Acasa My Home

 




Acasa my home

İmdb: 76

https://www.imdb.com/title/tt11364376/

2020 filmi.

Malum yerlerde bulmak bile çok güç.

Artık bu tür sanatsal - avrupa - sosyal filmleri oynatan platformlara düşmesini beklemekten başka çare yok gibi.

Bence çok kısa bir zaman içinde TRT 2 Sinema kuşağında gösterilecektir. Oradaki ekip bu konuda iyi çalışıyor.

Romanya'nın Bükreş şehrinden geçen nehrin deltasında yer alan bataklık 180 hektarlık arazinin ortasında vahşi bir şekilde yaşayan 9 çocuklu ailenin buranın `Vacareşti Doğal Parkı`  yapımı projesi kapsamında yerlerinden edilerek şehir hayatına adaptasyonlarını anlatan yarı belgesel yarı drama tadında 2020'nin bol ödüllü filmidir. 

(En önemli başarısı `Sundance film festivali` Belgesel Ödülü

2020 World Cinema - Documentary Sundance Winner)

Film bana gene bol ödüllü (2 oscar adaylığı), gene yarı dram yarı belgesel 

ve yine bir balkan filmi olan `Honeyland`'i BAL ÜLKESİ filmini hatırlattı. 

Film bataklık içeresinde sandık kasasından bozma sandal içinde 4 erkek çocuğun zar zor ilerleyişlerini gösteriyor. Manzara çok güzel. Kuğular kazlar. Fakirler ama çok mutlular. 

Ben bu sahneyi `Can Okanar` belgeselinde gördüğüm bir sahneyi hatırlattı. Doğu'da bir yerlerde fakirliği anlatıyordu TRT belgeselinde. Çocukların okula gitmeyişi - üstlerinin başlarının eski oluşu. Sonra çocuklar atlara bindi. Can OKANAR'ı bir termal göle götürdüler. Sisler içinde atlar öyle güzel gözüküyordu ki. Göle atlarla girdiler. Ve Atları hem yıkadılar hem tımarladılar. Sonra üzerlerine çıkıp çıkıp suya atladılar. Paha biçilmez bir şekilde eğleniyorlardı. Fakir dediğimiz hayatın en büyük zenginliğine tanık oluyorduk. 

- spoiler -

filmin akışında şehir hayatında bu 190 hektar arazide bağımsız gezen eğlenen çocukları ve aileyi 50 metrekarelik sosyal yardım evine tıktılar. Aralarından bir tanesi sadece yırttı. Evlendi ve ACASA'ya bekçi oldu. O gölde atılan pet şişeleri ve torbaları gene kazlar ve kuğular arasında kürek çekerek topluyordu. Kardeşleri ise evlerini ve topraklarını nasıl özlediklerini ağlayarak anlatıyorlardı. İnsanın içinin parçalandığı sahneler. 

-  spoiler - 

Evet bir köklerden kopuşun acı manzarası bir cennetten kovuluş hikayesi gibi de görülebilir eser...

Balkan sinemasının bu yönde eğilip bükülmesi çok anlamlı geldi bana. Zaten Hollywood dışı  ve dev bütçeli batı sineması dışındaki avrupa dünya sinemasını biraz da o toplumları tanımak amaçlı izlemiyor muyduk. Bunu artı kurgunun da dışına çıkartarak tüm çıplaklığı ile anlatılması bence çok doğru bir yaklaşım. Ben beğendim. Honeyland ve Acasa 'yı kardeş filmler olarak görüyorum. ikisini de tavsiye ederim. Hele Honeyland için altyazı aramanıza da gerek yok. İki oscarlı bu muhteşem filmin %90'ı Türkçe... 

Ben de böyle bir şeyler düşünmüyor değilim. Bir kaç film projem var onları gerçekleştirdikten sonra tabi ki. 

Romanlara dair çektiğim şu video youtube kanalımda rekor kırıyor: 

https://youtu.be/OtM97aYgZCo

Romanlar üzerine yürüttüğümüz proje ile ilgili bir video hazırlamıştım. Ben de ileride böyle bir realistik film çekmek isterim. Balkan sinemasının açtığı bu yolda bir balkan şehri KIRKLARELİ'nde bir şeyler yapmam gerektiğini düşünüyorum. 

https://youtu.be/JhmVusfomYM

Hiç yorum yok: