Sideways - Bol Ödüllü Film buna denir!





 Sideway 2004
imdb76
Baş Yapıt
Ölmeden önce izlenmesi gereken 1001 film kitabında
Empire Top 500 Filmlerinden

Rekor Ödüllü Film
130W 50N
En iyi uyarlama senaryo OscarWinner
Golden Globe - Bafta Senaryo ödülleri
Independent Spirit Awards 2005'te 6 Büyük Ödül (Bağımsız sinemanın oscarını silmiş süpürmüş)


Karakter çatışması iki erkek arasında olmasına rağmen lirik, yumuşak anlatılmış bir filmdir.
Hayatı dolu dolu yaşayan oyuncu- İntiharın eşiğinde depresyonda hiç çıkmayan yazar...
Yıllar önce boşandığı eşine saplantılı bir şekilde bağlı bir melankolik - o hafta evleneceği eşini bekarlığa veda etmek adına iki kere aldatan bir şıp sevdi...
Şarap konusunda bir duayen, en azından bir şeye kendini adamış disiplinli bir kolleksiyoner,
hayatı tamamen yüzeyel yaşayan ve sadece yakışıklılığına güvenen düz bir insan...



* Yılın Bağımsız Filmi 2004


* Şarap üzerine otutturulmuş bunalım bir adamın zıpır dostuyla yaptığı yol komedisi...
Başlarda yorsa da sonlara doğru çok güldürüyor. Diyalog başyapıtı da denilebilir.
Çok ince espriler vardı. Şarapseverler için mutlak izlenmesi gereken bir film.

* Film yumuşak geçiş karakter tanıtımları ile başlıyor, iki kadim dost yola çıktıklarında Bay bunalım,
bekarlığa veda haftası olan çapkın oyuncu dostuna yayınlanma aşamasında olan romanını okuyup okumadığını soruyor. Dostu yalan söylüyor. Buradan itibaren Paul Giamatti karakterini sevmeye başlıyorsunuz çünkü ironik ve sarkastik cevaplar veriyor... Hele en sevdiği şarabı dostuyla paylaştığı bir sahne var, sinema tarihinin en güzel entelektüel konuşma sonrası tokadını yiyorsun.
İşte o müthiş diyalog...




Mines Bekarlığa veda olarak kadim dostunu hayatını adadığı şarap kültüründe en sevdiği şarabı tattırır:

- Pinot çok ince kabuklu bir üzümdür. Kalıcı sıcağı ve nemi sevmez. Çok hassastır. Sana nasıl yapıldığını göstereyim. İlk olarak, kadehi kaldır ve ışıkta kontrol et. Rengine ve berraklığına bakıyorsun. Sadece hisset, tamam mı?
- Tamam.
- Koyu mu? İnce mi? Sulu mu? Ağdalı mı? Tamam mı?
- Tamam.
- Şimdi yana yatır.
- Burada yaptığın, şarap kenara doğru seyreldiğinde renk ve yoğunluğunu kontrol etmektir. Diğer şeylerin yanında, kaç yıllık olduğunu gösterir. Genel olarak kırmızı şaraplarda daha önemlidir. Tamam mı?
- Tamam.
- Şimdi burnunu kadehe sok.
- Öyle mi?
- Utanma.
- Burnunu gerçekten tam içine sok.
- Gerçekten! Turunçgiller familyasına ait gibi. Çilek olabilir... İhtiras meyvesi... Ve küçük bir parça, kuşkonmaz ve sanki fındıklı Hollanda peynirinin, şey çırpınışı gibi.
- Vay canına!
- Çilek, evet.
- Güzel.
- Çilek, peynir değil.
- Tamam.
- Kadehi yere bırak şimdi. (kadehi hafif döndürerek sallarlar) Hava alsın biraz. Oksijenlenmesi, açar onu. Koku ve lezzeti açığa çıkar. Çok önemli. Tekrar kokla. Ah. Her biriyle böyle ilgilenilir.
- Vay be! Ne zaman içiyoruz?
- Şimdi.
- Bunu nasıl sınıflandırırdın, Miles?
- Genelde,yetersizliğini öğrenebileceğin türde şaraplarla başlatırlar önce ama bu gerçekten iyi. Bu yenisi değil mi, Chris?
Garson: Çıkalı iki ay oluyor.
- İyi iş.
- Beğendik.
- Bir şarap deposunda çalışabilirdin, Miles.
- Evet. İyi bir hamle olurdu!
- Sakız mı çiğniyorsun?



Baş Rolünde Ezik bir karakter olan filmler
Sinema Tarihinin başrol olarak ezik karakterleri canlandırmada Paul Gimatti çok başarılı:
American Splendor, ve Sideways zaten onun başrol oynadığı başyapıtlar...
Bu bağlamda = Zelig (Woody Allen)
= Clerks
Charlie Chaplin'in şarlo karakteri çoğu zaman evet eziktir filmlerinde, ama rejime boyun eğmez, oligarşiye karşı çıkar, yeri gelir polisten intikamını alır ben o yüzden onu bu listeden uzak tutmayı tercih ederim.




= biraz Big Lebowski'yi de hatırlatmıştır bu film.



Filmde geçen şaraplık üzüm çeşitleri:
Pinot - karakterimiz buna bayılır ve neden sevdiğini çok güzel anlatır.
Syrah
Sauvignon blanc
Cabernet franc
Chardonnay
Riesling
Merlot





Alexander Payne filmde Miles'in fast food bardağında içtiği şarabın ısrarla Château Pétrus olmasını istemiş fakat Christian Moueix'un kabul etmemesi sonucu 1961 Cheval Blanc kullanılmıştır.


Dostuna en sevdiği Pinot üzümünden yapılan şarabı  filmin başında anlatan Miles, sevdiği kadına bu Pinot üzümünü nasıl anlatıyor, 
bir de buna bakalım.
- Pinot' a neden bu kadar meraklısın?
- Sanki, bir parçanmış gibi. Bilmiyorum! Bilmiyorum! Yetişmesi zor bir üzüm. Sen de bilirsin. Öyle değil mi? Ee, kabuğu çok ince. Doğası değişken, erken olgunlaşır. O, bilirsin Cabernet gibi dayanıklı değil. Her yerde yetişemez ve onun gibi, ihmal edildiğinde bile gelişip serpilemez. Hayır, Pinot devamlı bakım ve dikkat ister. Ve gerçekte, sadece dünyanın böyle kıyıda köşede kalmış yerlerinde yetişir. Ve...Ve sadece en sabırlı ve eğitmen yetiştiriciler bunu başarabilir. Gerçekten. Sadece, Pinot'un potansiyelini anlamak için zaman harcayan insanlar onu son şekline gelmesi için ikna edebilir. Ve sonra? Oh, onun lezzeti, bu gezegendeki en akıldan çıkmayan en görkemli, en heyecan verici en zarif, en kurnaz ve en eski olanıdır. Hayır, yani, bilirsin Cabernet' ler de güçlü ve yüce olabilirler ama mukayese edersek bana yavan geliyorlar. Bilmiyorum! Bilmiyorum!


-spoiler-
Filmin sonlarına doğru bir iki sahne çok güldürüyor, etme bulma dünyası diyorsun.

Hiç yorum yok: