The Man From U.N.C.L.E.



The Man From U.N.C.L.E.
Kod Adı U.N.C.L.E. 2015
imdb74

* Eğlence ve aksiyon tarzı bakımından tam bir Guy Ritchi filmi olmuş.

Konunun ağırlıklı geçtiği yer: ROMA

* Rengarenk bir film. Cart renkte aksesuarlar, rengarenk mekanlar filme çok şey katmış.


* 50 ve 60'larda gerilim aksiyon olarak üst üste çekilen ajan filmlerine BOND dur demişti. Ve içinde
mizah ve cinsellik olan eğlencelik ajan filmlerinin önünü açmıştı. İngiltere'ye bu pastayı kaptırmamak için çekilen bir eğlencelik ajan dizisi, The Man From UNCLE adı altında Guy Ritchie vizyonuyla beyaz perdeye aktarılmış.

* Bond filminden fersah fersah daha Bond filmi olmayı başarmışlar.
Geçen Yıl da Kingman - The Secret Service bunu başarmış Bond tarzını Bond filmlerinin ötesine taşımıştı.
Kingman'de sadece kötü adam kurgusu ve gerekçesi çok net ve etkileyiciydi.

* The Man From UNCLE. Bond filmlerinin genelinde görülen Nazilere ya da büyük suç örgütlerine karşı Amerikan - Rus - İngiliz işbirlğini direk bu filmde de görüyoruz.
Bond tipi Gadgetlar - dinleme böcekleri - bunu tarayan küçük tarayıcılar filmin bir diğer Bondvari tirikleri. Tel örgü kesebilen isviçre çakısı - bunu lazerle yapabilen rus gadget'ı

* CIA ajanımız tam bir BOND tipi. Çok çapkın - salon erkeği - çok kıvrak.
Rus ajan ise duygularını işine karıştıran, satranç ustası ve çok çok güçlü biri.

* Guy Ritchie'nin filmin eğlencesine kattıkları:
Filmin en güzel tarafı Flash Back Mizahlarıydı.

* İki Gizli Servis şefi ve ajanların bir kafede yaptığı toplantı sonrasında ayağa kalktıklarında etrafta oturan herkesin ayağa kalkma sahnesi çok etkileyiciydi.

Filmin yaran diyalogları:
Odada bir sürü dinleme cihazı bulan Napoleon sinirlenir ve ortağının odasını çalarak:
Napoleon Solo: Bunlar [Elektronik dinleme böceklerini tek tek fırlatır] Rus yapımı.
Illya Kuryakin: Bir dakka (Odaya girer ve bu sefer dinleme cihazlarını o tek tek fırlatır)
Bunlar da  Amerikan yapımı. Ve çok eski teknoloji...

* Filmin en eğlenceli diyaloglarından birinin geçtiği yer de Roma'daki meşhur ispanyol merdivenleri.

Filmin vurucu bir laforizması vardı.
* Game Of Thrones dizisinde unutamadığım replik:
"Tek tanrı vardır: o da ölüm" kelamı.
Hele Prison Break'teki:
"Bir şey yapmamı istediğinizde bunu devletim için milletim için yaptığını söylediniz hep.
Ben de sorgulamadan yaptım.
Bu sefer kimin için hangi güçler için bunları yaptığımı söyleyeceksiniz yoksa bu işi yapmam."
unutulmazlar arasındadır.
Six Feet Under dizisinde de:
"Babası ölene yetim, anası ölene öksüz denir. Ama çocuğu ölene bir şey denmez. Çünkü ondan daha büyük bir acı yoktur."
Bu filmde de şu repliği sevdim:
İnsanı yöneten iki şey vardır, korku ve acı.

* Özel Ajanların bir çok özel günü vardır değil mi

* Aksiyon filmlerinde takip sahneleri iyice baymaya başladı. Özellikle beğeni değeri de düşükse hızlı geçmeye bile başladım. Bu filmde takip sahneleri fena değildi. Tadında bırakılmış.

* Film avangartı kesinlikle BOND. Biterken İSTANBUL görevi gelmesi de buna bir delalet.
Bond filmleri İstanbul afinetisini daha önceki Bond dosyamızda incelemiştik. .

Hiç yorum yok: