Rashomon -Sinemanın güneşi gördüğü film-

Rashomon
1950
imdb84
Baş Yapıt
Top250/92
Venedik Film Festivali'nin gururudur
51'in en iyi filmi seçilmiştir
52'de oscar'da onur ödülünü almıştır
53'de en iyi yabancı oscar'ı ve Bafta ödülüne aday olmuştur.
Akira Kurusawa'nın çıkış yaptığı filmdir.


Sinema Tarihinin en iyi hukuk-mahkeme filmlerinden biridir.
= 12 Öfkeli adam
Bir kaç iyi adam
To Kill a Mockingbird


Toshiro Mifune'nin çıkış yaptığı filmdir.
Kurusawa'nın en iyi oyuncusu ve
Shogun'un Toranaga'sı
Spielberg'ün 1941 filminin amirali

Akira Kurusawa'nın tüm başyapıtlarının başrol oyuncusu:
Rashomon 1950
Yedi Samuray 1954
Yojimbo 1954
Kumonosu - Jo 1957
















* Sinema Tarihinde ilk defa güneş'in gözüktüğü filmdir.
Evet inanılmaz ama gerçek, Georges Melies sayesinde Ay'a bile seyahet eden (1902) sinema, Güneş'i ancak ve ancak 1950 yılında büyük üstat Akira Kurusawa sayesinde görmüştür.
Bu da bayrağında güneş olan bir ülkenin sinemasının gerçekleştirmesi de ironik olmuş.
Filmin gölge - güneş anlatımı müthiştir.
= sinema'nın Gölge'yi en iyi kullanan avangart yapımları:
Munrou "Nosferatu" 1922
Orson Welles "The Third Man" 1949



Rashomon Kyoto Şehrinin Güney Tarihi Kapısının adıdır. Filmin hikayesi 12. yy'da geçmektedir.
WİKİPEDİA

Tarumar olmuş kapı, yapı görüntüsü çok estetiktir. Filmin etkileyici bir başlangıç yapmasını sağlamıştır.
Yağmur kadrajda görülebilrmesi için suyun içine mürekkep katılmıştır.
Akira Kurusawa, filmin bütçesini en çok zorlayan şeylerden biri olan kapıyı yapımcılara sert bir tavır sergileyerek yaptırtmıştır.

Film işte bu yıkık viran yapıya sağanak yağmurun yağması görüntüleri ile başlar.


Film sayesinde bir hukuksal terim ortaya çıkmıştır:
Rashomon Efect:
Bir Olay hakkında bu olaya tanıklık eden herkesin açıklamalarının farklı olacağı ve her birinin kendilerinin suçsuzluğuna dair makul bir şeyler söyleyeceği etkisi.
WİKİPEDİA

Filmin konusu da bunu içermektedir.
-spoiler-

Filmin en can alıcı repliği kadından gelmiştir.
Kocası, tecavüze uğradın ve kirlendin neden intihar etmiyorsun diye hönkürdüğünde,
önce sen benim namusumu temizle, bana tecavüz eden haydut'la düello yap sonra gel bana bunu söyle... o zaman düşünürüm. demiştir. Harukulade bir cevaptır.

Film'de çok basit yaşanan ve mahkemeye intikal eden olay hakim karşısında 5 kişinin dinlenmesi ve ardından bunlardan birinin yağmur altındaki kapıda bir kere daha ve kapsamlı bir şekilde anlatılmasıdır.

Yaşanan olay basittir, kocası yaya, karısı at sırtında bi çift yolda ilerlerken bir haydut çıkar karşılarına.
Haydut, bunları durdurur, adamı punduna oturtarak kadından uzaklaştırır,
Kumpasa getirerek ağaca bağlar. Kadını yanına döner. Kocasının durumunun kötü olduğu yalanını söyleyerek kocasının yanına koştura koştura götürür. Ve orada kocasının karşısında tecavüz eder.

Mahkemede
Rahip: kocası ve kadını yolda giderken gördüğünü söylemiştir.
Ormancı: (ölüyü bulan kişi olarak) Başka bir şey görmediğini söylemiştir.

Haydut - Kadın - Koca hakim karşısında hikayelerini anlatırlar.
Olayı birebir yaşayanların hikayeleridir bunlar.
Ve üç hikaye de farklıdır. Üçü de zaaflarına yenilmişlerdir çünkü.
(nası ya koca ölmedi mi - evet ölmüştür medyum çağırılır ve onun ağzından hikayeyi bir de o anlatır filmde böyle bir metafizik sahnede var)
Hikayeyi bir kere daha bu üçü dışında birinden dinleriz.

Filmden çıkarılacak sonuç, herkesin kendi çıkarları doğrultusunda bu yaşadıklarını anlatmasıdır. Hele hele kendine olan kısımda bir onur mücadelesi gerçekleştirdiği yalanını film tüm çıplaklığı ile filmin sonunda vurur yüzüne seyircinin. Film insan tabiatı ve fıtratına dair muhteşem bir psikolojik tahlil ortaya koyar.



Filmin dünyanın çeşitli ülkelerinde tiyatro yorumlarınını yapıldığını görüp heyecanlandım.
Umarım bir gün Japonya'da iyi bir yorumunu tiyatroda izlemek nasip olur diyorum başka bir şey demiyorum.
Tiyatroda Rashomon:







Hiç yorum yok: