Bergman'dan bir avangart yapım


Smultronstället imdb83
Wild Strawberries
Yaban Çiçekleri
(7bin 5bin 5bin)
Ingmar Bergman
Top250films


* 1001 film kitabında var (ilk 500)

Yaban Çiçekleri İsveç halkı için yaşama sevincini simgeliyormuş...
Yedinci Mühürde varoluşu sorgulayan yönetmenimiz, bu filmde hayatın değerini ve yaşama sevincine dem vuruyor... Yaşamda tat almaya çalışın, mutlu olmaya çalışın elinizde ki tek değerli şey bu şeklinde bir mesaj veriyor...

* Kökten dinci ataistler (fanatik ataistizm baabında :) filmi çok beğenebilir... Bunu anlayabiliyorum... Ya da fotografik sinemacılar... Eğer düşük ritimli bir film izliyorsam, hikayeye değer veriyorum ... O yüzden bir Tornetore'nin "Stanno tutti bene" Everybody's Fine da bir yaşlı adamın ailevi yolcluğu, eşini kaybetmiş... Ama hikaye çok etkileyici... Sembolik anlatımsa fevkalede var... Hani avangart yapım olma değerini anlıyorum... Bir çok sinemacı için öncü olduğunu da düşünüyorum... O yüzden 10 üzerinden 7 verdim...

Film eleştirilerinde geçmişle hesaplaşmaya çok değinilmiş... Günümüz sineması böyle durumlarda çok uçuk hikayeler çıkardığından sanırsam adamın kardeşinin sözlüsüne aşık olması çok küçük bir marjinal hikaye olarak kaldı bende... Kardeşinin sözlüsünü öptüğünde çıkan sorun ve entrika derseniz Brad Pitt'in "Legends of the Fall" filminde ne kadar büyük anlatılmıştır... Tabiki mukayese edilemez... Ama sinema bu ya, ne kadar uçabildiğin önemli diil mi?

Huysuz ihtiyar şeklinde başlıyor:

Gelin: Sizde kalabilir miyim diye sorduğum da ne cevap vermiştiniz hatırlıyor musunuz?
Huysuz İhtiyar: Memnuniyetle demiştim!
Gelin: Hayır, önce kendi sorunlarınıza beni muhatap etmeyin demiştiniz...
Psikiyatriste ya da pabaza gidin.... Son zamanlarda papazlar moda demiştiniz...

Sonra Gelin neden orada kalmak istiyor... Gelin neden ona baba diilde amca diyor (türk filmi sorunu- anama ana diyesin, babama baba diyesin) ... Oğluna borç mu verir baba... Hele bu kadar zenginse... Bu ne yaman çelişki... Tüm gerilimi buna taşımak komik diil mi?

Fotografik sinemanın yeni nesil yönetmenleri için Bergman, Tarkovsky en büyük duayenler... Pekii bu yönetmenlerin filmleri rüyalara boğulmuşken neden bir Nuri Bilge Ceylan, Reha erdem ve yumurta süt (berbat) filmlerinin yönetmeni hiç rüya sahnesi çekmiyor... Sahi hatırladım Yumurtada iğrenç bir rüya sahnesi vardı... Ama hiç simgesel bir anlatımı yoktu ki onun...


Filmde beni en etkileyen şey bu akrep ve yelkovansız saatler üzerine oluşturulmuş kurguydu...
Annesi bu konuda huysuz ihtiyarımıza çok güzel bir süpriz yapıyor...

* Bir yol filmi... Geliniyle şehre giderken yol üzerinde eski doktorluk yaptığı kasaba, yazları konakladıkları dede yadigari gölevi, ve annesinin kaldığı malikane var... Bunların hepsine uğruyor ve buralardaki anıları canlanıyor

* Gölevinde yaban çiçeklerini görünce çok mutlu oluyor...

* Ben hala üniversitede girdiğim sınavlar kabus gibi rüyama giriyor... Hayatımın en travmatik dönemiydi... Doktorunda üniversite kurulu tarafından tekrar yeterlilik sınavına girmesi ve burada yaşadığı acılar okul dönemine bir gönderme gibiydi... Bu sahnede filmin benle çok iyi bir empati kurduğunu hissettim... (mikroskopta bişii görememesi)
-hastaya teşhis koy!
- ama bu ölmüş
Hasta ayağa kalkıp kahkahalar atıyor...

Filmdeki mizah:
Yaşlı amca için (flachback) herkes bir doğum günü hediyesi hazırlamış... İkizler şarkı yazmışlar...
Huysuzumuzun genç hali: Duvar kadar sağır amcam için en iyi hediye bu olmuş...

Arabaya aldıkları gençler:
- eskiden noel babaya inanırdın şimdi tanrıya inanıyorsun
- modern insan sadece kendine inanmalıdır...
(bunlar kavga etmeye başlıyorlar)
rahip olmak isteyen ve doktor olmak isteyen gençler
(kolumu incitti, tanrının varlığını ispatlamak için kötü bir yol seçmiş)

* Benzinci para almıyor... Anlıyorsun ki çok iyilik yapmış bir doktor...

* Otobüs gibi arba diyor çocuklar, hakat ööle arabaya kaç kişi sığdılar öğle...

* Annesi bunun gelinini kendi gelini sanıyor... Onu hiç sevmemiş sanırsam...
klasik gelin kaynana mizahı...

* Duygusuz bencil ve düşüncesizlikle suçlanmış sürekli..

* Cezam ne? Her zaman ki gibi Yalnızlık!
Etkileyici bir geçiş ışıktan - karanlığa ve arabanin içinde yalnız kalıyor..

* bu dünyaya çocuk getirmek istemediiimi biliyorsun
bu dünyaya çocuk getirip bizden daha iyi yaşayacağını düşünmek çok saçma

Hiç yorum yok: