Terms of Endearment
1983
Çok sevdiğim James Brooks'un baş yapıtlarından biri...
Sonunda izleyebildim...
Kynodontastan sonra aşırı korumacı anne baba hiç bir anne babaya diyemem herhalde...
Lakin gene bunu şizofrenik derecede takıntılı olan bi anne görüyoruz ilk sahnede...
Bebeği yaşıyor mu diye, uykusundan uyandıracak kadar obsesif...
Düğününe gitmeyecek kadar kindar...
* Nefret dolu Kaynana -Damat diyalogları...
* Ağlatan filmler
-eksi-
Oscar ödüllü müthiş film. filmin içinde " sabırsız erkekler bazen lokumdan olurlar" gibi diyalogların mükemmelliği göze çarpar. aile kurumuna çok önemli görevler yükleyen filmde kadını edilgen bir yapıda gösterir. zira emma kadının ev içinde hapsolmuş sadece çocuk yetiştiren tarafıyla gösterilir. annesi aurora da kendini yıllarca bir ilişkiye kapatmış evinden ve bahçesinden çıkmayan çitlerle sınırları belirlenmiş bir yerde yaşayan ancak beyaz atlı birisi tarafından kurtarılmayı bekleyen bebeklikten beri kızını koruyan anne rolündedir. filmde özellikle anne ve kızı ilişkisini dikkatle incelemek gerekir. bununla birlikte kent/ kırsal kod ayrımı da göze çarpar. markette parası yetmeyen emma ya kötü davranan kasiyer kıza "new york lu olmalısınız" denmesi büyükşehirde yaşayanların meta odaklı ve insanların kötü duruma düşmesini anlamayan kişiler olarak gösterilir. bununla birlikte serbest cinsel yaşantıyı da onaylayan bir filmdir. emma nın kocasını aldattığı kişi tarafından baştan çıkarıcı olmanın övgüsü ile karşılaşır. burada zina vurgusuna rağmen yapılan eylemi olumlu gösterme hareketi vardır. en yakın arkadaşı tarafından new york a tatile götürülen emma burada büyükşehir yaşamını eleştir. her kadının çalışıyor olması ve yaşadıkları olaylar emma yı çok şaşırtır ilgi çeken iki nokta emma nın en yakın arkadaşının onu new yorklu arkadaşlarıyla tanıştırırken kullandığı cümledir "onlar senin gibi arkadaşlarım değil" diyerek büyükşehir yaşantısında ilişkilerin yapay sürecine bir göndermedir. film boyunca kırsal yerleşim yerlerinde dış mekan çekimlerde meydana gelen sessizlik new york ta yapılan dış mekanlar çekimlerde yerini adeta vuvuzela sesine bırakır. filmin sonlarına doğru insan ruhunu acıtan bir yapıya dönüşen filmde ilk olarak aurora nın ve sevgilisinin ayrılma sahnesinde esen rüzgar ruhunuzu yakar. buna ek olarak emma nın ölüm döşeğindeyken oğullarıyla vedalaşma sahnesinde göz yaşlarınız akmaya başlar. izleyiniz, izlettiriniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder