Kynodontas





Kynodontas imdb:72
Köpekdişi
Dogtooth
2009
2010 29. istanbul film festivali en dikkat çeken filmleri

2009 yılının en iyi ikinci Avrupa filmi
(maalesef o yıl ejderha dövmeli kız kat be kat daha iyi bir filmdi)







* Yunanlılardan böyle bir başyapıt beklemiyordum... Filmi çok beğendim...

* Cannes'ten (onlarda bu filmle ödül almışlar) Bu film Cannes'den sonra bir de Oscar adayı oldu.
Yani Nuri Bilge Ceylan'ın bir tık önüne geçebildiler. Çünkü yönetmene Hollywood kapısını açtıracak nitelikte bir başyapıt olmuş.
(Cannes'den bir iki ödül aldılar ama o sene en iyi film ödülünü Haneke aldı)

* Bu sene yabancı dil oscarını alan film dışındakiler +18 temalı filmler...
Bu yüzden oscarı alan filmden kat be kat iyi olmalarına rağmen alamamışlar:

Bu yılın en iyi yabancı dilde oscar'ı
Danimarka kazanmıştı... Heavnen
Bence hak etmedi... O yılın diğer adayları arasında:
Incendies muhteşem bir filmdi..
Biutiful gene iyi bir film ve bence o bile hak etmişti bu oscar'ı...
Hors La Loi bir diğer adaydı (Arjantin)

Lakin o yılın en çarpıcı sinema eserleri arasında yukarıdakileri de sollayacak Köpekdişi - Kynodontas yer almaktaydı...





* Bir babanın çocuklarını korumacılığının en üst şizofrenik türevini almışlar...
Haliyle mükemmel bir film olmuş...
Eğreti gelin sahnesiyle başlayan +18 planlar daha sonra da devam ediyor...
Bu bağlamda pek aile filmi olmasada Yunanlıları bu konudaki cesaretlerinden ötürü de tebrik etmek gerekir...

Filmin bir süper sahnesi'de bağımsızlığını koparmak üzere olan kızın kareografinin dışına çıkıp, şehvetli ve vahşi dansını devam etmesi... Buradan itirbaren kayış kopuyor anlıyorsun ...

Kontrol manyağı olmuş çocuklar ve dansta kopuş...



* Dambılla kendi ( Canine) köpek dişini uçurduğu

sahne ...

Dış dünyadan tamamen kopartmak için sanırsam kelimelerin yanlış anlamlarını öğreniyorlar:
Kuku: büyük lamba demek!
Zombi: Sarı çiçek demek ... vb...

* Hollywood'a saygı Rocky ve Jaws

Eğreti Gelin Sahnesi:



-eksi-

altmetin:
sadece şunu söylemek istiyorum; filmde kurulan yalan dünyada bile oradan bir kaçış bileti var, köpek dişinin düşmesi. büyük kız, meyvenin olgunlaşmasını bekleyemeden ısıran. bizim dünyamızın o evin büyük halinden bir farkı olduğunu düşünen beri gelsin.


ben bu filmi izlerken nedense "yalama-seks-aile içi saçma sapan duygusal ilişkiler-porno" gibi şeylerden daha çok "şiddetin basitleştirilmesi" daha rahatsız etti beni.dahası insanın göbek bağı kesildiği andan itibaren "öyle ya da böyle" özgür olduğuna ve anasının babasının itaatkarı değil de silah arkadaşı olduğuna inanan ben için " belki bu çocuklar evlatlık, belki de bu insanlarla alakaları bile yok manyak mı lan bunlar" dedirtti bana...


*****
çocukların dedesi olan FRANK SİNATRA nın yunan HANEKE ailesine yazdığı nasihat şeklindeki parçanın sözleri:

fly me to the moon---babamız bizi sever
and let me play among the stars---annemiz bizi sever
let me see what spring is like---biz onları sever miyiz? evet, severiz.
on jupiter and mars---kardeşlerimi çok severim
in other words hold my hand---çünkü onlar da beni sever
in other words darling kiss me---ilkbahar evmize dolar
fill my life with song---ilkbahar kalbimden taşar
and let me sing forevermore---ailem benimle gurur duyar
you are all i hope for---çünkü tüm gücümle çalışırım
all i worship and adore---ama hep daha iyisini yapabilmek için uğraşırım
in other words please be true---evimiz çok güzeldir ve onu severiz
in other words i love you---seni asla terk etmeyeceğiz.


Hiç yorum yok: