmesi de ironik olmuş.
Filmin gölge - güneş anlatımı müthiştir.
= sinema'nın Gölge'yi en iyi kullanan avangart yapımları:
Munrou "Nosferatu" 1922
Orson Welles "The Third Man" 1949



Rashomon Kyoto Şehrinin Güney Tarihi Kapısının adıdır. Filmin hikayesi 12. yy'da geçmektedir.
WİKİPEDİA

Tarumar olmuş kapı, yapı görüntüsü çok estetiktir. Filmin etkileyici bir başlangıç yapmasını sağlamıştır.
Yağmur kadrajda görülebilrmesi için suyun içine mürekkep katılmıştır.
Akira Kurusawa, filmin bütçesini en çok zorlayan şeylerden biri olan kapıyı yapımcılara sert bir tavır sergileyerek yaptırtmıştır.

Film işte bu yıkık viran yapıya sağanak yağmurun yağması görüntüleri ile başlar.


Film sayesinde bir hukuksal terim ortaya çıkmıştır:
Rashomon Efect:
Bir Olay hakkında bu olaya tanıklık eden herkesin açıklamalarının farklı olacağı ve her birinin kendilerinin suçsuzluğuna dair makul bir şeyler söyleyeceği etkisi.
WİKİPEDİA

Filmin konusu da bunu içermektedir.
-spoiler-

Filmin en can alıcı repliği kadından gelmiştir.
Kocası, tecavüze uğradın ve kirlendin neden intihar etmiyorsun diye hönkürdüğünde,
önce sen benim namusumu temizle, bana tecavüz eden haydut'la düello yap sonra gel bana bunu söyle... o zaman düşünürüm. demiştir. Harukulade bir cevaptır.

Film'de çok basit yaşanan ve mahkemeye intikal eden olay hakim karşısında 5 kişinin dinlenmesi ve ardından bunlardan birinin yağmur altındaki kapıda bir kere daha ve kapsamlı bir şekilde anlatılmasıdır.

Yaşanan olay basittir, kocası yaya, karısı at sırtında bi çift yolda ilerlerken bir haydut çıkar karşılarına.
Haydut, bunları durdurur, adamı punduna oturtarak kadından uzaklaştırır,
Kumpasa getirerek ağaca bağlar. Kadını yanına döner. Kocasının durumunun kötü olduğu yalanını söyleyerek kocasının yanına koştura koştura götürür. Ve orada kocasının karşısında tecavüz eder.

Mahkemede
Rahip: kocası ve kadını yolda giderken gördüğünü söylemiştir.
Ormancı: (ölüyü bulan kişi olarak) Başka bir şey görmediğini söylemiştir.

Haydut - Kadın - Koca hakim karşısında hikayelerini anlatırlar.
Olayı birebir yaşayanların hikayeleridir bunlar.
Ve üç hikaye de farklıdır. Üçü de zaaflarına yenilmişlerdir çünkü.
(nası ya koca ölmedi mi - evet ölmüştür medyum çağırılır ve onun ağzından hikayeyi bir de o anlatır filmde böyle bir metafizik sahnede var)
Hikayeyi bir kere daha bu üçü dışında birinden dinleriz.

Filmden çıkarılacak sonuç, herkesin kendi çıkarları doğrultusunda bu yaşadıklarını anlatmasıdır. Hele hele kendine olan kısımda bir onur mücadelesi gerçekleştirdiği yalanını film tüm çıplaklığı ile filmin sonunda vurur yüzüne seyircinin. Film insan tabiatı ve fıtratına dair muhteşem bir psikolojik tahlil ortaya koyar.



Filmin dünyanın çeşitli ülkelerinde tiyatro yorumlarınını yapıldığını görüp heyecanlandım.
Umarım bir gün Japonya'da iyi bir yorumunu tiyatroda izlemek nasip olur diyorum başka bir şey demiyorum.
Tiyatroda Rashomon:







Eyvah Eyvah 3

Eyvah Eyvah 3
imdb63
2014

* Tartışmasız en kötü "Eyvah Eyvah"
 İlk film iki ikinci film vasat üçüncü ise biraz bunların ekmeğini yeme şeklinde olsa da başarılı bir karakter çıkardığı için devam filmini izleyen sayısı epeyce fazla.

* Film iyi başladı:
- Üüseyin abi Müjgan abla doğuruyomuş! -
- Aangi Müjgan?

* Sanat yönetmenini Üseyin'in evi konusunda ekstra kutlamak lazım, Avlusu ile dört dötlük bir ev bulmuşlar. Trakya insanı kasket'i çok sever. Film'de o çok bariz hissediliyor kostümlerde.

* Oop beyaa, nereye?

* Demet Akbağ Ata'ya çok iyi uyum sağlıyor, çakma Seda Sayan tipi harika
- Bu antika yunan oyunu ile...

* Güldür güldür ekibinden Onur Buldu'dan daha iyi bir performans beklerdim.

* Bayram Berk Badem bebeği tam bir Ata Demirer tipi, çok benziyor. Doğum sırasında sağlıkta şiddet sahnesi içeriyordu, hödö hödöleyecek değilim tabi, dozajında ve komikti üstelik...

* Film Eyvah Eyvah'lar arasında en vasati 40 çöp gücünde.
Eyvah Eyvah ilk filmi hem farklı bir karakter oturtma konusunda çok başarılı bir film de hem de taksi sahnesi ile fenomene dönmüş bir film. Ki Berlin Kaplanı filminde bile aynı taksiciye boyunluk takılarak bir gönderme yapılmıştır bu efsane sekansa!

* Pavyon sahnesi de olmuş dediğim film, "Trakya İnsanın Tanış Çıkma" sahnesi çok gerçekçidir.

* Bu seri türk sinemasının bir gururudur. Samimiyet vardır. Küçük bir kasabada klarnetçi bir adamın hikayesi her bölümde sıcak ve içten bir dille anlatılmıştır. Komedi olarak ilk film diğer filmerde beklentiyi yüksek tutmuştur o kadar.

- Faiz lobisi duydun mu sen,-... o benim işte!

Berlin Kaplanı

Berlin Kaplanı
2012
imdb54

Yönetmenden mi kaynaklı anlamadım Eyvah Eyvah üç ile aynı figüran ve yan rollerin olduğu bir film.

* Biraz daha düşünülüp biraz daha iyi kurgulansaymış olacakmış ama böyle olmamış dedirten film...

* Ata Demirer'in çok farklı dallarda başarılı çalışmalar yapan bir sanatçı olması bu filme yetmemiş, Almancı aksanındaki Türkçe yanlışlıklar karakteri tipten çıkarırken, Boksör olarak şişman biri olarak çok sırıtmış...

* Eyvah Eyvan'daki (ki Ata Demirer'in beni en çok güldürdüğü film sahnesidir) taksi sahnesine aynı taksicinin boyunluk takarak bu filmde de kullanılması çok çok iyi bir gönderme...

* Arap CD'sine ne denir? El Sidi!

* İyi niyetli bakınca kötü film değil diyesi geliyor insanın lakin Ata çok yalnız kalmış komedyen olarak, gereksiz atılması gereken çok sahne vardı üstelik.

* Almacı Türkiye macerası üzerine filmler
= Sarı Mersedes , Mardin Münih Hattı

* "Eğer bir Alman'ı Kalp Krizinden gitmesini istiyorsan ona Plansız Bir Şey yap"

* İki dramatik sahne de fena değildi,
"Beni Almanya'ya götür"e Kaplan'ın "Şengen lazım" demesi,
"Ben bu güne kadar neden kaybediyorum biliyor musun abi, çünkü uğruna dövüşeceğim bir şeyim yok, ama şimdi var.. Bu maçı kazanacağım" dediği sahne... Tabi boks maçını Orhan Ayhan'ın sunacağı kesindi!

Sağ Salim

Sağ Salim 2012
imdb71

2012 yılının en komik Türk Filmi

Yılın diğer hit komedi filmleri Sen Kimsin o kadar komik değildi.
Berlin Kaplanı'da fiyasko olunca bu film yılın en komik Türk filmi diyebiliriz.

= Fasülye - Çalgı Çengi tadında filmler.
(mafya ile vodvil ya da boka sarma)

Mutlak izlenmesi gereken, Mafya İle Vodvil Ya da Boka Sarma Türk Komedi Filmleri:
1 Çalgı Çengi
2 Fasülye
3 Sağ Salim

* Sinemanın en büyük güzellikleri, yol filmleri, zorunluluktan bir araya gelen farklı kültürden insanalar ve mafyaya yanlışlıkla ciddi zarar veren saftirikleri bir araya çok iyi harmanlamış filmlerdir bunlar. Sağ Salim bir ara seyirciyi de avucuna alıp epey bi güldürüyor.
Çok başarılı bir film.

* Özellikle tabuttan arama diyalogları, Sürekli birbirlerini karıştırmarı, Ölüden korkan birinin ölülerle artık sıkı fıkı gelecek hale gelmesi, ana temadan hiç uzaklaşmamaları.

* Bu tür filmlerin avam yapımları da var. (mafya ile boka sarma hikayeleri) bunlar arasında en iyisi Kolpaçino diyebilirim. ondan ötesini saymaya bile değmez zaten...

Sağ Salim 2 - Sil Baştan
2014
imdb57

Birincisine nazaran tam bir fiyasko. Yine de yer yer güldürebiliyor.

Aşırı absürt olmuş .

Bu sefer güldürmedi.

Brassed Off


Brassed Off
1996
imdb71

* Bando filmlerini çok seviyorum,
Hatta Türk sinema tarihinin en iyi 10 draması arasında iki bando filmi vardır
Beynelmilel http://kilavuzkarga.blogspot.com/2007/05/beynelmilel_24.html
Selamsız Bandosu

= İngilizlerin İşçi sınıfının sorunlarını anlattığı üst üste baş yapıtlarından biridir:
Brassed Off
Diğeri bu filmden bir yıl sonra çekilen : The Full Monthy


Filmin unutulmaz bando şarkısı:



İki Bando Baş Yapıtının Mukayesesi
Yavuz Turgul’un Züğürt Ağa’sını da çeken Nesli Çölgeçen’in Selamsız Bandosu, izlediğim ilk bandoya dair film...Şener Şen’in muhalifine koltuğu gösterip “otur otur içinde kalmasın” dediği sahnesi, Bandoya çalgı alım toplantısındaki “Ney” tartışması, “Şampiyon”u isteme olayı, ve Uğur Yücel’in kırmızı halı muhabbeti gibi sahnelerle bizi çok güldürmüş ve hatta yer yer duygulandırmıştı Selamsız Bandosu... Amma velakin mamafih ve hattaa filhakika, müzikleri çok çok zayıf kalmıştı musikiiden bolca dem vurması gerekirken...
(Bando sonlara doğru bi çifte telli yorumluyor lakin kayıdı hakikaten berbat)
İngilizlerin 1996 da çektikleri işçi ve sendika sorunlarını da işlediği sol bi duruşu olan Bando filmi Brassed Off ise beni müzikleriyle büyülemişti...

Pete Postlethwaite-Cezmi Baskın
Brassed Off ile Beynelmilel, soundtrack ve solcu tirip baabında benzerlikler içeren filmler... Ama benim yakaladığım bi benzerlii var ki çok komik... Sizce de bu iki filmin başrol oyuncuları birbirine benzemiyor mu? (Bakınız şekil 1-b aha da yukardaki fotoşop)
Brassed Off filminden Bando Yorumları:
Rodrigo's Concierto de Aranjuez’in bando yorumu
Wilhelm Tell Overture – Rossini yorumu
Konu Bando olduğuna göre sinema tarihin en komik bando sahnesine değinmeden geçemiyeceğim: Take the Money and Run (1969)

Woody Allen’ın ilk hem yazıp hem yönettiği filminde, ailesi tarafından adam olsun diye askeri disiplinli bi okula gönderiliyor... Orada Bando’ya veriliyor ve tek çaldığı enstrüman olan kontrabası bi elinde sandalyesiyle Bandonun arkasından yarım yamalak çalarak gitmek zorunda kalıyor... Süper komik bi sahne... 
Beynelmilel’in farkı hem müzikleri iyi hem Selamsız Bandosu kadar bizi duygulandırabiliyor, güldürebiliyor... Selamsız Bandosu’ndan bu filmi ayıran ikinci temel özellik: SB’de otoriteye karşı bi hörmet var (Halkın yedi kere seçtiği Demirel’e ya da onun şapkasına)... Beynelmilel ise o dönemin en büyük otoritesi ‘Tepeden inme beşi bi yerde: Milli güvenlik konsey’i ile dalgasını geçebilmiş...
(filmin bi yerinde militarist eleştiride kırılma noktası yaşanmış, sorgulamayı asker diil siviller yapıyor... Valla bu sahne izleyiciye; "filmdeki karakter kadar yürek yokmuş siz de" dedirtiyor)
Bir de Groundhog Day filminde sürekli tekrat tekrar aynı parçayı duyduğumuz Bando'nun müziği kulağımızda yankılanır...