imdb:34
2017
* Türk Sinema tarihine seyirci rekorları ile adını yazdıran BOŞYAPIT
* Gülmek için Fularınızı çıkarmak zorunda olduğunuz filmler!
* Eksi son tahlilde filmi çok güzel masaya yatırmış.
- eksi şeyler bizim Baba - Oğul izlenecek filmler listemizi yayınladığı için biz de değerli eksi yazarlarının yorumları üzerinden filmi değerlendireceğiz. -
* Filmin Martin Scorsese "Silence" filminin vizyona girmesini engellediğine dair hiç bir eleştiriyi kabul etmiyorum. Silence filmi tam bir Hıristiyanlık Propagandist filmidir. Çok inceden Hristiyanlığı eleştiriyormuş muş gibi yapsa da bütünün de misyonerlik övgüsü yer alır. Böyle bir filmin Recep İvedik tarafından kesilmesi ve dünyada bir çok ülke ile mukayese ettiğini bunu tek başaranın ülkemiz olması Sinemamız adına bence olumlu bir şey.
Misyonerliğin hakkından Siyasal İslam İkonu gelmiştir... BAŞARIDIR!
* Recep İvedik gibi bir film 80'lerde 90'larda çekilemezdi. Çekilse de ilgi görmezdi. Çünkü bir tipleme olarak "gerçek" değildi, yoktu. Ne zaman ki o tiplemeye gerçek hayatta rastlar olduk, filmi de peşi sıra geldi. Recep İvedik'in gerçeği de filmi de Siyasal İslam'ın Türkiye'sinin ürünüdür.
Recep İvedik ne yapar? Kendine göre (çoğunlukla da dış menşeli) teamülleri olan bir ortama girer ve o teamülleri tanımaz, yıkmaya çalışır. Muhakkak kendisine kıl olan
"İbne kılıklı geziciler",
"Vesayetçi elitler" olacaktır.
Fakat Recep İvedik onları saf dışı bırakarak kendi tarzını ortama kabul ettirir. Burada bu filmlerdeki sorunun kabaca bir görüntü kirliliği olmadığını anlamak lazım. Bu filmlerde kaşınan şey çok bildiğimiz bir şeydir.
"İbne kılıklı geziciler",
"Vesayetçi elitler" olacaktır.
Fakat Recep İvedik onları saf dışı bırakarak kendi tarzını ortama kabul ettirir. Burada bu filmlerdeki sorunun kabaca bir görüntü kirliliği olmadığını anlamak lazım. Bu filmlerde kaşınan şey çok bildiğimiz bir şeydir.
Recep, toplumun “ELİT” kabul edebileceği pek çok mekana gider. Örneğin bir Reklam Ajansına, Sushi lokantasına, Yoga salonuna, Golf oynamaya, Sosyetik davetlilerin olduğu şık bir partiye, Üniversitede bir derse, Kütüphaneye, Tiyatroya…
Ve tüm bu ortamlarda mekanın dokusuna uyumsuzluğu çiğ bir zenofobi (yabancılara duyulan düşmanlık ve korku) eşliğinde gözümüze sokulur. Recep bu uyumsuzluğu mahcup bir boyun eğmeyle geçiştirmez, talep eder, talebi karşılanmazsa mekanın müesses nizamını bozar. Starbucks’ta çay, Sushi lokantasında ekmek ister, ekmek olmadığı cevabını alınca garsonu azarlar. Bir bilgisayarı parçalar. Kütüphanede görevliyle tartışır. Golf sahasında birine levyeyle saldırır. Kostüm partisinde birine bulaşır. Üniversitede hocayı azarlar. Tiyatroda sahneye atlar, oyunun akışını bozarak ortamı kendisi domine eder.
Ve tüm bu ortamlarda mekanın dokusuna uyumsuzluğu çiğ bir zenofobi (yabancılara duyulan düşmanlık ve korku) eşliğinde gözümüze sokulur. Recep bu uyumsuzluğu mahcup bir boyun eğmeyle geçiştirmez, talep eder, talebi karşılanmazsa mekanın müesses nizamını bozar. Starbucks’ta çay, Sushi lokantasında ekmek ister, ekmek olmadığı cevabını alınca garsonu azarlar. Bir bilgisayarı parçalar. Kütüphanede görevliyle tartışır. Golf sahasında birine levyeyle saldırır. Kostüm partisinde birine bulaşır. Üniversitede hocayı azarlar. Tiyatroda sahneye atlar, oyunun akışını bozarak ortamı kendisi domine eder.
Recep'in girdiği ortamlar her zaman böyle olmak zorunda değildir. Bu ortam bir gün anayasal mekanizmalar olabilir, karşı koyduğu teamüller; o şekilde işlemesi gereken yargı mekanizması olabilir. Bir gün gıda kodeksine savaş açabilir. Kamu ihale kanununa karşı çıkabilir. Bunların gereksizliğini belirten, bunları çabuk çabuk atlamak isteyen bir zihnin bayraktarı olabilir. Teamülü destekleyenler arasında, mevcut ortamda hiç bir zaman Recep'in ne kadar Aptal, Cahil bir HANZO olduğunu üst perdeden dile getirip onu rezil eden onu bozacak olan, ona baskın olan biri çıkmaz. Recep üniversiteli gençlerin ensesine tokadı basar. Gençler ona teslim olur. Ortamda her zaman üstünlüğünü kurar. Olay nihayete bağlanır. Recep gücünü biraz da bu teamülleri radikal savunamayan, bunları içselleştirememiş objektiflerin sayesinde dominantlığını sağlar.
Recep İvedik'in girdiği ortamın içine edeceği (amk)cağı bir açıdan Kemal Sunal'ın deli deli küpeli ya da Bekçiler Kralı'ndaki yıkıcılığa benzer. Fakat çok basit bir fark vardır. Orada Şaban'ın yıkıcılığı "SOSYALiST" bir yıkıcılık iken Recep İvedik'in ki FAŞİST bir yıkıcılıktır. Şaban, mevcut nizam yerine eğreti durmayan adilane başka bir nizam ikame ederek ve "herkes için" yıkar. Recep İvedik bildiğin bencil bir yordamsız öküzdür.
Bu anlamda Şahan Gökbakar ve filmi "BAŞARILI"dır, çünkü yeni Türkiye'ye ait bir fenomeni tespit etmiş ve sinemaya aktarmıştır. Ancak bu tiplemeye Gökbakar eleştirel bir pozisyondan bakmamıştır, aksine sempatik kılmaya, sevdirmeye çalışmıştır. Mesele de budur: Recep İvedik serisi;
MEDENİYETSİZLEŞMEYE - Yabancılarla dalga geçme vb...
KÜLTÜREL ÇÖLLEŞMEYE - Hiç bi bok bilmediği halde herkesi haddini bildirme vb...
OKUMUŞ ADAMA DÜŞMANLIĞA - Hiç bi bok bilmediği halde herkesi haddini bildirme
LÜMPENLEŞMEYE - Sıfır hak-hukuk algısı, Bolca bel altı, Göt/bok/seksi kadın...
Bir ÖVGÜDÜR.
Dolayısıyla gerçek hayattaki Recep İvedik'ler nasıl ki birer çürüme/çöküş fenomeni ise Recep İvedik filmi de çöküş filmidir, pespayeliktir.
"Siyasal İslam Kendi Sanatını Yaratamadı" denmektedir... Bu yanlış bir önermedir.
OKUMUŞ ADAMA DÜŞMANLIĞA - Hiç bi bok bilmediği halde herkesi haddini bildirme
LÜMPENLEŞMEYE - Sıfır hak-hukuk algısı, Bolca bel altı, Göt/bok/seksi kadın...
Bir ÖVGÜDÜR.
Dolayısıyla gerçek hayattaki Recep İvedik'ler nasıl ki birer çürüme/çöküş fenomeni ise Recep İvedik filmi de çöküş filmidir, pespayeliktir.
"Siyasal İslam Kendi Sanatını Yaratamadı" denmektedir... Bu yanlış bir önermedir.
Recep İvedik bir çürütme projesi olarak Siyasal İslamın özbeöz çocuğudur!
Siyasal İslam'ın BAŞYAPIT'ıdır...
* Film bu kadar ağır eleştirilmeyi hak etmiyor:
Otobüs Sahnesi - Tunç Okan'ın meşhur Otobüs filmine göndermedir.
Yol Hikayesi - Yılmaz Güney'in "YOL" filmine
Mehter Kullanımı - Hans Zimmer'e gönderme
Mavi - Kırmızı - Beyaz renk harmanı - Krzysztof Kieslowski
Tek Plan ayak çekimleri ise Tarantino
Siyasal İslam'ın BAŞYAPIT'ıdır...
* Film bu kadar ağır eleştirilmeyi hak etmiyor:
Otobüs Sahnesi - Tunç Okan'ın meşhur Otobüs filmine göndermedir.
Yol Hikayesi - Yılmaz Güney'in "YOL" filmine
Mehter Kullanımı - Hans Zimmer'e gönderme
Mavi - Kırmızı - Beyaz renk harmanı - Krzysztof Kieslowski
Tek Plan ayak çekimleri ise Tarantino
Sinemasına gönderme yapan bir BAŞYAPIT'tır..
* Evet bu filme gidenlere oy verme yasağa getirsen ülke çağ atlar diye düşünen bir kitle de var.
* Lakin sinemacısı bu filmden aynen şu Umut Sarıkaya diyaloglarında olduğu nedenlerden ötürü çok memnun:
Sinemacı:
Ülkede para kazanmak gerçekten çok zor, sen biletini alıyorsun filmini izliyor xtir olup evine gidiyorsun peki o trilyona mal olan sinema sahibi n'apsın! Ben bir sinema sahibi olarak evet böyle saçma sapan ama gişe yapacak filmleri dört gözle bekliyorum, on numara kalite kokan yabancı film alıyorsun adam gelmiş dublaj mı bu yeaaaa, orjinal dilde olsa izlerdim diyip bilet almıyor, altyazılı alsan kız erkek gelmiş, oşkom yaaaa filmi mi izlicez yazıları mı okuyacaz diye bilet almıyor, eeee biz n'apalım b.k mu yiyelim biz, keşke imkan olsa da 25'e kadar serisini yapsa Şahan!
- SON -
* Evet bu filme gidenlere oy verme yasağa getirsen ülke çağ atlar diye düşünen bir kitle de var.
* Lakin sinemacısı bu filmden aynen şu Umut Sarıkaya diyaloglarında olduğu nedenlerden ötürü çok memnun:
Sinemacı:
Ülkede para kazanmak gerçekten çok zor, sen biletini alıyorsun filmini izliyor xtir olup evine gidiyorsun peki o trilyona mal olan sinema sahibi n'apsın! Ben bir sinema sahibi olarak evet böyle saçma sapan ama gişe yapacak filmleri dört gözle bekliyorum, on numara kalite kokan yabancı film alıyorsun adam gelmiş dublaj mı bu yeaaaa, orjinal dilde olsa izlerdim diyip bilet almıyor, altyazılı alsan kız erkek gelmiş, oşkom yaaaa filmi mi izlicez yazıları mı okuyacaz diye bilet almıyor, eeee biz n'apalım b.k mu yiyelim biz, keşke imkan olsa da 25'e kadar serisini yapsa Şahan!
- SON -
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder