Eyyvah eyvah


Eyyvah eyvah
imdb:76
2010'un en iyi türk komedisi
Çift karakterli komedi Ata Demirer - Demet Akbağ

= Şehre doğru yola çıkan bir meteliksizin mafyaya bulaşması baabında "Fasülye"
=Anti-Kahraman olması ve bazen saçma yerlede zekice şeyler bilmesi babında
"Recep İvedik"

* Gülmekten karnım ağrıdı beyauv!

* Filmden çıkarken şarkısını söylüyorsan o filmi beğenmişsindir:,
Bu Fasulyaa yedi buçuk liraaaa, bu fasulyaa yedi buçuk liraaaa!

* Karakter tanıtımını küçük küçük skeçler şeklinde yapmışlar...
Deniz ortası fasıl yaparken tanker çarpması- İnek menüsküs olmuş - Düğünde hemlik manevrası sırasında fordçu dayağı yemesi - Deniz kestanesinin viegra etkisi -

* Ata Demirer iyi bir tip çıkarmış... Karşısındaki öfkelenince birden olayı tırmandırıp daha da öfkelenmelerine çok gülüyorsun... Karakter aynı zamanda olmadık şeyleri bilen yetenekli bir antikahraman...

* "One - Minnute Meyhanesi" göndermesi ii
Türksel birinci lig bitmesin ve türevleri berbat!

* Sabahın köründe dedenin matkapla dübel yeri açması ayna için... Ata Demirer'in nasılsınizm'i öfkeye doğru tırmandırması...
alla allaaa saba sabaaa yaa beyauv
alla allaaa saba sabaaa yaa beyauv
* Bununla başlayan emlakçı sekansı: körler hallerinden hastaneye kadar çok güldürdü beni:
Aradaki taksi sahnesi iyice yardı: "otogara gidiyim ben diyorum bea"
Hastanede patladı: "Boyacın bile kalktı işini yapmaya devam etti" şeklinde bağırma

* Oyuncakların olduğu sahne de yıktı bizi:
-Sokacam ayısına filine beau!

* Hemşire: Bu kaç
Ata: Beş
Hemşire: Bu kim?
Ata: Tanımıyom (o sırada sağlık memuru gelmiş, arkadaşı kapatmış)

* Detay mizah:
Denizdeki eğlence sahnesinde çarpmak üzere olan geminin adı: eyvah eyvah ama tersten yazılmış birkaç harf... Ramiz'in at hastalığının evdeki tablolarına kadar yansıması...

Gereksizdi: Fort sahnesi... Polis baskının uzaması... Mafya babasının bunu sevmesi (bi yere de bağlayamadı bunu)
Eh işte: Burç çekimleri... Çeşitli göndermeler (türkcell birinci lig hiç bitmesin, kurşun asker kenan doğulu'nun değil miydi?, atlara fısıldayan adam... Bu google'da ne ukela ya, yok onu mu söylemek istedin yok bunu mu söylemek istedin...

* Trakya- Ege karması şivesi olan çanakkalenin Ata Demirer tarafından dadından yenmeye yorumu:
"bizim çok sıkıntımız vaa bizim.bahçe katı areyoz biz göömüyoz,düz ayak olsun.çok sıkıntımız vaa bizim çıkameyoz heeyeeede meedivenlee meeedivenlee...ne zaman gelelim biz"

* Çok Doğru Haraket... Komedide dram sahnesi bile böyle bitirilir:
Hüseyin Firuzan ile babasını ararken tesadüf eseri gittikleri hastahanede yine tasadüf eseri hasta yatağında bulur.. bunca zaman ne yaptın, ne ettin, bizi niye terkettin vb hesaplaşmalardan ve konuşmalardan sonra baba hüseyine can alıcı soruyu sorar.. bu sırada bütün salonu hüzün kaplamıştır..
- oğlum annen nasıl öldü..
- kaza sonucu..
- trafik kazası mı..
- hayır katır tepti..
bu sırada hüzün kaplamış salon bir an için gülmek veya gülmemek arasında kalır..
- katır mı tepti..
- evet katırın arka ayklarına diken batmış.. onları çıkarayım derken hopp.. annemi en son havada gördüm..


* -Eksi- den bir trakya hatırası:
Bigada bir öğrenci... Fotoğrafçıya gider bu işten anlarım babında... Bigün aranır... Utana sıkıla gider... Bir kırmızı tofaşla düğüne varırlar... Kötü ötesi bi demek akalın ses çığıltıları içinde müzisyen akort etmeye çalışır kemanını... Nasıl yapıyorsun?
Ben onu duymasamda o beni duyuyor beyauv
İstanbulda bi bok olsa herkes oraya yığışı beyauv


Hiç yorum yok: