Çaydanlık


The Brass Teapot 2012
imdb64

Filmin teması çok sevilen alacakaranlık kuşağı tadında.
Underrated filmlerden, gayet başarılı ve eğlencelik bir film.

= Sinema tarihinin en fazla Lord Of The Rings göndermesi yapılan filmi.

Michael Angarano'nun Almost Famous'tan sonra en başarılı filmi.

Filmin Hatunu Juno Temple


Pek Yakında

Pek Yakında 2014
imdb85

* Çok Dolu Bir Film

Filmin özeti: Arzular Zafere Dönecek mi?









Filmin en başarılı oyuncusu: Zerrin Tekindor
Sarhoşluktan - Ayık haldeki role geçip - tekrar sarhoş olduğu sahne oyunculuk olarak çapaksız ve seyirlik olarak müthiştir.




* Filminde ve Filmden sonra iki kişiye laf çakmıştı Cem Yılmaz
1- Nuri Bilge Ceylan
Zaten yıllar önce röportajında da demişti, biz oyuncuların paralarını ödediğimiz için ülke içindeki yarışmalara katılamıyoruz değil mi, diye.
Filmde de Nuri Bilge Ceylan'a, festivallerde elde ettiği büyük paraları cukka etmesine, oyunculara para vermemesine, teknik ekibini aç bırakmasına dair inanılmaz büyük bir laf gömme var...
2- Recep İvedik
Cem Yılmaz'ın gişe rakibi Recep İvedik ile de hafif bir sürtüşmesi var.
Filme gelince bu iki uç film seyircisinin de sevmeyeceği filmdir, yüzde yüz!
Yani bu film ne Fotografik Sinema entellektüelleri sever, ne de Recep İvedik, Kolpaçino, Kutsal Damacana gibi osurmalı geyirmeli kültürel yozlaşmalı Avam Türk sinemanyağı sever.
Bu filmin seyircisi gene Cem Yılmaz sevenler olacaktır.

* Film çok reklam almış kısmına en güzel cevabı ekside vermişler:
"Elin oğlu ayağında NİKE götünde CALVİN KLEİN bir elinde PEPSİ bir elinde JVC kamera ile PİZZA HUT'tan çıkıp GMC ye binince; abi Back to the Future - Geleceğe Dönüş   ne güzel film lan, bizim oğlan yapınca; reklam almışlar yaa olmamış...
http://productplacementandmovies.wordpress.com/page/4/
Eleştiri olarak ürün yerleştirme tabi bu kadar abartılmaz, seyircinin kör gözüne gözüne sokulmaz (elin adamı bunu gizli yapmış, adı zaten "gizli reklam" be adam).
Yazık zaten seyirci filmden önce onlarca reklam izledi.

Film sinemanyakların şöyle bir ağzına bal çalarak başlıyor. Haneke sinemasından bir sahne ve Cem Yılmaz, "yahu haneke gene sanat kasmış bunu korsanını Cihangir ve Kadıköy'e dağıtın"falan diyor. Filmin burası benim için çok özel ve güzeldi. Özellikle Zeki Demirkubuz'a saygı gösterisi yapması anlamlıydı. Filmde bu göndermeler, Scareface'ten Hababam Sınıfına kadar çarpıcı ve eğlenceliydi.

Türk Sinemasının 100. Yılında Türk Sinemasına Saygı duruşudur bu film:
Türk sinemasının her karakteri bizim sinemamızın bir dönemini simgelemektedir. En barizi, seks sinemasını simgeleyen bölümünün kötü adam yapılması filmin hiciv yönünün daha ağır basmasını sağlamıştır.

= Arabesk 1989 imdb82 filminden beri Türk Sineması bir filmde bu kadar masa üstüne yatırılmamıştı.

Haliyle Türk Sinemasının 100. Yılına yakışmış bir filmdir Pek Yakında.
Yoksa Cem Yılmaz Doritos reklamındaki karaktere bir korsan CD'ci çıkartsaydı o Recep İvedik tayfasını da sinemaya çeker bir gülme tufanı yaratabilirdi. Cem Yılmaz burada zor olanı tercih etmiş hiciv ağırlıklı bir komedi teması üzerine filmini inşa etmiş onu sevenlerin bu filmini "Hokkabaz" "Her şey güzel olacak" tipinde dram ağırlıklı bir Cem Yılmaz filmi demelerine yol açmıştır.

Ayşegül Gruda - oğlum 50 yaşına geldi, buna rağmen her dışarı gönderdiğimde aklım kalıyor.
Cem Yılmaz - nereye gönderiyorsun ki?
Ayşegül Gruda - fırına.

Avatar'da bir ağaç vardır. herkes ona bağlanır. ondan enerji alır. büyük ağaç. İşte o ağaç benim!

Doktor: Yürüyemeyebilir
Sık sık yapılan espri: Ama isterse yürüyebilir değil mi?

- Hangi Gazete
- Sabah Postası
- O ne erotik gazete mi ayol?

* Sunay Akın sahnesi çok güldürmüştür. Sunay Akın'ın bu sahnede kendine bir öz eleştiri getirmesi olağanüstüdür.  

Cem Yılmaz'ın AROG da bir esprisi vardı:
"Uzaylılar tarafından kaçıldım... Evet TARAFINDAN!" o cümle içinde en anlamsız ve sorulmayacak tekrarlatılmayacak kelime "tarafından"dır ve tekrar tekrar izlendiğinde insanı çok güldürür. Bu filmde de buna benzer bir durum komedisi yaratılmıştır:
Cem Yılmaz kapıyı çalar, Özkan Uğur ter içinde kapıyı geç açar, üzerine bir tane gömlek giymiş az evvel, önü açık. Cem Yılmaz apar topar içeri girer.
Cem Yılmaz birkaç gün sona kapıyı bir daha çalar Özkan Uğur eşofmanlarla kapıyı açar, Cem Yılmaz sorar: "uygunsuz bir anda gelmedim inşallah?"

Film içinde bunu çeşitli grupların kalbini çalmak için yapmaya devam etti, Bi ara doğduğundan beri Beşiktaş'ta oturan bir yönetmene (allahtan şizofren ve deli) Yaşa Fenerbahçe diye bağırttırması hem Zeki Demirkubuz'a hem de Beşiktaş camiasına hakaret gibiydi... Bu örnekte olduğu gibi Cem Yılmaz her taraftan hayranının kalbini çalmaya çalışması filmi bir bulamaç haline getirmiş. Zaten filmin ana teması tamamen klişe: (Cem Yılmaz'ın iki senaryo tipinden biri:
Ezik bir karakterin sorunlarını çözmeye çalışırken kendini bulması,
Sıradan bir Türk'ün Sıradışı bir ortamda yaşadıkları)
Film absürt sahneleri ve punch line esprileri ile yükseliyorken bunlar filmi aşağı çekmiş diyebilirim.

* Eşkiya platosunda gözler Şener Şen'i aramıştır.

* Filmin sanat yönetmenini ki Cem Yılmaz'da buna çok katkıda bulunmuştur eminim, Türk Sinemasının en önemli dönemini müze gibi taşıyan EJder (Özkan Uğur)'in  evini düzerken kurdukları: Davaro'nun mikserinden - Adile Ana'nın Hababam Sınıfı Çanına, ve hatta Badi Ekrem eşofmanına kadar her şey var. Düşünün, Ayşen Grudayı Gulyabani ile aynı filmde tekrar görme şansını vermiş film...

* Kendi filmine de gönderme yapmış, Nurgül Yeşilçay hemşire kılığında "her şey güzel olacak" demiş, Mazhar Alanson'a ise "saçmala Altan"dedirtmiştir.

Diğer güldüren göndermeler:
- nurgül yeşilçay'ın her şey çok güzel olacak'ta da hastane deskinde olması.
- cmylmz fundamentals'te "uyudun mu" diye sevgilisine mesaj attıran hormonlara olan selamı.
- cengiz bozkurt'un tekerlekli sandalye sahnesiyle eşkıya'ya saygılarını iletmesi.
- özkan uğur'un cep telefonu melodisinin "peki peki anladık" olması.
- kısıtlı bütçe, köşk kiralama, yıllarca yapılmışın dışında bir şey yapma isteği; aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni'ne gönderme olması

Bu ara filmin sonuna bayıldım... Yok böyle bir güzellik


Film güzel, kendinize bir iyilik yapın gidin izleyin
Cem Yılmaz'ın dediği gibi "DÜRRÜK" lere kanmayın!

Filmin Hatunu
Tülin Özen
Süt Filminin Giriş sahnesinde ağzından gerçek bir yılan çıkartarak oyunculuğa ne kadar önem, değer verdiğini ispatlamıştır.

Meleğin Düşüşü filminde de ne kadar cesur olduğunu göstermiştir.

Kendisini Hülya Avşar'ın sinema'da ilk dönemlerindeki oyunculuğuna benzetiyorum.








The Giver - İyi çekilmiş vasat bir bilim kurgu -

The Giver  2014
imdb:67
vasat bir bilim kurgu

= içersinde insanlığın ayıplarının hızlı bir şekilde gösterildiği bilim kurgular.
The Fifthe Element - A Clockwork Orange

= siyah beyaz dünyanın renklenmesi.
Pleasantville - Yaşamın Renkleri - imdb75

= Totaliter yapı ile mücadele eden filmler:
V For Vendeta - Children Of Men -  Hunger Games - Total Recall - Equilibrium - In Time

= Bilim kurgu olarak totaliter bir komün yaşantısından kaçış:
Bir fransız filmi vardı böyle, o da bilim kurguydu, neredeyse bu filmin kopyası bir teması vardı.  İsland gene böyle bir film.

= Komünden kaçış - The Village - Total Recall - Time

Son dönemde çekilen ve ara görsellerinin ve kurgularının iyi olduğu filmler:
The Tree Of Life - Lucy

-spoiler-
Filmde kuralları çiğneme konusunda tabuları devirmiş üç genç kuralları acımasızca belirlenmiş ve ilaçlarla halkın robot gibi yaşadığı totaliter rejimde görev dağılımlarını aldıktan sonra sistemi delmeye başlarlar. Filmin bu yapının kırılmasına dair anlık gelişmeler rahatsız edici seviyede seyirciyi tatmin edemeyecek mantıksızlıktaydı. Bu da filmin her şeyini etkilemiş.

Ali Zaoua Kasablanka Prensi

Ali Zaoua Prince De La Rue
Ali Zaoua Principe De Casablanca
Ali Zaoua Kasablanka Prensi
imdb75
2000

Sokak çocuklarına dair, hiyerarşisi bu hiyerarşide tecavüzden, işkenceye, uyuşturucudan, cinayete yaşanılan acıları tüm çıplaklığı ile anlatan Tunus filmi.
Bir Arap coğrafyası filmi olduğu için, bizim sokak çocuklarımızın başlarına neler geliyor kısmını çok iyi öğrenmiş oluyoruz.






Kasablanka'da geçen filmler:
Casablanca'da geçen ikinci bir başyapıt
Birincisi Casablanca 1942
Marx Kardeşlerin:
A Night in Casablanca (1946)'ı imdb70
Van Damme'ın çektiği: The Eagle Path 2010




= İçinde animasyon olan filmler.



Ölmeden önce izlenmesi gereken 1001 film arasında


2000 Yılının Batı dışı en iyi ikinci filmi








20W2N20 Ödül Almış, Milan Stocholm Montreal ...
ama en önemlisi Zlin Çocuk Filmleri Festivalinden en iyi film ödülü ile dönmeleri.


Sinema Tarihinin En İyi 10 Sokak Çocuğu filmi arasındadır.
= Pal Sokağı Çocukları, Slumdog Millioner,
Vanessa Paradis'in oynadığı, Elisa imdb67
(bu filmin bir yerinde Old Boy gerilimi yaşanır)
Última Parada 174
Pixote: A Lei do Mais Fraco
Bu konuda belgesel:
Children Underground


Filmin şokunu hala da atlatamıyorum, sokak çocuklarına dair bir başyapıt.
Sokak çocuklarının kalabalık bir çetesinde, çete liderinin tecavüzlerinden kaçan dört çocuk var. Tiner çekiyorlar. Birisinin annesi hayat kadını ve çocuğunun gözlerini satmış. Bunu duyan çocuk kaçıp sokaklarda yatmaya başlamış. Ona prens diyorlar çünkü en akıllıları o. Daha filmin başında ona tecavüz edemediği için delirmiş çete lideri tarafından öldürülüyor. HAlbuki onun bi hayali var. Denizci olmak. Onun yanında yer alan 3 arkadaşı ona güzel bir cenaze töreni düzenlemek için film boyunca hem çeteyle, hem toplumla, hem de kendi aralarında çatışıyorlar.
Çocukların bir sloganı var, Hayat dendiğinde "BOK ÇUVALI" diye bağırıyorlar.
Yalnız film bütün bu kötülüğü, pisliği, acımasızlığı anlatırken birden şiir gibi bir sona bürünüyor... İnsanın ağlamaması mümkün değil...

* Film bize en yakın sokak çocukları tipini anlattığını düşünüyorum, Çünkü Tunus'un sokak çocukları da tiner çekiyorlar.

Filmin Kadınları:
Ali'nin Hayat Kadını Annesini oynayan:
Çocuklardan biri ona aşık, belki de anne sıcaklığını buluyor. Bu konuda aralarında en şanslı olan o.
Amal Ayouch













Nadia Ould Hajjaj
Çocuklardan biri ona aşık, sık sık şehrinde kesişiyorlar, elinde onun fotoğrafı var.



Sideways - Bol Ödüllü Film buna denir!





 Sideway 2004
imdb76
Baş Yapıt
Ölmeden önce izlenmesi gereken 1001 film kitabında
Empire Top 500 Filmlerinden

Rekor Ödüllü Film
130W 50N
En iyi uyarlama senaryo OscarWinner
Golden Globe - Bafta Senaryo ödülleri
Independent Spirit Awards 2005'te 6 Büyük Ödül (Bağımsız sinemanın oscarını silmiş süpürmüş)


Karakter çatışması iki erkek arasında olmasına rağmen lirik, yumuşak anlatılmış bir filmdir.
Hayatı dolu dolu yaşayan oyuncu- İntiharın eşiğinde depresyonda hiç çıkmayan yazar...
Yıllar önce boşandığı eşine saplantılı bir şekilde bağlı bir melankolik - o hafta evleneceği eşini bekarlığa veda etmek adına iki kere aldatan bir şıp sevdi...
Şarap konusunda bir duayen, en azından bir şeye kendini adamış disiplinli bir kolleksiyoner,
hayatı tamamen yüzeyel yaşayan ve sadece yakışıklılığına güvenen düz bir insan...



* Yılın Bağımsız Filmi 2004


* Şarap üzerine otutturulmuş bunalım bir adamın zıpır dostuyla yaptığı yol komedisi...
Başlarda yorsa da sonlara doğru çok güldürüyor. Diyalog başyapıtı da denilebilir.
Çok ince espriler vardı. Şarapseverler için mutlak izlenmesi gereken bir film.

* Film yumuşak geçiş karakter tanıtımları ile başlıyor, iki kadim dost yola çıktıklarında Bay bunalım,
bekarlığa veda haftası olan çapkın oyuncu dostuna yayınlanma aşamasında olan romanını okuyup okumadığını soruyor. Dostu yalan söylüyor. Buradan itibaren Paul Giamatti karakterini sevmeye başlıyorsunuz çünkü ironik ve sarkastik cevaplar veriyor... Hele en sevdiği şarabı dostuyla paylaştığı bir sahne var, sinema tarihinin en güzel entelektüel konuşma sonrası tokadını yiyorsun.
İşte o müthiş diyalog...




Mines Bekarlığa veda olarak kadim dostunu hayatını adadığı şarap kültüründe en sevdiği şarabı tattırır:

- Pinot çok ince kabuklu bir üzümdür. Kalıcı sıcağı ve nemi sevmez. Çok hassastır. Sana nasıl yapıldığını göstereyim. İlk olarak, kadehi kaldır ve ışıkta kontrol et. Rengine ve berraklığına bakıyorsun. Sadece hisset, tamam mı?
- Tamam.
- Koyu mu? İnce mi? Sulu mu? Ağdalı mı? Tamam mı?
- Tamam.
- Şimdi yana yatır.
- Burada yaptığın, şarap kenara doğru seyreldiğinde renk ve yoğunluğunu kontrol etmektir. Diğer şeylerin yanında, kaç yıllık olduğunu gösterir. Genel olarak kırmızı şaraplarda daha önemlidir. Tamam mı?
- Tamam.
- Şimdi burnunu kadehe sok.
- Öyle mi?
- Utanma.
- Burnunu gerçekten tam içine sok.
- Gerçekten! Turunçgiller familyasına ait gibi. Çilek olabilir... İhtiras meyvesi... Ve küçük bir parça, kuşkonmaz ve sanki fındıklı Hollanda peynirinin, şey çırpınışı gibi.
- Vay canına!
- Çilek, evet.
- Güzel.
- Çilek, peynir değil.
- Tamam.
- Kadehi yere bırak şimdi. (kadehi hafif döndürerek sallarlar) Hava alsın biraz. Oksijenlenmesi, açar onu. Koku ve lezzeti açığa çıkar. Çok önemli. Tekrar kokla. Ah. Her biriyle böyle ilgilenilir.
- Vay be! Ne zaman içiyoruz?
- Şimdi.
- Bunu nasıl sınıflandırırdın, Miles?
- Genelde,yetersizliğini öğrenebileceğin türde şaraplarla başlatırlar önce ama bu gerçekten iyi. Bu yenisi değil mi, Chris?
Garson: Çıkalı iki ay oluyor.
- İyi iş.
- Beğendik.
- Bir şarap deposunda çalışabilirdin, Miles.
- Evet. İyi bir hamle olurdu!
- Sakız mı çiğniyorsun?



Baş Rolünde Ezik bir karakter olan filmler
Sinema Tarihinin başrol olarak ezik karakterleri canlandırmada Paul Gimatti çok başarılı:
American Splendor, ve Sideways zaten onun başrol oynadığı başyapıtlar...
Bu bağlamda = Zelig (Woody Allen)
= Clerks
Charlie Chaplin'in şarlo karakteri çoğu zaman evet eziktir filmlerinde, ama rejime boyun eğmez, oligarşiye karşı çıkar, yeri gelir polisten intikamını alır ben o yüzden onu bu listeden uzak tutmayı tercih ederim.




= biraz Big Lebowski'yi de hatırlatmıştır bu film.



Filmde geçen şaraplık üzüm çeşitleri:
Pinot - karakterimiz buna bayılır ve neden sevdiğini çok güzel anlatır.
Syrah
Sauvignon blanc
Cabernet franc
Chardonnay
Riesling
Merlot





Alexander Payne filmde Miles'in fast food bardağında içtiği şarabın ısrarla Château Pétrus olmasını istemiş fakat Christian Moueix'un kabul etmemesi sonucu 1961 Cheval Blanc kullanılmıştır.


Dostuna en sevdiği Pinot üzümünden yapılan şarabı  filmin başında anlatan Miles, sevdiği kadına bu Pinot üzümünü nasıl anlatıyor, 
bir de buna bakalım.
- Pinot' a neden bu kadar meraklısın?
- Sanki, bir parçanmış gibi. Bilmiyorum! Bilmiyorum! Yetişmesi zor bir üzüm. Sen de bilirsin. Öyle değil mi? Ee, kabuğu çok ince. Doğası değişken, erken olgunlaşır. O, bilirsin Cabernet gibi dayanıklı değil. Her yerde yetişemez ve onun gibi, ihmal edildiğinde bile gelişip serpilemez. Hayır, Pinot devamlı bakım ve dikkat ister. Ve gerçekte, sadece dünyanın böyle kıyıda köşede kalmış yerlerinde yetişir. Ve...Ve sadece en sabırlı ve eğitmen yetiştiriciler bunu başarabilir. Gerçekten. Sadece, Pinot'un potansiyelini anlamak için zaman harcayan insanlar onu son şekline gelmesi için ikna edebilir. Ve sonra? Oh, onun lezzeti, bu gezegendeki en akıldan çıkmayan en görkemli, en heyecan verici en zarif, en kurnaz ve en eski olanıdır. Hayır, yani, bilirsin Cabernet' ler de güçlü ve yüce olabilirler ama mukayese edersek bana yavan geliyorlar. Bilmiyorum! Bilmiyorum!


-spoiler-
Filmin sonlarına doğru bir iki sahne çok güldürüyor, etme bulma dünyası diyorsun.

Paths Of Glory

Path Of Glory 1957
imdb85Top250 Film
Ölmeden önce izlenmesi gereken 1001 film arasında
NTV 555 film listesinde
Film Eleştirmenlerinin seçtiği
Entel Dantel 100 film listesinde

- Baş Yapıt -




Uzun zamandır izlemek istediğim, bir kaç kere başlayıp sonra vaz geçtiğim, izledikten sonra hayıflandığım bir baş yapıtı sonunda izleme şerefine eriştim.

Paths Of Glory Sinema Tarihinin en iyi mahkeme filmlerinden
Paths Of Glory Sinema Tarihinin en iyi savaş karşıtı filmlerinden
Paths Of Glory Sinema Tarihinin en iyi anti vatanseverlik filmi

Olay Fransa'da geçiyor, Karakterler Fransız - Film İngilizce. Filmin en büyük kusuru bu.

= Filmde esir Alman Kadının Almanca söylediği şarkı iki kültüre ait bir ağıt havası yaratılmış:
 Önce kadının aç aç yapacağını sanan Fransız askerlerde duygulanıp eşlik etmeye başladılar çünkü şarkıya, bu bana Salkım Hanımın Taneleri Filminde Türkçe Sarı Gelin türküsünü söyleyen erin yanında, tren işçisi olarak çalıştırılan Ermeni mahkumlarında türkünün orjinali Sari Gyalin'i söylemelerine benzettim.

= Dr Strangelove - Full Metal Jacket filmlerinde olduğu gibi Kubrick burada da sayko bir üst rütbelinin, askerlere ve insanlığa saçtığı zararlar dile getirmiş. Bu filmde bir Fransız General sırf terfi ve prestij için Almanların çok iyi korudukları ant tepesine tam anlamıyla intihar saldırısı emri vermiştir ve bu emre bazı Fransız askerler karşı gelerek cepheden çıkmamışlardır...

wikipedia'da filmin sansür geçmişi çok güzel yazılmış:
"Film ilk olarak Ocak 1958’de gösterime girdi. Gösterildiği Almanya, Münih ve ABD, Los Angeles’da gişe hasılatı olarak başarılı oldu. Film Kubrick’e çok büyük şöhret kazandırdı.
Filmin Avrupa’da gösterimi tartışmalı olmuştur. Orduda görevde bulunan ve emekli askerler Fransız askerlerinin filmde gösteriliş şeklini protesto etmişlerdir. Film Fransa’da yasaklanmamış ancak filmin Avrupa’da dağıtımını üstlenen United Artists firmasına filmi dağıtmaması için yoğun baskı yapılmıştır. Bunun sonucunda film Fransa’da ilk kez 1975 yılında gösterilebilmiştir. Film yayınlandıktan sonra iki yıl boyunca Almanya’da yasaklanmıştır. Film İspanya’da da Francisco Franco yönetimince savaş karşıtı olduğu için yasaklanmış ve ancak 1986 yılında gösterilebilmiştir.
Türkiye'de film ilk kez 1969 yılında TRT’de gösterilmiş, filmde Albay Dax’ın saldırıyı miliyetçilik yaparak savunan General Mireau’ya söylediği Milliyetçilik alçakların son sığınağıdır sözü nedeniyle filmin gösterilmesi için öneri veren, dublajını yapan personel dahil olmak üzere filmin yayına hazırlanmasında görev alan personel hakkında savcılık soruşturması açılmış ancak filmin gösterimi engellenememiştir.
Uygulanan bu sansürlerin etkisiyle film eleştirmenler tarafından yönetmenin en önemli eserlerinden birisi olarak değerlendirilse de önemli hiçbir ödül almamıştır."

-spoiler-

Film "Onur" ile "Savaş" arasında sıkışmış bir subayın hikayesi,
Filmde çok çok iyi bir subay olan Albay, gözetleme mangasının komutanı çavuş'u orada yediği halttan ötürü ölüme gönderdiği askerinin idamını kendi gözleri ile görmesi için idam mangasının da başına yerleştiriyor. Bu yapılabilecek en büyük vicdan cezası o askere....