İNATLA KAPIRFiLD'E GİDERLER


Ecnebi sinemanın, "Bırak gençler eğlensinler düsturuyla, bi yerlere gidip katledilmelerine dair" türlerini ayıla bayıla, çoğu zaman da ayakta saygı duruşunda izlerdim, taaa ki Cem Yılmaz (hoppa) kardeşimizin bu türe dair hakarete varan eleştirilerini duyana kadar:

"Bu gençler inatla Kapırfild'e giderler tamam mı? Gıcığına yani...
-Mayk Kristılleyk'e gidelim mi?
- Ya bırak manyak mısın?... Bizim olayımız farklı...
- Abi orada da ölebiliriz...
- Ya bıraksana bütün tadımı aldın yauuv...
Sonra bunlar yoldaki yaşlı adamın tüm uyarılarına rağmen giderler...
Enerjikler kampa gelir gelmez sevişmeye başlar...
Her kim gözlüklü şişman ve yalnızdır o ilk öldürülür..."

Aha dedim... Bi daha çekmiyecekler...
Şükür yarabbime yapımcılar hala bu tür filmlerin değerini biliyorlar.
...

Dip filme dip not
(1) : Her kötü film çeken yönetmen için bu kural geçerlidir: "baktın film kötüye gidiyor, başrol oyuncularının frikik sahnelerini abartacaksın"... Bu filmde yönetmen bu konuda önüne gelen malzemeyi de kötü kullanmş... Bırakın, her yerde götünü açan "Paris Hilton" ı soymayı, 24'ün her bölümde sütyen giymeden ortalıklarda hüppüdü hüppüdü dolaşan Elisha Cuthbert'i bile, penye üstüne penye giydirmiş... Böylesine buram buram seks kokan filmini de hem kötü ötesi yapmış, hemi de beklenti ötesi ...

(2) ikizlerden birinin (ikizlere takke diil, filmin sonunda iki ikizin kapışma sahnesi var... biliyorum okuyucu, sen hala hüppüdü hüppüdüdesin) "hangimiz kötü olanıyız bil bakalım" repliğine de yasak getirilmeli...

(Türk Büyü filmine dokundurmalarını yaz...)

izleme - izlettirme

Hiç yorum yok: