Ve Oscar Gecesi:


Ödüllere Dair:



 84. Academi Oscar Ödülleri
En iyi film:
The Artist
Adaylar: Hugo - The Tree of Life - The Help
Midnight in Paris - The Descendants - Moneyball
Extremely Loud & Incredibly Close - War Horse

En iyi yönetmen
Michel Hazanavicius - The Artist
Adaylar: Martin Scorsese - Hugo
Woody Allen - Midnight in Paris
Terrence Malick - The Tree of Life
Alexander Payne - The Descendants


En iyi erkek oyuncu:
Jean Dujardin - The Artist
Adaylar: Brad Pitt - Moneyball
Gary Oldman - Tinker Tailor Soldier Spy
George Clooney - The Descendants
Demián Bichir - A Better Life

En iyi Kostüm: The Artist
En iyi Müzik: The Artist


En iyi kadın oyuncu:
Meryl Streep - The Iron Lady
Adaylar: Viola Davis - The Help
Michelle Williams for My Week with Marilyn
Glenn Close for Albert Nobbs (2011
Rooney Mara- The Girl with the Dragon Tattoo

En iyi Makyaj: The Iron Lady

En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu
Christopher Plummer - Beginners
Adaylar:  Kenneth Branagh - My Week with Marilyn
Jonah Hill - Moneyball
Nick Nolte -  Warrior
Max von Sydow -  Extremely Loud & Incredibly Close

En iyi Yardımcı Kadın Oyuncu
Octavia Spencer -The Help
Other Nominees:
Bérénice Bejo for The Artist
Jessica Chastain for The Help
Melissa McCarthy for Bridesmaids
Janet McTeer for Albert Nobbs

En iyi Senaryo:
Midnight in Paris- Woody Allen (baba gene oskara gelmemiş bu sefer bahane de bildirmeyerek hiç iplemediğini ispatlamıştır...)
Adaylar:
The Artist -Michel Hazanavicius
Bridesmaids - Kristen Wiig, Annie Mumolo
Margin Call - J.C. Chandor
Jodaeiye Nader az Simin-  (Seperation) Asghar Farhadi



En iyi Uyarlama Senaryo:
The Descendants
Adaylar:
Hugo - The Ides of March  -Moneyball -Tinker Tailor Soldier Spy

En iyi Animasyon: Rango
Adaylar:
Une vie de chat
Chico & Rita
Kung Fu Panda 2
Puss in Boots

En iyi Yabancı Film
Jodaeiye Nader az Simin (2011): Asghar Farhadi(Iran)
Adaylar:
Rundskop (2011): Michael R. Roskam(Belgium)
Hearat Shulayim (2011): Joseph Cedar(Israel)
In Darkness (2011): Agnieszka Holland(Poland)
Monsieur Lazhar (2011): Philippe Falardeau(Canada)

En iyi Kugu: The Girl with the Dragon Tattoo

En iyi Şarkı: The Muppets




En iyi Sinematografi: Hugo
The Tree of Life - The Artist - War Horse
The Girl with the Dragon Tattoo



En iyi Sanat Yönetimi: Hugo
Adaylar: The Artist - Midnight in Paris - War Horse
Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 2


En iyi Ses Efekt: Hugo 
En iyi Ses Kurgu: Hugo

En iyi Görsel Efekt
Hugo
Adaylar: Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 2
Real Steel -  Rise of the Planet of the Apes - Transformers: Dark of the Moon

En iyi Belgesel:
Undefeated
Adaylar: Pina
Hell and Back Again
If a Tree Falls: A Story of the Earth Liberation Front
Paradise Lost 3: Purgatory

En iyi Kısa Belgesel:
Saving Face
Adaylar:
The Barber of Birmingham: Foot Soldier of the Civil Rights Movement
God Is the Bigger Elvis
Incident in New Baghdad
The Tsunami and the Cherry Blossom

En iyi Kısa Animasyon

The Fantastic Flying Books of Mr. Morris Lessmore
imdb79 - youtube
Adaylar:
La Luna (pixar)
Dimanche:  imdb61 
A Morning Stroll
Wild Life

En iyi Kısa Film:
The Shore - Terry George, Oorlagh George
Adaylar:
Pentecost  -Raju  - Time Freak - Tuba Atlantic


Showlara dair:
3:45 Billy Crystal tüm filmlere gönderme yaptığı film skeci (montajlı)
İşkence ediyorlar "bu sene sunucu sen olacaksın" arada kendi filminin reklamını yapıyor ve gülümsüyor...
Benim en çok güldüğüm The Help'e gönderme pasta içindeki şit esprisi oldu... Filmin esprisini söylemiş oldular...
3:50 Acaba Gözüküyor mu sorusu? Jennefir Lopez
3:55 Billy Crystal 9 en iyi film ile ilgili şarkısı (Sarkastik Şarkı)
4:00 Ve işte yine bir sinema tarihinde yolculuk montajı: Forest Gump ile başlamışlar, Amelie, Cinema Paradiso'nun çocukların mastırbasyon'unu koymuşlar...
4:10 Sandra Bullock Alman Aksanlı Çince esprisi ile yabancı film Oscar'ını sunuyor: A Seperation!
Yönetmen "Güzel ve Yalnız ülkem için" sözünü uzatmış gibi...
4:30 Cirque Du Soleil Show'u (Alfred Hitchcock- North by Northwest gönderme ile başlıyor)
4:40 Kermit ve Miss Piggy  her yerde  yaptıkları "aday değiliz ama çok şekeriz" duruşları...
4:45 Chris Rock "Black Man" esprisi:
Sinema bir rüyadır, hele hele animasyonda istediğiniz karakter olabilirsiniz,
Kkısa boylu olsanız da uzunu, şişman biri olsanız da zayıf biri oluverirsiniz beyazperdede...
Beyaz adam, büyük bir hareme sahip arap şeyhini seslendirebilir mesela,
ya da Zenci adam eşek veya zebrayı...
5:10 Billy Crystal "yıldızların gözünden ne düşündüğünü okuyabilirim" esprisi komik "Martin Scorsese - Nick Nolte :) "
5:15 Vill Ferrell ve Zach Galiafianakis en iyi şarkıyı şarkı skeciyle sundular... Orkestranın içinden çıkarlar... Onların zilcileriymiş kipin...
5:30 Emma Stone'nun Ben Stiller ile yaptığı skeç harikaydı... Johan hadi dans edelim dediğinde Johan'ın kes kes hareketi tamamlayıcıydı... Güzeldi... Ben Stiller'in daha önceki Oscar törenlerine geldiği kostümlerle de dalgalarını geçmiş oldular...
6:00 Gecenin en heyecan verici anı, Angelina Jolie'nin sağ bacak yırtmacının twitter hesabı: @angiesrightleg
açılması...



My Week with Marilyn


My Week With Marilyn 2011

* Vasat bir film

* Marilyn'in işlerini nasıl yürüttüğünü hepimiz biliyorduk zaten :)

* Üzerimde geceleri sadece Chanel (koku) var sözüne gönderme yapmışlar...
Çanak soru sordurttuğu bir gazetecisi, sağlam bir şoförü ve kadın bekçisi bir oyuncu antrenörü var...

Filmin ve Marilyn Monroe'nin özeti gibi:
- Lütfen beni hiç unutma!
- Seni nasıl unutabilirim?
- Tüm settekiler unutmaya çalışıyorlar...

Oscar Goes To (tahmin)

And Oscar Goes To...


Sinemaya 4 Saygı duruşu filminden 2'nin deli gibi kapışacağını düşünüyorum...
Hugo
The Artist
My Week with Marilyn
8mm (oskarda anılmıyor ama 80'leri yaşamış bir nesli dönemim bilim kurgularına götüren bir saygı duruşu bu filmde)


Ama geceye damgasını bir İRAN filminin vurmasını istiyorum:
Jodaeiye Nader az Simin - A Seperation
(Hem yabancı dilde oskarını alsın hem de en iyi senaryo ödülünü)
iki oscarla dönen İran filmi ne güzel olur...
İran sinaması sabırla çok güzel bir yol aldı, dünyada popüler olmayı da hak ediyor...
En iyi senaryo olarak Woody Allen ile yarışması bir şansızlık çünkü Midnight in Paris sadece en iyi senaryo fikri olarak bu ödülü hak ediyor... 


Her sene Pixar'ın ambargosu deliniyor bu sene Rango %100 alır en iyi animasyon filmi...


En iyi film: Gönülden geçen Hugo - Kazanacak film The Artist


En iyi sinematografi; Kazanacak film: Hugo - Gönülden Geçen: The Tree of Life


En iyi yönetmen: Terrence Malick - The Tree of Life hak eden gibi dursa da...
Martin Scorsese - Hugo'da çok çalışmış hakketmiş...
Ama eminim The Artist'i bombardımana tutmak isteyecekler:
Michel Hazanavicius


En iyi Kadın: The Help iyi bir oskar alsın çok istiyorum...
Meryl Streep hak etti, Marilyn'e hiç bir şey vereceklerini düşünmüyorum...


Ejderha Dövmeli Kız orjinali gayet iyi bir film... Repro olmasından sonsuz rahatsızlık duymaktayım... İplemedim Amerikan versiyonunu izlememde zaten...


En iyi Erkek: Bred Pitt alsın şu zımbırtıyı artık ya...
Gary Oldman'ı çok beğendim hak etti, Tinker Tailor Soldier Spy'da
The Artist burada da ağırlığını koyacak diyorum...


Yardımcı kadın:
The Artist Bérénice Bejo yüzde yüz alacak... çok iyi oynamış...


Uyarlama senaryo: The Ides of March (2011): George Clooney, Gönlümden geçen...


Kostüm: Hugo
Müzik: Muppets


bu ara belgeselde de Pina alsın ya...
Gerçekten sanat üzerine iyi bir film...


Görsel efektler: Rise of the Planet of the Apes
Sessel efektler: Transformers: Dark of the Moon
bunlar genelde bilim kurgulara verilir... Bu senenin en iyi bilim kurgusu bence Limitless... ama esamesi okunmamış... İkinci iyi bilim kurgu da Source Code idi bence... 

Hugo

Hugo imdb81 2011

* Sinema Tarihinin En İyi Sinema'ya Saygı Duruşu filmi...
Sinemaya Saygı Duruşu babında başyapıtlar:

* The Artist ile yarışması ve onunda siyah beyaz dönemin dramalarına göz kırpması...


* Nuovo Cinema Paradiso - Cinema Paradiso
- Şehrin kilisesinin rahibi tarafından sansürlenen kısımların gösterildiği
Sinemanın Altın Çağına ait sinema şöleni -
The Fall
- Figüranların yaşadıkları insan üstü mücadeleye gösterdiği saygı duruşu ve
Onların bir toplamasının gösterilmesi
Gene sinemanın Altın Çağına ait figüranların dehşet veren sahneleri-

George Melies' A Saygı Duruşu:

Komedi filmleri için, Charlie Chaplin, Buster Keaton, Harold Lloyd ne ise,
Spagetti Western için, Sergio Leone ne ise,
Türk Fotografik sineması için, Nuri Bilge Ceylan ne ise,
Su altı belgeselleri için, Jacques Yves Cousteau (kaptan kusto) ne ise,
Gerilim Sineması için, Alfred Hitchcock ne ise,

Bu günkü bol efektli, hayallerin gerçek olduğu Bilim Kurgu, Fantastik, Gizemli tüm sinema için,
George Melies odur...

Korku sineması mı...
Şunu çok emin olarak söyleyebilirim, sinema tarihinin en korkunç filmi La Ciotat garına Tren'in girişi filmidir...
Çünkü bu filmi izleyenler, kendilerini yerlere atmış ve hatta pencereden kapıdan dışarı fırlamıştır...
Lumiere Kardeşler'in çektiği ve Sinema tarihinin ilk filmi olabilir bu film... Ama hala o kadar korkutanı çekilmemiştir maalesef.

* Anı: Uzun zamandır sinemaya gitmiyorum muhabbetinde her zaman, "lan en son şuna gitmiştim" e örnek olarak kullandığım filmdir: Ciotat Garına Tren'in Girişi... 100 yılı aştı sinemaya gitmiyorum gibi bir şey demeye çalışıyorum babında...

Stop Motion tekniğinin tesadüfün iğne deliği keşfetmiş olsa da sinemanın, bu keşfiyle sinemanın ufkunu açmıştır...

* Martin Scorsese, çok farklı bir Casting kullanmış...  Coen'i görünce bile insan dumurun dibine vuruyor.

* Sinema kabuk değiştiriyor... Yepyeni bir jenerasyon var... Bunlar yapılmaz ise geçmiş ile bağlantı kopacak... Bu kaygı ile çevrilmiş ve bu nesilden gişi başarası elde etmek için onun dilinde çekilmiş destansı film... "Kimseler Yokken Bizler Vardık"ın bir başka türlü ifadesi...


Spoiler
Filmde şu meşhur tren garının üst penceresinden düşen buharlı tren fotoğrafına gönderme beni çok etkiledi.
Ağzım açık kaldı resmen....






mana mana dü dü dü düt

The Muppets 2011
imdb:79

* Jim Henson'a saygı duruşu

- Seneye Eylül mü, Eylül için 6 ay mı bekleyeceğiz...
- Siz gene iyisiniz ben Eylül için bir sene beklemiştim...

* Gonzo'nun elinde düğme bu günü beklemiş olması...



eski muppetlardan bir kaç espri:
- Hemşire hanım siz ne zamandan beri hemşiresiniz?
- Saat kaç?

- Bu show'un en kötü yanı ne biliyor musun?
- Koltuklar sahneye doğru bakıyor!


The Rum Diary

The Rum Diary 2011
Çakma Havana
imdb65

* Johnny Depp'in kucağa oturduğu sahne filmin tek harika sahnesi...
Gülmemek mümkün değil...

* Vay be benim kir klasik lafım vardır:
"Dünyanın en zararlı canlısı zengin piçidir" diye benzeri burada var...
"The great whites, probably the most dangerous creatures on earth"

* Ataist söylevleri olan bi film
- Madem İncil Tanrı'nın kitabı, niye o dağıtmıyor?
- İnsanoğlu yeryüzünde, bir Tanrı isteyen tek yaratıktır. Ve sanki Tanrısı yokmuş gibi davranan da tek canlı.

Harold Kumar 3

A Very Harold & Kumar 3D Christmas
imdb:66

* Serinin ikinci filmine gülmüştüm..
Birincisi ise vasattı... Ama bu berbat bir şey olmuş...

* Yılın en fazla cinsellik ve sapıkça esprinin bulunduğu ikinci film...









* isa sahnesi biraz gülümsetti...
* çamur animasyon - emek var
(içinde animasyon olan filmler)
* show sahnesi accık...
* kült karakterler:
Danny Trejo
Neil Patrick Harris

- Kayın biraderim de tahliye olmuş ne güzel...
- Pek öyle sayılmaz! (herif kaçmış yani)

En iyi Uyuşturcu Filmi



Trainspotting 1996
imdb82
19w13n OscarSenaryoN -BaftaSenaryoW
top250/21
en iyi 100 avrupa filmi arasında

* Scrubs'ta da vardı bu espri:

Kızlar sorar: Ne hakkında konuşuyorsunuz?
-(erkekler birbirlerine bakarlar)feetball!..
Erkekler sorar: Ne hakkında konuşuyorsunuz?
-(kızlar birbirlerine bakarlar) shoppin!..




* Sinema tarihinin en iyi uyuşturucu filmi (müptezel drama)...
= ikincisi de Requiem for a Dream 2000 olabilir!
spun vb.
* Uyuşturucu ile dalga geçen seriler:
Hangover'lar
Harold & Kumar'lar

" En harika orgazmınızı alın bunu binle çarpın
elde ettiğiniz sonuç ile bu zevkin yanına bile
yaklaşamazsınız."


* Sinema tarihinin en rahatsız eden sahneleri listesine girebilecek:
1 "İskoçyanın en pis tuvaleti" sahnesi ve
= Danny Boyle'u en pis tuvalet takıntıları Slumdog Millionaire (2008)





2 Spud'ın doldurduğu çarşafları sevgilisinin ve ailesinin kahvaltı masasında...

= John Hodge'in (senaryolar) Shallow Grave (1994)'den sonra "arkadaşlar kötüdür" temalı ikinci filmi...

Filmin kurgu cümlesi: Choose Life!
Hatta film: ''I choose not to choose life''  ile başlar...

* Modern Yaşantı Hicvi:
= Fight Club'a hazırlık:
Hayatı seç.
Mesleğini seç.
Kariyerini seç.
Kocaman siktirici bir televizyon seç,
Otomatik çamaşır makinesini seç.
Arabanı, cd çalarını ve elektrikli ev aletlerini seç.
Sağlığını, düşük kollestrolü ve
dişlerine ilk günkü gibi bakmayı seç.
Pembe panjurlu bi ev seç.
Arkadaşlarını dikkatli seç.
İyi bir tatili ve bavulu akıllıca doldurmayı seç.
En güzel sıçtığımın fabrikasında üretilmiş en güzel sıçtığımın elbiselerini seç.
Dini ve dua ederken en bok olduğumuzu düşünmeyi seç.
O salak televizyonun karşısıda oturup o salak programları seyrederken tıkınmayı seç.
Sonunda da sefil bi evde yalnız başına geberip giderken,
Yerini senin yerine geçmek için seni kandıran bencil ibnelere bırakmayı seç.
Çürüyüp gitmeyi ve yetiştirdiğin gerzek veletlere rezil olacak biçimde kendi altına etmeyi seç.
Geleceğini seç.
Hayatı seç.

* Filmin unutulmazları arasında ayrıca:
Festival için gelmiş adamı soymaları,

Dünyanın en iyi 100 golü ve Sevgilisiyle olan ilişkisinin vhs bandının akibeti
ve tabi ki
Kavga çıkarıcı, gereksiz yerde kendini üste çıkartan lider tavrı, ve yalancı karakter Begbie (travestiye denk gelişi) (iskoç ülkü ocaklarından çıkma) ve onun barda çıkardığı kavga sahneleri...

* Parkta bilye atan tüfekle eğlenmek!

* Kırmızı halıya gömüldüğü sahnenin mükemmeliği...

* Filmin en trajik sahnesi "Bebek" en uçuk sahnesi "Bebek"


*Soundtracki harikulade olan filmler
08 perfect day - lou reed    (bu filmde kullanılmış en güzel eser)
01 lust for life - iggy pop



Filmin Hatunu:
Kelly Macdonald
Nudografisi:
Trainspotting: 26'
Some Voices: 42'
A girl in the Cofe: 56'








- İskoç olmaktan gurur duymuyor musunuz?
- İskoç olmak bok gibi bir şey! en alt tabakanın da altındayız! lanet dünyadaki en pislik ırk biziz! medeniyetin sıçtığı en berbat, sefil, köle, beş para etmez tek ırk bizimkisi. bazı insanlar ingilizlerden nefret ediyor. ama ben etmiyorum! onlar sadece serseri! bizse serseriler tarafından sömürgeleştirilmiş bir ırkız!

Mizah: -eksi- Trainspotting filminin afişinin olmadığı barlar, mevzuatta istenilen belgeleri tamamlamamış sayıldığından kapatılabilir (Beyoğlu'ndaki barlarda asılması zorunlu olan film afişi)

Filmde sağlam saygı duruşları ve göndermeler mevcut:
Beatles göndermesi:


Bir Zamanlar Anadolu'da

Bir Zamanlar Anadolu'da
imdb:82

* Baş yapıt, ve bunu en iyi eksisözlükte yazmışlar. hem de 25 madde halinde.

* Eleştiri olarak alınabilir mi bilmiyorum Twitter'da gördüğüm klasik bir yaklaşım:
"O kadar sıkıcı bir hayatım var ki, filme çekse ancak Nuri Bilge Ceylan çekebilir"
Çok güldüm.

İşte ben de aynı şeyi Türk Bürokrasisi için söyleyebilirim...
O kadar baş döndüren CSI'lar, dedektiflik filmleri, Sharlock'un üstün zekasıyla yakalanan suçlular...
Yok arkadaşım bizde adli bir nöbet gecesi aynen böyle üstadın anlattığı gibi yaşanır ve yaşanmakta.
Birisinin bunu belgesel niteliğinde çekmesi gerekiyordu.
Gerçekten Nuri Bilge Ceylan'a çok teşekkür ederim.

O yavaşlık, o kasvet, ordu gibi memurun, amirin, doktorun, savcının, jandarmanın polisin oradan oraya sürüklenmesi.... Suçlunun dayakla anlattığı şeylerin takibi sırasında yalanlarıyla onları gecenin içinde kaybolmalarına neden olması...

Ve Türkiye'ye dair garip ama net bir gerçek; bu kadar ağır bürokrasinin altında çözümü bir yetkilinin kendini karar merciyi yapıp olayı söndürmesi...

Devlet aynen böyle dostlar... Bir yılda şunu öğrendim:
İşleri Sündürenler ile Söndürenler arasında büyük bir çatışma yaşanmaktadır devlette...
Birisi kestirip atana kadar mesele uzar da uzar... Ama onun kararı doğru mudur işte o yıllarca tartışılabilir... Bu film bunun destanıdır işte...

-eksi- den güzel bir eleştirisi:



0- benim diyen sözlük okuru, filmi izlemeden aşağıdakileri okumaz. yani s-p-o-l-i-e-r dibine kadar.

1- benim diyen sinema yönetmeni, muhtarın evindeki yemek sahnesini çekemez.
2- benim diyen çevirmen bu filmin %40'ını başarı ile çeviremez
3- benim diyen yönetmen otopsi sırasındaki durumu böyle betimleyemez. (konuşurken şıpır şıpır kan damlama sesleri filan)
4- benim diyen oyuncu, savcıya artistik çekip gömü yerinin mevkii sorulduğunda saçmalayacak kadar iyi jandarma rolü yapamaz.
5- benim diyen oyuncu, hem clark gable gibi olmayı arzulayan bıyığını devamlı düzelten saçını öyle tarayan bir savcıyı oynayamaz.
6- benim diyen makyöz savcının yanaklarına siyah noktalar koyup onu kasaba savcısı haline getiremez. (savcıyı oynayan aktör oldukça yakışıklı uzun boylu bir adamdır * hayranıyız *)
7- benim diyen oyuncu, enişteis olduğu halde gitmek istemediği köy için yalan uyduran "arap" * kadar iyi rol yapamaz.
8- benim diyen yönetmen elmayı suya düşüremez, onu suda ilerletip bir yere kadar gitmesini sağlayamaz. elmalar çürür diyemez. yuh.
9- benim diyen senarist ceset torbası ve ambulans yokluğunu betimleyemez.
10- benim diyen senarist köyün muhtarının para yediğini bu kadar iyi ima edemez.
11- benim diyen oyuncu köy muhtarının * konuya girdiği gibi konuya giremez, durumu idare edemez.
12- benim diyen yönetmen filmde iki kez "morg yaptırma" konusu geçirdiği halde seyircinin ikisinin ilişkisini kuramamasını ayaralayamaz. sanki ikisi farklı konu.
13- benim diyen yönetmen, çay dağıtma sahnesini kurgulayamaz.
14- benim diyen yönetmen, çay alan adamın katil ile aynı odada ölmeye yakın hareketlerle izleyicinin beynini karman çorman etmeyi ve sonra unutturmayı başaramaz
15- benim diyen oyuncu katil olup, bu kadar haklı gibi bakamaz ve bu kadar öfkeyle bakamaz, bu kadar çirkin olduğu halde delinin ağlamasına laf edemez ve o kadar dayak yediği halde linç esnasında çocuğundan yediği taşla yıkılamaz.
16- benim diyen oyuncu popüler işler yapıp, bazen sinirlerimize tepemize çıkardığı halde bu filmde kadar iyi polis oyunculuğu yapamaz. *
17- benim diyen fotoğrafçı sahnelerdeki kareleri tek kare ile bile çekemez.
18- benim diyen senarist aslında en çaresiz ve bir yere kıpırdayamayan orada sıkışıp kalanın doktor olduğunu bu kadar güzel anlatamaz.
19- benim diye senarist savcıya aslında kendisinin intihar eden sayesinde ceza yediğini bu kadar iyi anlatamaz.
20- benim diyen yönetmen bu filmin öncekilerden çok çok farklı olduğunu bir çırpıda anlatamaz.
21- benim diyen kurgu otopside maktülün kanını doktora sıçratamaz ve doktorun yanağındayken filmi bitiremez.
22- benim diyen senarist doktorun, katilin yarı yarıya ceza almasını sağlamasını akıl edemez.
23- benim diyen oyuncu otopsici şakir kadar yavşak ve alıngan olacak şekilde rol yapamaz. manyak lan herif. morga özeniyor. dağda bayırda şarzlı testere ile kesersin diyor. tesis olsa dexter olacak vesselam.
24- benim diyen senarist hayatın devam ettiğini, doktor çocukla annesinin öylesine uzaklaşırken çocuğun okuldan gelen topu geri verişiyle betimleyemez.

veeeeeee

25- benim diyen senarist "bir arkadaşın derdi" gibi anlatılan tüm olguyu savcının başında geçtiğini bu kadar iyi anlatamaz.

helal olsun be. uzun zamandır izlediğim en iyi filmdi. hem de türkçe olması, hem de türk olması.

ohh beeeee sonunda böyle mutlu olmak da varmış.


Amerikan Samuray



The Last Samurai 2003
2003 yılının en iyi savaş filmi
imdb:77

* Tom Cruise rağmen iyi film!

* Her ülke batının farklı disiplinlerini ülkesine intikal ettirmek isteyen olduğunu anlıyorsun filmde. Bir tür Jön-Türkler gibi Jön-Japonlar'da varmış.

* Ülkenin onur, şeref, erdem, sadakat disiplininden geçmiş samurai'leri ülkeye hizmet edebilirler ama ülkenin polisi olamazlar düşüncesiyle, batı benzeri silahlı bir teşkilat yapılanması düşünülen Japonya'da bu geçiş dönemini bizim Samurai'leri tutabileceğimiz bir şekilde anlatmış, senarist veya yönetmen...
-Samurai hizmet eden demekmiş bu ara-
Ama bizde olduğunu sanırsın işte dünya sinaması da bazen bunu yapıyor, tıpkı 80'lerdeki gecekondu yıkmaya gelen iş makinalarına karşı direnen halkın direnişi gibi onurlu ve erdemli bir savaş olarak anlatmış samurai'lerin direnişini... Ve alt metin olarak kızılderileri nasıl katlettiysek biz siz de samuraileri yok etmişsiniz demişler Japonlara.

* 300 Spartalı filminin çekileceğinin sinyalleri verilmiş bu filmde...
Tom abi japon samurai'leri bu hikaye ile gaza getiriyor...

* Hollywood gene bizden bir şey araklamış:
"Tüfek icat oldu mertlik bozuldu" sözünün filmini çekmişler...

Filmden replikler:
Bir adam elinden geleni yapar, kaderinin ne olduğu ortaya çıkana kadar...

Kusursuz Çiçek nadir bir şeydir, tüm hayatını bundan bir tane bulmak için harcasan bile hayatın boşa gitmiş sayılmaz...

= Gladiator, Son Mokikan, Bravehearth ve Kurtlarla Dans kırması gibi film... hani bu filme klişe diyorlarsa biraz bu filmlerin etkisi var...

* The Last Samurai' de amerikalıymış diyenler olmuştur... Ben gene de oradaki ironik anlatım hoşuma gitti...


Türk Dizisi Saçmalatmaca


Küvete Su Dolduran Oyuncu
- kardeşim ile benim tespitim -

Bizim geleneklerimizde küvete su doldurularak icra edilen bir şey yoktur. bu vaka, sadece ve sadece sular kesileceği haberi alınınca anne tarafından yapılan bir usuldür…

Kendinize itiraf edin bunu, biz küvete su doldurup yıkanan bir millet değiliz kardeşim. bu yüzden bütün küvetlerde hamam oturağı vardır. biz küvete yayılmayız. kaç tane jakuzi'de şu an tabure vardır bilemezsiniz. anlayın o kadar.

Ben bunu çok yaşadım, annem küveti suyla doldurmuştur… banyoya girmek istersin… anne “dur girme sular kesilcekmiş küvete su doldurdum” der… dünyanın en trajikomik anlarından biridir…

Ama işte bize bizi anlatamıyor ki türk dizileri. annem oturmuş türk dizisi izliyor. bilmiyoruz ki adını, köşesinde 'yeni bölüm' yazanlardan... (adı yeni bölüm olan dizi çekseler ya!)
kardeşimle annemin dizilerini sabote etmeye bayılıyoruz. dizinin hatun kişilerinden biri banyoya böyle straples beyaz havluyla girer. otel mi lan orası hepiniz beyaz havlu kullanıyorsunuz. aileler karıştırmamak için diş fırçası gibi farklı renklerde havlular kullanırlar bu biir. neyse konu o değil, hanım kızımız banyo yapmak için küveti doldurmaya kalkar; işte o an kardeşim bombayı patlatır:
"aha da sular kesilecek galiba, kız küveti dolduruyor"
gözümden yaş geldi gülmekten... keşke dizide de gerçekten öyle olsaydı... hayata dair bir detay bulsaydı senaristler... bize bizi anlatsalardı... biraz bizden olsalardı...
Tıpkı beyaz'ın kalitesiz, pazardan alma yeşil elma şampuanı hikayesinde olduğu gibi...



Muhteşem Yüzyıl
- eksi sözlük-

Mahidevran, bi cariyeye "ne kabiliyetlerin var" die sordu.

Bi an "çok iyi sakso çekerim" falan dicek sandım. meğer ud çalışıyomuş yavrum hhhehehehe
kaynak eksi sözlük

Bebek Sinemasına farklı bir bakış:


bebek filmleri

komedi:

* Filmin orta yerinde duvardan bir kafa çıkar ve:
- ce ee! ce ee! der.



gerilim:
* Filmin ortasında the addams family deki gibi bir el yakın plan çekim slow motion ilerler ve:
dış ses: geliyor, geliyor, geliyor... der.
- gıdıklamaya doğru giden elin yarattığı gerilim -




korku:
* Kafaya babaanne başörtüsü tamamen yaygın konur, ağza gelen kısım ağız içine yerleştirilir ve ağız kapatılıp açılır ve final olarak tülbent kafadan çıkarılıp:
"cö öö" diye bağrılır..

Oz Büyücüsü

The Wizard Of Oz 1939
Oz Büyücüsü
imdb82

* Bu film genelde ırkçılıkla suçlanır, filmde hiç zenci oyuncu yoktur ve tüm çalışanlarının da beyaz olduğu rivayet edilir





* Film hakkındaki en büyük efsane kendini asan adamdır:


Bu film bir konuda çocuklara çok doğru ve çok güzel mesaj vermiştir:
Oz büyücüsü, eğer cadı'yı yenerlerse dorothy gale'i eve dönmesini;
Saman beyni olan korkuluğun çok istediği zekayı;
Korkak aslana'a cesaret;
Teneke adam'a ise kalp; vermeyi vaat eder...

Ve onlar bu çok zor görevi başarırlar, ve ödüllerini almaya oz büyücüsünün karşısına çıkarlar;
Oz büyücüsünün bir paravan büyücü olduğunu, o konuşan kişinin profesör marvel olduğu anlaşılır,
Profesör gene de onlara istedikleri şeyi vermek ister:
Korkuluğa döner: "herkesin beyni vardır korkuluk. ama sende eksik olan diploma. sana bu diplomayı hazırladım: temel düşünce diploması...
Bununla bir beynin olduğunu başkalarına ispatlayabilirsin." der ve kırmızı kurdeleli bir diploma verir.
Aslana döner: "bir çok general tanıdım emin ol onlar senden daha az cesur değildi... ama onlarda olupta sende olmayan şey madalya" diyerek bir madalya kondurur...
ona uyduruk bir madalya verir. aslan çok sevinir.
Teneke adam ise bir kalp istemiştir, ona da kağıttan bir kalp yapıştırır göğsüne:
"kalpsiz teneke adam... kalpler kırılmadan değeri anlaşılmaz... kalbin değeri senin insanlara ve insanların sana verdiği değerle ölçülür..."
Yani onun bir kalbi olduğunu ispatlar...




Bize verilen küçük şeyler bizim bir şeyleri ispatladığımıza dair ödüller zannederiz... Asıl kendi yaptıklarımızın farkına varıp bunu aşıp aşamadığımıza bakmamız gerekir... Yoksa bunları satın alan insanlarla aramızdaki farkı kimse anlayamaz... Biraz daha türevini aldım sanırsam mesajın... Ama ben çok sevmiştim...