Breakfast At Tiffany's


Breakfast At Tiffany's
1961
imdb78

* İki Seks Kölesinin "Tutunamayanlar" tadında hikayesi.

* Sinema Tarihinin en overrated filmleri arasındadır.

* Filmin şarkısı unutulmaz film müzikleri arasında yerini almıştır. Moon River:


Kezban Filmi:
Mottosu: "Bir erkek salt güzel olduğu için bir kadın ile evleniyor ise
Bir kadın da salt parası için bir erkek ile evlenebilir"

* "Moda ve Sinema" tarihinin ise baş yapıtı - Sinema tarihinin ise boş yapıtıdır.
Moda'ya damga vuran 25 film: http://kilavuzkarga.blogspot.com.tr/2010/04/times-gazetesinin-modaya-damga-vuran-25.html

* Romantik komediler arasında ilk 100'e bile girmemesi gerekir.

* Bu sinema klasiğini ilk defa izledim. Yahu nasıl kötü bir filmiş. Sık sık çalan şarkısı hatrına (güzel bir eser gerçekten) sonuna kadar bakayım dedim işkence oldu. 70 öncesine ait en şişirilmiş balon film diyebilirim. 4 tane hatun kişisi kıyafetlere tav olmuştur, bir de dönemin sinema severleri prensesler gibi yaşayan Audrey Hepburn'ü çok af edersiniz orospuyu oynadığı için köşelerinde yere göğe koyamamışlardır, o kadar. Sonuç bir elmas mağazasının adını tüm dünyaya ezberletmişler. Filmin devirdiği tabu'da ana karakterin jigolo olmasıdır, başka da bir nane yok.
(bu filmi döneminde erkek seyirciler açısından yukarılarda tutan Audrey Hepburn'ün ha verdi ha verecek frikik sahneleri değilse ben de bir şey bilmiyorum

* Audey Hepburn'ün bir orospuyu oynamasının merakıyla sinemaya doluşan hayranlarının ha orasını
gösterecek ha burasını gösterecek düşüncesiyle giden onun bu iki boyutlu yaşantısına aşık ergenlerin raiting olarak yükselttiği bir filmdir. Filmin gereksiz bir elmas mağazası reklamı yaptığını da belirtmeden edemeyeceğim.

* Sinema tarihinin ilk Jigolo konusunun işlendiği film olması da bu kadar başarılı olmasında etkili olmuş olabilir.

* Yönetmen Pembe Panter serisinin dahi yönetmeni Blace Edwards.

* Eksi Sözlükte sadece iki kişinin en sevdiği 10 film listesine girebilmiştir:
http://kilavuzkarga.blogspot.com.tr/2011/04/eksi-sozluk-en-film-seckisi_26.html

* Maalesef ölmeden önce izlenmesi gerekn 1001 film listesindedir:
http://kilavuzkarga.blogspot.com.tr/2010/07/en-erotik-sahne-mrskin-82-numara_03.html

* Maalesef Empire TOP 500 listesindedir.

" Rujumu sürmeden böyle şeyleri okuyamıyorum"




* Filmin tek palyaçosu,  Gürültülü partilere ve yağmura aman demeyen kedidir. Hatta filmin en iyi oyuncusu olduğunu da iddia edebilirim.

Filmin kötü palyaçosu ise üst kattaki japon komşudur.



* Minority Report filminde hem müzik, hem yağmur ile Alışveriş Merkezi sahnesinde bu filme gönderme yapılmıştır.




Filmin Hatunu ve hatta her şeyi: Audrey Hepburn



Filmin Final Sahnesindeki diyaloglar iç burkar:

- Holly, seni seviyorum.
- Ne olmuş yani?
- Ne mi olmuş? Daha ne olsun? Seni seviyorum. Sen bana aitsin.
- Hayır. İnsanlar insanlara ait olmaz.
- Elbette olurlar.
- Beni kimse kafese koyamaz.
- Ben seni kafese koymak istemiyorum. Seni sevmek istiyorum!
- Aynı şey.
- Hayır, değil! Holly!
- Ben Holly değilim. Lula Mae de değilim. Kim olduğumu bilmiyorum! Şu kedi gibi, isimsiz bir zavallıyım. Kimseye ait değiliz, Kimse de bize ait değil.

...............


Senin sorunun ne biliyor musun, Bayan her kimsen? Sen korkaksın. Cesaretin yok. Hayatı olduğu gibi kabul etmekten bile korkuyorsun. İnsanlar aşık olur. İnsanlar birbirine ait olur çünkü gerçekten mutlu olabilmenin tek yolu budur. Kendine özgür ruhlu, vahşi şey diyorsun. Ve birisi seni kafese kapatacak diye korkuyorsun. Bebeğim sen zaten kafestesin. Kendi kendini kafese kapatmışsın. Ve o kafes Tulip'in batısı, Teksas ve Somali'nin doğusuyla da sınırlı değil. Nereye gidersen git seninle.

 S O N F İ N E N D


Hiç yorum yok: