Hunter Killer ve The Favourite (2018'in kötü filmlerine örnekler)


Üst üste kötü filmler izledim.

Hunter Killer:

Bir iki tane denizaltı filmini çok severim. Bu filme yakın olacağını düşündüğüm Kızıl Ekim - The Hunt for Red October örneğin.
Ya da Almanların meşhur Das BOOT'u.
Das Boot'u 10 kere izlerim..
Hunter Killer amerikancık aksiyon rambo filmlerinden biri..
Bakın koca bir askeri üsten Rus Başkanını g.t. boklu üç Amerikan askeri kaçırıyor. Putin bile gıcık olmuş filme...
USA donanması envanter filmi resmen... 





The Favourite
Şu film 10 dalda Oscar adayı olabilir, İngilizler kendilerinin anlatılmasını severler 10 dalda BAFTA adayı da olabilir.
Ama Venedik'ten nasıl ödülle döner yaaa
Çok kötü bir film öyle böyle değil...
Sinema türleri arasında "aristokrasi saray fırfırlı etek" filmlerinden nefret ederim. Ama gene de bunun da bir baş yapıtı var:
Kubrick nasıl büyük bir üstat ise bana bu türün de bir örneğin sevdirmeyi başardı Barry Lyndon…
Gene iyi bir yönetmen Visconti'nin il gattopardo - Leopar filmini de beğenmiştim. Biyografi olarak Amadeus'u bu türün dışında sayıyorum. Ya da Fransızların nasıl kendi içinde büyük katliamlar yaptığının da anlatıldığı La reine Margot filmini... En azından bu film Adjani'nin tüm güzelliğini göstermişti bize.
The Favoutite filmi 10 dalda Oscar adayı olup da bir de tür olarak komedi denince "Quills" tadında bir film olur diye ummuştum...
10 dalda Oscar adayı olmuş gelmiş geçmiş en kötü film.
İngiltere Kraliçesi Lezzo mu - İktidar sahipleri sapık mıdırlar - Aristokrasi, Güçü elinde tutmak için koltuk için her şeyi yapar mı? Tamam bunlar temel konular da bu böyle mi anlatılır.
Zaten kabak tadı verdi işlene işlene…
Resmen şımarmış bir yönetmenin düşüş eseri:
Yorgos Lanthimos 'u seviyorum ve farklı filmlerinden dolayı onu çok taktir ediyorum. Köpekdişi filmi İngilizce olmayan dünya sineması arasında benim en beğendiğim filmler arasında.
Geçen sene Guillermo del Toro en kötü filmiyle Oscar'ı aldı bu sene de bu adama bu filmiyle ödül verirlerse yazıklar olsun.
Adamlar çok yetenekli ama bir şekilde önlerine dev bütçeler sunulunca bozuyorlar. Old Boy'u çeken Chan-wook Park Hollywood'da sıçtı sıvadı sonra ülkene döndü bir başyapıt daha çekti...
Benim için çok büyük yönetmen Asghar Farhadi fransaya gitti b.mb.k bir film çekti. Sonra ülkesine döndü gene bir başyapıt ortaya çıkardı.
Yorgos Lanthimos yerinde olsam bu filmden sonra acil Yunanistan'a döner düzgün bir şeylere çekmeye konsantre olurdum.
Gidişatını hiç iyi görmüyorum. Orasını burasını açan peynir beyazı Hollywood starlarından hoşlanıyor olabilirsin, Nicole Kidman- Emma Stone gibi... Tamam bunlarla oynadın tadını çıkardın... Dön oolm memleketine... Bunlarla sanatını öldüreceksin bilesin
Bak bu dediklerimin tersi de oluyor.
Alfonso üstat' da tam Hollywood adamı. Müthiş filmler çekiyor.
Ha bu senenin en önemli filmlerinden gösterilen ROMA hakkında konuşmak gerekirse, Alfonso Cuarón; üstat tamam Roma fena değil. Ben çok çok beğenmedim ama iyi film.. Sen gene de Meksika'da film falan çekme artık. Senden Gravity (Yerçekimi) - Children of Men (Son Umut) gibi filmler bekliyoruz. Sen de Hollywood'a geri dön üstat... Herkes kendi başarılı olduğu yerde sanatını icra etse sorun kalmayacak
Tabi bana göre...

Hiç yorum yok: