Arrival



Arrival
imdb81
2016

Yılın Hollywood filmi

Yılın en iyi bilim kurgu filmi

Başyapıt



* Filmin türüne dair:
Gerçekçi Bilim Kurgu
Her yıl bu konuda başarılı bilim kurgular üretilmeye başlandı:

Moon - Gravity - Interstaller - Marslı gibi her yıl dev bütçeli ve insanı düşüncelere sevk eden bu tür bilim kurgular çekilmesi bir sinemasever olarak beni çok heyecanlandırıyor. 

Hard Science Bilim Kurgu
Benim gerçekçi bilimkurgu dediğim şey, Carl Sagan ekolü tarafından ortaya atılan Hard Science Fiction türüne çok yakın bir türün ürünü Arrival. Bu konuda Contact filmi avangart bir yapım denilebilir. Zaten iki film birbirine benzerlikler içermekte. Interstaller sinemaseverler ve eleştirmenler tarafından Hard Science Bilim Kurgu'nun baş yapıtı olarak gösterilmektedir. .

Felsefi Bilimkurgu

"Felsefi Bilimkurgu" diyebileceğimiz bir klasmana da girebilecek tatda bir felsefesi de var filmin. Bu konudaki unutulmaz bir film örneği vermek gerekirse "Man From Earth"  filmini örnek gösterebiliriz.

Sonuçta bu film de türdeşleri ile yakın ilişkiler içindedir ve benzerlik oluşturmaktadır. 


Diğer Bilim Kurguların sorunlu oluşu:
Bakın bu sene Star Trek'in yeni filmi yayınlandı.
Adamlar 726 bölümlük bir serinin bir de 13 bölümlük dev bütçeli sinema macerası var.
Bunların %99'ında ışınlanma diye bir şey var. Nesiller boyu da kullanılan bir teknoloji ışınlanma.
Cem Yılmaz'da bu ışınlanma ile epey bir dalgasını geçmişti.
Yahu o zaman neden bunların gittikleri en son teknoloji bir sırf şehirden oluşan gezegende trenler toplu taşıma araçları falan var. Oolm siz ışınlanmayı bulmadınız mı? Halka yasak mı yani bu teknoloji.
... gibi.



* Sunay Akın'ı kızdırdığını düşünüyorum filmin.
Sunay Akın'ın kitaplarında görmedim ama toplantılarında çok sık anlattığı James Cook - Kangru - "Bilmiyorum" hikayesini buradaki dünyaca ünlü dil bilimcisi hatun'un yalanladığına tanık oluyoruz.

* Uzaylılarla bilimsel olarak kelimelerle iletişim kurmanın gerçekçi yaklaşımı...
- Filmin Felsefesi -

Sapir Whorf Hipotezi: - eksi - 'den açıklaması
Sözcükler dünyayı nasıl algıladığımızı belirler. her dilin kendi içinde farklı bir mantığı ve algılama biçimi vardır. Dolayısı ile dünyaya kelimelerle bakıyoruz desek yanılmış olmayız.
1. (bkz: dilsel belirlemecilik ) dilin; düşünceyi, kişinin dünyayı kavrayış biçimini belirlemesidir.
2. (bkz: dilsel görelilik ) farklı diller, farklı düşünceleri kodlar.
Örnek: Aborjinlerin dilinde sol sağ ön arka diye yönler yok. kuzey güney doğu batı diye yönler var. yani "önündeki tuzluğu uzatır mısın?" demek yerine karşındaki doğuya doğru oturuyorsa "doğudaki tuzluğu uzatır mısın?" demen gerekiyor. Bu ilginç bir probleme yol açıyor. Aborjinlerin daimi olarak hangi yönün neresi olduğunu bilmesi gerekiyor. Yapılan çalışmalarla adamların bir süre sonra içsel pusula geliştirdiklerini fark ediyorlar. Adamlar "nerem hangi yöndü" diye düşünmüyorlar. Bizim için ön arka kadar doğal. Bu hipotezin en çarpıcı örneklerinden biri bence bu.

Buna benim de verebileceğim bir örneğim var:
Barış Manço'ya kaç dil biliyorsunuz diye sorduklarında, o ülkenin siyasi bulmacasını çözebilecek kadar iyi İngilizce - Fransızca ve Türkçe biliyorum demişti. Ama iyi Japonca da dahil 16 dil bildiğini iddia etmişti. Bu diller arasında en iyi bildiği dil ise güney amerikada 80 -90 kelime kadarlık çok primitif bir dil olduğunu iddia etmişti. Bunun üzerine bir soru geldi, bu kadar kelime ile ancak sayıları toparlayabilirsiniz...
Barış Manço o dilse sayıları şu kelimelerle anlattıklarını söylemişti: 1 ... 2... ve çok... O kadar basit bir yaşam sürüyoralardı ki... 2'den fazla olan her şey onlar için çoktu...


* Hayatı doğrusal lineer yaşayanlarla buradaki uzaylılar gibi doğrusal yaşamayanların da filmde bir çatışması var. Filmin ana teması da bunun üzerine inşa edilmiş.

Yılın Başyapıtı
Kesinlikle kaçırılmaması gerektiğini düşünüyorum.
Yönetmenin sinematografisini de en az Nolan kadar beğeniyorum.

Hiç yorum yok: