Dangal





Dangal imdb90
2016
Başyapıt

Körü soslu Feminizm

Yılın Başyapıtları arasında

Yılın Hollywood ve Avrupa sineması dışındaki en iyi filmi

Baba - Kız izlenmesi gereken filmler

Yazıda Bahsi Geçen: PK filmi için BAKINIZ
Yazıda Bahsi Geçen: 3 idiot filmi için BAKINIZ






Türk sineması aptal saptal komediler,
Türk dizileri de Brezilya tipi düşük seviyeli ve ağır aksak diziler çekmeye devam etsin...
Hindistan gibi kapalı kültür ve muhafazakar bir ülke bile toplumsal mesajlar veren başyapıtlar ortaya koyabiliyor. Kültür ve Eğitim'de ne kadat tökezlediğimizin ispatı bu Dünya Sineması başyapıtları.

Aamir Khan bence günümüzün en önemli sinema dehası.
Hindistan'da "din" eleştirisini öyle güzel işledi ki hem gişe  yaptı hem de tüm dünya'da izlenme başarısı gösterdi.  Lakin böylesine güzel işlenen "Dinler" eleştirisinin çok daha ses getirmesini isterdim.

Daha önce de Disleksi hastalığını anlattığı bir baş yapıta imza atmıştı üstat:
Filmin adı: "Taare Zameen Par"

Elbette iyi ve entellektüel bir ekiple çalışıyordur ama şu an biz Aamir Khan'ı görüyoruz bu değerli eserlerin vitrininde.

Mütevaziliği ile tavan yapan karakterler çizen, 3 İdiot filminde gördüğümüz gibi başarıları bile kendi için değil başkası için gerçekleştiren ve buna rağmen mutlu bir hayat süren basit yaşayan, küçük hayat kuran Aamir Khan filmlerinde mizah da üst seviyede olduğunu söyleyebilirim.
Gayet güldürüyor...

Bu filminde de inceden inceye kız çocuklarına çok az değer verilen Hindistan'da kadın haklarına dair hafiften de feminist bir takım mottoları da arkasına alarak bir film yapmış. Aşırı muhafazakar, feodal yapı ile kapitalizm arasında sıkışmış ülkede böylesine derin mevzularda ülkenin en çok izlenen filmlerini kültürel olarak önemli mesajlar vererek çekmek her baba yiğidin harcı olmasa gerek.
Ki Hindistan'da ultrasonla kız çocuğu olacağını öğrenen annelerin küçük de olsa bir kısmının çocuklarını düşürdüğü gibi çok acımasız olayların olduğu bilinmekte ve hala gündeme gelmekte...

Ekşi Sözlükte Aamir Khan'ın oyunculuğunu Türk Sinemasının Altın Çağındaki Sadri Alışık'lara - Kemal Sunal'lara Şener Şen'lere benzetmiş bir yazar: Ertem Eğilmez'in de Münir Özkul - Adile Naşit filmleri gibi aileler kurduğunu ben ekleyebilirim...

Halkın içinden gelmeHalkın sesi olma

Dürüstlük
Küçük bir Dünya'da mutlu olma anlayışı
Mütevazi bir dünya algısı
Etrafında gelişen trajedileri mizahi açıdan değerlendirme...

80 darbesi bu tip halk kahramanlarını tüketti.
90 sonrası brezilya dizilerinin türkleştirilmiş versiyonları da bu tip sinemanın sonu oldu.

Bugün ülkemizde en çok izlenen 10 film arasına en az 8 Türk filmi girse de ve ortalıkta yüzlerce Türk dizisi olsa da Halk Kahramanı olabilecek jönlerimiz yok. Yazar burada çok güzel bir not düşmüş:
"Halk kahramanı olmak siyasi bir ideolojiye tabi olmak değil bu arada, Herhangi biri olmanın tevazusunu omuzlarında taşımak. Üstelik bugün değişen sosyal değerlerimiz ve Türkiye'deki politik yapı nedeniyle o eskileri tut yapıştır yapmak da hemen hemen imkansız."



Yazar işte bizim 80'lerde yaşadığımız ve sevdiğimiz halk kahramanlarına çok benzeyen Aamir Khan'ı şöyle tanımlamış:
"aamir khan'ın böyle bir boşluğu hafiften doldurduğuna inanıyorum. aamir khan, melodram ve komedi genre'ındaki filmlerin yeni nesil halk kahramanısı. ve ortaya çıktığı bir numero özellik ney? bana kalırsa tevazu. bir halk kahramanı herhangi biri olmanın tevazusunu her daim taşımalıdır diyorsak ve diğer halk kahramanı olma potansiyelindekilerle mukayese edersek bu. aamir khan tevazusuyla sıyrılan bir celebrety kişisi. hali, tavrı, konuşmalarından, yapımlarındaki karakterlerin temel özelliklerine kadar. mesela başarıyı çok takıntı haline getirmiş bir karakteri bile canlandırıyorsa, bu karakterin 'ben başardım' demek için değil, bir şey uğruna, bir şey adına başarmış olmak gibi özellikleri vardır. fazla tevazunun kibirle olan ilişkisine girmeyeceğim, benim de kendimce fikirlerim var... fakat yukarıda belirttiğim durum aamir khan'ın bir aktör olarak hem screen persona'sında, hemde medyada yaygın olarak bilinen karakterinde ortaya çıkan özellikleri ifade etmeye yöneliktir. "

* Ülkemizin ciddi bir kısmında Batı'ya karşı bir öfke olmasına ve hatta iki jenerasyon öncesine kadar Hint sinemasına büyük sevgi beslenmesine rağmen bu gibi Hint Başyapıtlarına neden yeni nesil bir ilgi göstermiyor ya da bu filmler vizyona dahi girmiyor çok enteresan bir dumur. Ama bir gün o iliklerimizi işlenmiş hint müziği ve sineması bu kalitede devam ederse tekrar depreşebilir...

Ve Filimi kesinlikle herkese tavsiye ediyorum.

* Filmde beni üzen tek şey:
"İngiliz Milletler Topluluğu" nedir arkadaş.
Sen bağımsız bir ülkesin...
Hala bu çatı altında anılmak acı vermiyor mu?
Olimpiyatlara nüfusuna göre minimal sporcu yetiştirme gibi bir utanca imza atıyorsun....
Ama İngiliz Milletler Topluluğu Oyunları gibi bir organizasyonu ülkende yapıyorsun...
Hatta,
Hindistan'da düzenlenen oyunlarda Hindistan'ın bu Oyunlara olimpiyat açılışı kadar yatırım yapması nedir?
Gerçekten çok acı...

= Benzer şeyie Persepolis filminde şaşırmıştım... Persepolis diye şehir mi olur İran'da...
Üstelik Mustafa Denizli'de bunların futbol takımının teknik direktörlüğünü yapmıştı o zaman da çok şaşırmıştım... Pers'lerin bir şehrine ancak İskender bu ismi vermiştir ele geçirdiğinde. Peki sen bu batı buralardan elini ayağını çektiğinde hala daha o şehre Persepolis demen?
Bana saçma geliyor....

Dünya İngilizlerin mi?
* Hintlilerin bu kadar Güreş merakı olduğu ve hatta kültür olarak benzer bir güreş yaptıklarını bilmiyordum.
Dünya'da büyük nüfuslar:
Hintliler
Türkler
Araplar
bu derece güreş ilgilenmelerine rağmen olimpiyatlardan güreş sporu çıkartılması reva mıdır?
http://aa.com.tr/tr/spor/gures-olimpiyatlardan-cikarildi/275459

Ama İngilizlerin bulduğu Futbol
Amerikalılar'ın geliştirdiği Basketbol ise dünyanın en popüler sporları.
Evet bu dünya İngilizlerin mi? Yoksa WASP ingiliz kökenlilerin yönettiği Amerikalıların mı?
Kim karar veriyor böyle dünya çapında sporların olimpiyatlardan çıkarılmasına.

Hiç yorum yok: